EBU İSHAK KAZERUNİ

(352/963-426/1034) Âlim, veli ve İshakiyye/Kazeruniyye tarikatının kurucusu.

Âlim ve veli olan Ebu İshak İbrahim bin Şehriyâr, Şiraz’ın 90 km batısında bulunan Kazerun kasabasında doğdu. Annesinin ismi, Banuveyh b. Mehdî’dir. Önce Mecusi iken sonra Müslüman olan bir anne babadan dünyaya gelen Kazeruni, doğumundan itibaren üstün hâller göstermeye başladı. Nitekim o, ramazan-ı şerif ayı olduğu için gündüzleri annesinden süt emmedi. Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Kazeruni, Ebu Ali b. Hüseyin Firuzabadi el-Akar, Ebu’l-Hasan Ali b. Cehdim Hemedani gibi zamanın tanınmış âlimlerinden okudu. Ebu Abdullah Muhammed b. Hafîf ed-Dabbi’den istifade eden Kazeruni, bu zatın sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerledi. Ayrıca o, Şiraz, Basra, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere’deki âlimlerden hadis-i şerif rivayet etti.

Zamanının hükümdarlarının sevdiği ve saydığı Kazeruni, “Sultânu’l-evliyâ” ve “Kutbu’l-aktâb” unvanlarını aldı. O devirde Kazerun ve civarı, putperest ve ateşperestlerle doluydu. Müslümanlar azınlıktaydı. Onun irşat faaliyetleri sayesinde Müslümanlar çoğaldı. Her tarafta birçok vakıf müesseseleri kuruldu. Kazeruni’nin sohbetinde yetişen talebeleri, cihat niyetiyle civar beldelere yayıldılar. Kendisi de ilim ve kılıçla cihat eden Kazeruni, binlerce putperestin Müslüman olmasını sağladı. Cuma günleri toplanan orduya cihat ve faziletini anlatırdı. Aynı zamanda Kazeruni, her yıl mücahitleri bizzat teftiş ederek, onların silahlandırılması, giyim ve kuşamı ile yakından ilgilenirdi. Ordusunda ilk defa mevkef çaldıran Kazeruni, ordu savaşa gittiğinde, onlara devamlı dua ederdi.

Diğer taraftan Ebu İshak Kazeruni’nin yetiştirdiği mücahit talebeleri, gittikleri yerlerde, dergâhlar ve medreseler yaptılar. Nitekim büyük sufilerden Kazeruni’nin bizzat kendisi İran’da altmış beş kadar ribat denilen dergâh inşa ettirmişti. Onların bu faaliyetleri, İshakiyye, Kazeruniyye ve Mürşidiyye tarikatı diye meşhur oldu. İshakiyye tarikatı, İran’dan Hindistan’a ve Çin’e kadar yayıldı. Buralarda, bilhassa Kalküta ve Zaytun gibi limanlarda ve Anadolu’da müesseseleri vardı. Ebu İshak Kazeruni’nin gayrimüslimler ile mücadele için, Anadolu’ya müritler gönderdiği rivayet edilir. O devirdeki dört büyük tarikat arasında ismi geçen İshakiyye tarikatı, muharip hareketlerinden dolayı, Türkiye’de önemli bir rol oynadı. Tabiatıyla bu tarikat, Rumeli’ye de yayıldı (Evliyâ Çelebi, Seyahatname, III/454, “Edirne’deki Tekkeler”). Bursa, Konya ve Erzurum’da Ebu İshak-hane adı ile anılan dergâhları bulunan bu tarikat, Anadolu’dan Halep’e geçti. Bu arada 802/1399 yılında Molla Fenari tarafından tasdik edilen, Yıldırım Bayezit’in Şeyh Ebu İshak Kazeruni için düzenlenen Kazeruniyye İmareti Vakfiyesi fermanı, İshakiyye tarikatının Osmanlı Döneminde büyük öneme haiz olduğunu gösterir.

Bu tarikat, şüphesiz iyi idare ediliyordu; çünkü idareciler Kazeruni’ye nezirde bulunanlar üzerine senetler düzenliyorlardı. Kazeruni’nin kabrinden alınan toprak, bilhassa balık avcıları ve satıcılar nezdinde, tılsımlı sayılırdı. Halkın Kazeruni hakkındaki bu itikadı, son zamanlara kadar devam etmiştir.

H 426/M 1034 yılında Kazerun’da vefat eden Ebu İshak, insanlara karşı çok şefkatli ve merhametli idi. Kendisine hakaret edenlere bile, elinden geldiğince hep tatlı sözlü ve güler yüzlüydü. Cömert ve misafirperverdi; zayıf, güçsüz, yetim ve fakirlere yardım eder, herkesi gözetirdi.

Ebu İshak Kazeruni adına Konya’da da bir zaviye yaptırılmıştır. Beyhekim Mahallesi’ndeki zaviyenin bölümünde Kazeruni/İshakiye tarikatının Karamanoğulları Dönemi şeyhlerinden Hacı Hasan Efendi metfundur.

RECEP DİKİCİ

BİBLİYOGRAFYA

  • Kamusu’l-a’lam, 1315, V/3808; Şapolyo, 1964, 478; İBBAK, İstanbul Kitaplığı Bölümü, Nu. MC-Fr-000012; Erzi, 1942, 423-430; Wittek, 1974, 523; Massignon, 1974, 3, 8, 10; Şevkî-i Kadîm, ts.; Köprülü, 1969; Molla Câmî, 1872, 296 vd.; Feridüddîn Attâr, 1905, II/296; Evliyâlar Ansiklopedisi, VII/413 vd.; Yılmaz, 2000, 266; Konyalı, Konya Tarihi, 2007, 914-917; Önder, 1971, 211.