EBUBEKİR NİKSARİ

(Cavlaki) (ö. 1273’ten sonra) Kalenderî şeyhi.

Adından Niksarlı (Tokat) olduğu anlaşılan Ebubekir Niksari bir Kalenderî şeyhidir. Hayatına dair fazla bilgi bulunmamaktadır. Kendisi Niksarlı olsa da hakkındaki ilk bilgiler Dımaşk (Şam)’da bulunduğu zamana dairdir. Onun ne zaman ve niçin Dımaşk’a gittiği bilinmemektedir.

Kaynakların Dımaşk’ta bulunan Ebubekir Niksari’den bahsetmesinin sebebi Kalenderiye tarikatının Cavlakiye kolunun kurucusu olan Cemaleddin-i Savi ile olan ilişkilerinden dolayıdır. Save (Tahran-Kazvin arasında) şehrinden olmasından dolayı Cemaleddin-i Savi diye anılan bu zat gençliğinde dervişliğe heveslenmiş ve bu amaçla Dımaşk’a gelerek Şeyh Osman Rumi’ye mürit olmuştur. Daha sonra Dımaşk Bilal-i Habeşî Mezarlığı’nda karşılaştığı Gerubed ile dostluk kurmuş ve onun gibi saç, sakal, bıyık ve kaşlarını kazıtmış ve bu mezarlıkta yaşamaya başlamıştır. Bir müddet sonra da Kalenderiye veya Cavlakiye adı verilen tarikatı kurmuştur. Bundan sonra Cemaleddin-i Savi’ye dört kişi daha katılmıştır. Aralarında Ebubekir Niksari’nin de bulunduğu bu dört kişi Cemaleddin-i Savi’nin halifeleri olmuş ve farklı yerlere dağılarak tarikatlarını yaymışlardır. Bir süre sonra bu dört kişiden, Ebubekir Niksari’nin dışındaki üçü ölmüş; Ebubekir Niksari de 602/1205-06 yılında Konya’ya gelerek yerleşmiştir.

Ebubekir Niksari’nin Konya’daki hayatı ile ilgili bilgileri Eflaki vermektedir. Eflaki, ondan Niksarlı Ebu Bekr-i Cavlaki şeklinde bahsetmekte ve Konya’daki Kalenderîlerin Mevlâna’nın vefatı üzerine gülbanklar okuyup hay huy ederek üzüntülerini dile getirdiklerini belirtmektedir. Eflaki Mevlâna’nın cenazesinin önünden giden yedi öküzden birisinin Ebubekir Niksari’nin zaviyesine gönderildiğini ve burada şeyhin emri ile fakir fukaraya dağıtılmak üzere kurban edildiğini bildirmektedir.

Eflaki’nin verdiği bu bilgilerden Ebubekir Niksari’nin Konya’da bir zaviye açtığı, burada pek çok mürit topladığı ve Mevlâna’nın sağlığında onunla yakın ilişki içinde olduğu anlaşılmaktadır. Zira Mevlâna’nın vefatı üzerine Ebubekir Niksari ile Kalenderilerin duydukları üzüntü ve bu cenaze törenindeki öküzlerden birinin onun zaviyesine gönderilmesi aralarındaki dostluğu göstermektedir.

Mevlâna’nın çağdaşı olan Ebubekir Niksari’nin vefat tarihi belli değildir. Ancak Mevlâna’nın vefat tarihi olan 1273’te hayatta olduğu anlaşılmaktadır. Onun Konya’ya 1205’li yıllarda geldiği göz önüne alınınca sadece Konya’da yaklaşık yetmiş yıllık bir hayat sürdüğü ortaya çıkmaktadır. Konya’ya gelmeden önceki hayatı da eklendiğinde onun 1273’lerde hayli yaşlı olduğu sonucuna varılır. Buna göre Ebubekir Niksari 1273 yılından bir müddet sonra vefat etmiş olmalıdır.

SEFER SOLMAZ

BİBLİYOGRAFYA

  • El-Hatîb, 1953, 556-557, 559; Hatîb Fârisî, 1972, VIII; Eflaki, 1980, II/596; a.e., 1989, II/17; Turan, 1973, 228; Anadolu’da Türkler, 1984, 255; Ocak, 1992a, 51; a. mlf., 1992b, 27, 32, 63, 65, 79, 185, 219; a. mlf., 1996, 67, 69; Konyalı, Konya Tarihi, 1997, 622; Baykara, 1998, 82; Turan, 1953, 539-543; Yazıcı, 1978, 473; a. mlf., 1968, 794-795; a. mlf., 1993, 313; Gündoğdu, 2003, 29.