CEMALEDDİN-İ AKŞEHRÎ

Cemali ailesinden Halvetiye şeyhi. (ö. 943/1536)

Cemali ailesinden olan Şeyh Cemaleddin-i Akşehrî, Konya Ereğli’sinde doğdu. Akşehir’de oturup, burada öldüğü için “Akşehrî” diye şöhret buldu.

İstanbul’da devrin ünlü âlimlerinden okuduktan sonra Zenbilli Ali Cemali Efendi’nin elini öpüp, medresesine mülazım oldu. Fakat mülazemetten sonra medrese ve kadılığı kabul etmeyip tasavvufa yöneldi. Bu sırada vaktinin çoğunu medresede değil, Koca Mustafa Paşa Tekkesi şeyhi ve enişteleri Sünbül Efendi’nin yanında, sohbet ve zikir meclislerinde geçiriyordu. Mülazemet dönemi tamamlanınca, babasının da tarikatı olan Halvetiye’ye yönelerek bu tarikatın İstanbul’daki en büyük mümessili Sünbül Efendi’ye biat etti. Tasavvuf yolunda kısa sürede yetişince hilafetle irşada memur edilerek Akşehir’e gidip yerleşti. Burada Halvetiye’yi yaymaya başladı.

Şeyh Cemaleddin-i Akşehrî, dünya malına önem vermezdi. Görevli bulunduğu tekkeye adak ve sadakalar bol bol geldiği hâlde kendisine zerre miktarı ayırmazdı. Bunları veriliş amacına uygun olarak muhtaçlara ve fakirlere dağıtırdı. Hayırsever olduğundan kendi imkânlarıyla Akşehir’de bir mescit ve bunun yanında üzeri çatılı bir zaviye yaptırıp, bunlara zengin vakıflar sağladı.

Cemaleddin-i Akşehrî, Kanuni devrinin önde gelen mutasavvıflarından, kerametleri ile ün salmış bir kişiydi. Riyazat ve takvada akranı arasında seçkin bir yere sahipti. Müritlerinin çoğu onun himmeti ile kemale ermiş; halifeleri ise, mürşit derecesine yükselmiştir. Akşehir’de vefat edince kendisi için özel bir türbe yapılmamasına rağmen mezarı, daha o zamanlar ziyaretgâh hâline geldi.

YUSUF KÜÇÜKDAĞ

BİBLİYOGRAFYA

  • Küçükdağ, 1995, 81-104.