EDEBALİ (EDEBALI)

Müderris, mutasavvıf, ilk Osmanlı müftü ve kadısı. (ö. 726/1325-26)

Doğum yeri üzerine bazı görüşler ileri sürülmüşse de aslen Konyalıdır (Uz, 1999, 10). Adı muhtelif kaynaklarda, “Edebâlî, Edebalı, Atabâlî ve Ede-Şeyh” olarak geçmektedir. Kesin olmamakla beraber, 603/1206 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Memleketinde başladığı tahsilini Şam’da tamamladı. Hazreti Mevlâna gibi, zamanın büyüklerinin sohbetinde bulunan Edebali, tefsir, hadis, tasavvuf ve özellikle İslam hukukunda söz sahibi oldu.

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin kayınpederi olan Şeyh Edebali, ilimde derya, amelde yüksek, takva ve verada örnek, mal ve mülk sahibi bir zattı. Eskişehir yakınlarında İtburnu denilen köyünde yaptırdığı zaviyede bir yandan öğrenci yetiştirirken bir yandan da halkı irşat etti. Anadolu’da, fütüvvet ehli Ahilerle de yakın münasebeti olan Edebali’yi Osman Bey sık sık ziyaret eder ve sohbetinde bulunurdu. Osman Bey’in yine zaviyede bulunduğu bir gece gördüğü rüya üzerine, Edebali kızı Mal Hatun’u Osman Bey’e nikâhladı. Edebali, Osman Bey’in rüyasını şöyle tabir etmiştir:

“Sen, babandan sonra bey olacak, kızım Mal Hatun’la evleneceksin. Benden çıkıp sana gelen nur budur. Sizin asil ve temiz soyunuzdan nice padişahlar gelecek. Onlar nice devletleri bir çatı altında toplayacaklar. Allah Teâlâ, nice insanların huzur ve saadete kavuşmasına, din-i İslam’la şereflenmesine senin soyunu vesile edecektir.” (Solakzade Tarihi, 1989, I/14-15; Âşık Paşa Tarihi, 2008, 41)

Ayniyle gerçekleşen Osman Bey’in rüyası gibi daha nice menkıbelerin, bir cihan devletinin kuruluşunun manevi temellere dayandırılma ihtiyacından doğduğu muhakkaktır.

Bazı Mevlevi kaynakları ve tarihlerde, Osman Bey’le Mevlevilik arasında irtibat kuran bir menkıbe nakledilir. Bu menkıbeye göre:

Selçuklu Sultanı Rükneddin, Baba-i Merendî adında bir Kalenderî’yi kendine baba edinmiştir. Hazreti Mevlâna, sultanın bu hareketine gücenerek sarayı terk ederken, Ertuğrul Gazi’nin bir iş için Selçuklu sarayına gönderdiği genç, Osman Bey’le karşılaşır. Kendine karşı niyaza duran Osman Bey’den çok hoşlanan Hazret-i Mevlâna, Osman Bey’in belinden kılıcını çözüp, yeniden bağlarken de şöyle der:

“Bu kılıcı Selçukludan aldık, sonra senin soyuna verdik!”

Başka bir menkıbeye göre de Osman Bey küçük bir çocukken, Babası Ertuğrul Gazi Hazreti Mevlâna’yı ziyarete geldiğinde, Hazreti Mevlâna’dan küçük Osman için dua ricasında bulununca, Rükneddin Kılıçarslan’ın bir Kalenderî’yi baba edinmesini ima ile:

“Hoş, şimdi hükümdar kendisine bir baba bulduysa; biz de kendimize bir oğul bulduk!” dediği rivayet edilir.

Hilâfetin Osmanlı’ya geçişinin sebep ve hikmetini, Akşemseddin’in bir seyyit olduğuna ve kızı dolayısıyla seyyitliğin Osmanlı soyuna geçtiğine, bu sebeple de hilafetin Osmanlı’nın hakkı olduğu yolundaki yorumların mevcudiyeti, hep Osmanlı’nın temelinde bulunan manevi inanç ve mayanın işaretleridir.

Uzun bir ömür süren Edebâlî 726/1326 yılında, yaşı yüz yirmi civarında olduğu hâlde vefat etti. Cenazesi Bilecik’te zaviyesinin yanına defnedildi (Sicill-i Osmanî, I/303).

Osman Bey’in oğlu Orhan Bey’in annesinin, Ömer Bey isminde bir zatın kızı Mal Hatun; Edebali’nin kızı Bala Hatun’un ise Osman Bey’in diğer oğlu Alâeddin Bey’in annesi olduğunu kabul eden tarihçiler de vardır (Öztuna, II/256).

Selçuklu sultanının, Müstevfi Abdülaziz Sultan* vasıtasıyla Osman Gazi’ye bağımsızlık alâmetleri gönderdiği, Osman Gazi’nin Rabia adındaki eşinin de Abdülaziz Sultan’ın kızı olduğu rivayeti de vardır (Uz, 2010, I/17).

Mehmet Hemdemî Çelebi de Solakzade Tarihi isimli eserinde, Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e verdiği kızının adının, “Rabia” olduğunu nakleder.

Vefaiye tarikatına mensup olan Edebali, Osmanlı’nın ilk müftü ve kadısıdır.

MEHMET ALİ UZ

BİBLİYOGRAFYA

  • Taşköprüzade, Şekaik, 1269 20-21; İlmiye Salnamesi, 1334, 315; Hammer, Osmanlı Tarihi, 1983, I/65-68; Ahmet Rasim, Osmanlı Tarihi, 1330, I/31; Öztuna, Türkiye Tarihi, 1977, II/256; Solakzade Tarihi, 1989; Âşık Paşazade Tarihi, 2008; Sicill-i Osmanî, 1995; Uz, 2004b, 137-138; KİY, 1973, 305; Şahin, 1994, 393-394; Uz, 2010; Uz, 1999.