EMİR İSHAK BEY (İSHAK PAŞA) TÜRBESİ

Şems-i Tebrizî Külliyesi’nin* hemen kuzeydoğusunda yer alan küçük türbe, kare planlı ve kubbeli mezar anıtlarımızdan olup, “Kızlar Türbesi”, “Üç Kızlar Türbesi”, “Emir İshak Bey Türbesi” ve “İshak Paşa Türbesi” adlarıyla da bilinmektedir. 4,78x4,78 m ölçüsünde olan yapının kübik gövdesi, açıklı koyulu muntazam kesme taşlarla kaplanmış, üstündeki sekizgen kasnak ile kubbesi tuğla ile örülmüştür.

Türbenin kapısı batıya bakmakta, diğer cephe duvarlarının alt taraflarına açılan büyük dikdörtgen pencerelerle aydınlatılma sağlanmaktadır. Pencerelerin etrafı muntazam kesilmiş blok taşlarla çerçevelenmiş, üstlerindeki kemerli açıklıklar ise 1945 yılında Konya Eski Eserler ve Mülhakatını Sevenler Derneği tarafından yapılan onarım sırasında tuğla ile örülerek kapatılmıştır.

Türbenin batı cephesinde yer alan 0,77 m genişlik ve 1,55 m yükseklikteki kapısının basık kemeri renkli taşlarla örülmüştür. Gövdenin üst tarafında dışarıya doğru taşan beyaz kesme taştan bir silme friz dolaşmakta, bunun üstüne 0,70-0,80 m yükseklikte tuğla örgülü sekizgen kasnak oturmaktadır. Yarım küreden biraz daha yüksek tutulan tuğla örgülü kubbenin dış yüzündeki üçgen çıkıntılar birbirlerinin boşluğunu dolduracak şekilde üç sıra hâlinde kubbeyi çevreleyerek farklı bir görüntü meydana getirirler. Tepedeki taş alem; basitçe işlenmiş gövde, boğum ve külahıyla, şematik olarak, bir minareyi andırmaktadır. İçerisi son derece sade olup, herhangi bir süsleme unsuruna sahip değildir. Kubbe üçgen bingiler vasıtasıyla kasnağa oturmaktadır. Ahşap sanduka sonradan konulmuştur.

Türkiye Selçukluları Dönemine ait olmayan türbe, Karamanoğulları veya Osmanlılar zamanında inşa edilmiş olmalıdır. Bazı kaynaklarda (915/1505 tarihli bir vakfiyeye dayandırılarak) bu türbenin Emir İshak için yapıldığı yazılı olup, içindeki kitabeli mezar taşının yok edilerek buranın Şems Zaviyesi’nin ambarı haline getirildiği belirtilmekte, İshak Bey’in hanımı olduğu tahmin edilen Hatice Hatun ile kendi adını taşıyan torunu ve başka bir kadının da bu türbenin şimalinde, 1944 yılında yıkılan başka bir türbede metfun olduğu ileri sürülmektedir.