EMİR SİYAVUŞ TÜRBESİ

Türkiye Selçuklu Dönemi eseri.

Aziziye Mahallesi, Piri Mehmet Paşa Sokağı’nda ve aynı adla anılan caminin doğu cephesine bitişik olan yapı, kare planlı olup, kübik gövdesinin üst kısmı sekizgene dönüştürülerek piramidal külahla örtülen türbelerdendir. Gövdenin alt tarafı muntazam kesme taşla kaplanmış, üst bölümüyle külahı tamamen tuğla ile örülmüştür. Kuzeydeki girişine ilaveten batı tarafına da sonradan bir kapı açılarak cami ile irtibatlandırılmış ve ziyaretler buradan yapılır olmuştur.

Türbenin kuzey cephe duvarına açılan esas kapısı dikdörtgen bir niş içine alınmıştır. Piri Mehmet Paşa Sokağı’na bakan 1,05x2,00 m ebadındaki dikdörtgen açıklığın etrafı yakın zamana ait olduğu belli olan yekpare mermerle çerçevelenmiştir. 0,20 m’lik eşik düz, sade olmasına karşılık çerçeve mermerleri düz ve oluklu silmeli olarak işlenmiş, ancak yüzeylerine herhangi bir dekor uygulanmamıştır. Üst tarafa açılan ve daha küçük bir niş içine alınan sivri kemerli pencerenin alınlığı geç döneme ait çinilerle kaplanmıştır. Dıştan mavi renkli ince bir şeritle çerçevelenen çinilerde dilimli çiçeklerle, şematize edilmiş palmetler turuncu-sarı parçalardan kesilmiş, zemin ve çiçeklerin içi yeşil, palmetlerinki mor renkli çinilerle çok kaba bir işçilikle doldurulmuştur. Aynı pencereler türbenin diğer cephelerinde birer adet ve çinisiz sade olarak aynı seviyede tekrarlanmakta, türbenin güney duvarında da ayrıca büyük dikdörtgen bir alt pencere yer almaktadır. 0,98x1,62 m ölçüsünde olan ve zeminden 0,40 m yukarıya açılan bu pencerenin mermer söveleri ile lentosu düz köşeli ve kaval silmeli olarak profillendirilmiştir.

Kümbetin ölçüleri dıştan 5,93x6,32 m olup, kübik gövdesi yerden 5,40 m yükseklikte sekizgene dönüşerek 2,33 m daha yükselir. Kare gövde ile sekizgen kasnak arasında, üst köşelerde oluşan dört boşluğu, iki yana akıntılı 1,80 m yüksekliğindeki üçgen piramitler kapatır.

Kümbetin 4,86x4,86 m iç ölçülü gövdesi kapı eşiğinden 3,50 m yukarıda, dört yönde 0,08 m çıkıntı yaparak küçülür. Üst taraftaki 3,95-5,26 m arası kubbeye geçiş bölümü olup, kubbe köşe tromplarının üstündeki kasnağa açılmıştır. İçerisi tamamen beyaz badana ile sıvalı olan türbenin zemini biraz aşağıda kaldığı için kapı eşiğinden bir basamakla inilmektedir.

Cenazelik olarak bilinen alt kısmıyla ilgili bir iz görünmemektedir. Aslında olması gereken ve olduğu ileri sürülen cenazelik kapısı sonraki tamirlerde kapatılmış olmalıdır.

Üstteki bölümde önceleri ahşaptan bir sanduka bulunmaktaydı. 2,20 m boyunda, 1,36 m eninde ve 0,45 m yüksekliğinde bir kaidesi ile 1,42 m boy, 0,65 m en ve 0,56 m yüksekliğinde hafif silindirik bir üst bölümü bulunmaktaydı. Şimdiki sanduka prizmatik dikdörtgenden ibarettir.

Kitabesi olmayan türbe, halk arasında “Siyah-puş-i Veli”, “Siyavuş Sultan” ve “Siyavuş Veli” adlarıyla anılan bir yatıra mal edilmekteyse de bu kişi II. İzzeddin Keykavus’un oğlu Alâeddin Siyavuş olmalıdır [Bilindiği üzere Türkiye (Anadolu) Selçukluları tarihinde bu şehzadenin adını kullanan ve Karamanoğlu Mehmet Bey’in desteğiyle kısa bir süre Selçuklu tahtına geçen bir de düzmece Alâeddin Siyavuş vardır (bk. Cimri Olayı*). Dönemin Konyalılarınca bir hakaret kastıyla “Cimri” olarak adlandırılan bir kişinin böyle bir türbenin sakini olması düşünülemez].

Emir Siyavuş Türbesi (İ. Duvarcı)

YAŞAR ERDEMİR

BİBLİYOGRAFYA

  • Tuncer, 1986, 202; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 732; Bayık, 1995, 111 ve çizim 72; Erdemir, 2009, 34-35; [Uğur]-[Koman], 1934, 12-13; Turan, 1971, 584; Uzunçarşılı, 1969, 150; İbn Bibi, el-Evamir, 1941, 290.