DOĞANHİSAR

VI. TURİZM Kültür Varlıkları

Ulu Cami

Doğanhisar ilçesinde ve kendi adını alan Ulu Cami (Pazar) Mahallesi’ndedir. Kitabesinden 555/1548 yılında Abdullah isimli bir zat tarafından yaptırıldığı anlaşılan eser, aynı zamanda Kanuni Sultan Süleyman zamanında inşa edilen Klasik Osmanlı Döneminin Anadolu’daki en zengin nakışlı ahşap camiidir.

Cami, dıştan dışa 17,75x21,20 m ölçülerinde oldukça düzgün bir plan şeması göstermektedir. Doğu cephesi boyunca uzanan bir son cemaat yeri ile batı cephenin kuzey köşesi yakınında tek şerefeli silindirik minaresi yer almakta, doğu ve kuzeyinde de birer girişi bulunmaktadır.

Son cemaat yerinin cephesi altta alçak bir duvar üstünde sıralanan kare, silindirik ve çokgen gövdeli sekiz adet ahşap sütunun desteklediği bir revak hâlindedir. Yukarıya doğru hafifçe incelen sütunların başlıkları kavisli kesilmek suretiyle “Bursa Tipi” denilen yalancı kemerlere dönüştürülerek üstlerine kalın bir kiriş atılmıştır. Bu ana kirişle doğu duvarı arasına yerleştirilen üst örtünün dışa meyilli silindirik kirişleri alttan hasır kaplamalıdır.

Cami duvarlarında malzeme olarak moloz ve kesme taş kullanılmış, ayrıca anayola bakan doğu ve güney cephelerde hatıl şeklinde tuğla ve taş dizileriyle almaşık duvar örgü denenmiştir. Bu örgü sistemi Konya yöresinde nadir karşılaşılan uygulamalardan olup daha çok Batı Anadolu’da kullanılan bir tekniktir. İçerisi duvarlara açılan alt ve üst pencerelerle aydınlatılmış, büyük dikdörtgen alt pencerelere nispetle kemerli olan üsttekiler daha çok ve sık aralıklarla sıralanmıştır.

İçeriye geçit veren ana giriş doğu cephenin kuzey köşesine yakın bir yerdedir. Son cemaat revakından geçilerek ulaşılan dikdörtgen açıklığın basık kemeri düz ve geçmeli mermerden olup, etrafı hafif çıkıntılı kemerli bir nişle kuşatılmış, bu da üstten profilli ve kirpi saçaklı dikdörtgen bir çerçeve içine alınmıştır. Kapı ile üstteki bu kemer arasında yer alan kitabede “Selim oğlu adil Süleyman” ismi okunmaktadır. Caminin kuzey kapısı daha sade ve küçüktür.

Harim, kare ve çokgen kesitli ahşap destek sıraları ile mihrap duvarına dik istikamette üç sahına ayrılmıştır. 5,00 m genişliğindeki orta sahın 3,60 m’lik yan sahınlardan daha geniş ve yüksektir.

Mihrap ahşaptan olup orta sahının tamamını kaplamaktadır. Anadolu’daki bu en geniş ahşap mihrabın cephesi eskiden renkli kalem işi motiflerle bezeli iken sonradan yağlı boya ile çirkin bir şekilde boyanarak özgünlüğünü kaybetmiştir. Güney duvarı ortasına oyulan yedi kenarlı nişin kavsarası üç mukarnas sırası ile doldurulmuş, etrafı da genişlikleri 12-85 cm arasında değişen altı sıra bordürle çerçevelenmiştir. Bazı bordürlerin sarı, kırmızı, siyah ve yeşil renkli altıgen, yıldız ve birbirine bağlanan oval madalyonlarla tezyin edildiği belli olmakta, ancak büyük bölümünün süslemeleri yağlı boya altında kaldığı için ne olduğu tam olarak seçilememektedir. Bordürlerin döşeme altında kalan uzantıları ve detaylarından yola çıkılarak mihrap cephesinin geometrik ve bitkisel ağırlıklı bir kompozisyona sahip olduğunu söylemek mümkündür. Minber de mihrap gibi ahşaptan olup caminin batı duvarına bitişiktir. Basık kemerli kapısının kanatları yerinde değildir. Dilimli tepeliğinin ön yüzü yazılıdır. Yan kanatlar ince çıtalarla taksimatlandırılarak içleri yeşil ve siyah ile renklendirilmiştir. Eski hâlinin kalem işi olarak dekore edildiği kalıntılardan anlaşılmaktadır.

Kadınlar mahfili ortadaki sahının kuzeyindeki ikinci destek sıraları ile yan sahınlarda birer aks daha öne doğru kaydırılmak suretiyle bir “U” şeklinde kuzey duvarına bitişmektedir. Mahfili taşıyan kirişlerin uçları yontularak profilli konsollar hâline getirilip uç, alt ve yan yüzleri ile araları bitkisel motiflerle renklendirilmiş, aralara da manzara resimleri serpiştirilmiştir.

Tavan kuruluşunun süslemesi göz alıcı zenginliktedir. Üstten kaplamalı olan tavan kıble duvarına dik olarak atılan iki ana kiriş vasıtasıyla on iki adet ağaç sütuna oturur. Kare ve sekizgen formlu bu desteklerin üst tarafları stilize çiçek ve rumilerle dekore edilmiş, profilli konsollar hâlinde şekillenen yastıklara da yine hatai dal, yaprak ve çiçekler resmedilmiştir. Orta sahının tavanı ana kirişlere dikey olarak atılan ve üst üste bindirmeli olarak yükselen iki konsol sırasıyla çevrelenmiş, mihrabın önündeki alan da enine bir kirişle bölünmüştür. Ana kirişlerin yan yüzünde dolaşan iki bordürün süslemesinde rumi ve palmetlerin yanında natüralist dal, yaprak ve çiçekler tasvir edilmiş, sarı, kırmızı ve yeşil zemin üstüne bütün renkler denenmiştir. Konsolların alt ve yan yüzleriyle tavan aralarında kalem işi bezeme daha da zenginleşerek devam etmektedir. Yan yüzlerde kırmızı konturlu çiçekler, altlarda yaprak ve zambaklar, aralarda da rumilerin içlerine nakşedilen hatailer tekrarlanmaktadır. Konsolların tavan aralarında daha farklı bir düzenleme dikkati çeker. Bazılarında dörtlü madalyonlar içine yerleştirilen zambakların tepesinden ters yöne dal ve yapraklar kıvrılmakta, diğerinde; merkezde sekiz kollu bir yıldızın köşelerine yerleştirilen zambağın üstünden kıvrılan stilize yapraklar birbiriyle birleşmekte, bir diğerinde ise on veya on iki kollu yıldızların kollarının kesişmelerinden geometrik kompozisyonlar teşekkül etmektedir.

Orta sahının mihrap önüne rastlayan bölümü Selçuklu camilerinin maksura kubbesini hatırlatan bir anlayışla düzenlenmiş, kubbenin yerini burada tavan almıştır. Ahşap desteklerin yüzeyini kaplayan kavisli tahtalar giriş revakında olduğu gibi üç tarafta birer “Bursa Kemeri” meydana getirirken, bunların yüzeyleri ile kiriş ve konsollar âdeta çiçek bahçesi gibi renklendirilmiş, tavanın ortasına da büyükçe kare bir göbek işlenmiştir. Diğer renklerin yanında altın yaldızın yoğun olarak kullanılması buraya verilen değerin önemini vurgulamak için olmalıdır.

Yan sahınlar ortadan farklı olarak tek sıra konsollara taşıtıldığı için biraz daha alçakta kalmaktadır. Burada da süsleme olarak benzer motifler kullanılmış, fakat orta sahının kiriş altlarında boydan boya tekrarlanan lambrikenlere yer verilmemiştir.

Son yıllarda yapılan restorasyon çalışmalarında kalem işi süslemelerin yenilenmesiyle bazı özelliklerinin kaybolduğu üzüntüyle izlenmekte, orta bölümde daha önce var olduğunu bildiğimiz fakat yeni bulunan kuyunun fonksiyonu hakkında araştırmalarımız devam etmektedir.

Doğanhisar Ulu Camii
Doğanhisar Ulu Camii iç kısmından bir görünüm

YAŞAR ERDEMİR

BİBLİYOGRAFYA

  • Erdemir, 2002, 381-396; Erdemir, 1985, 71-85; Konyalı, 1945, 63-64; a. mlf., 1957.