ÇELEBİ HALİFE

(Şeyh Mehmet Çelebi) (ö. 1497-98) Halvetiye şeyhi.

Fahreddin-i Razi (1149-1209)’nin dördüncü batından evladı olan Cemaleddin-i Aksarayi (ö. 1389)’nin neslindendir. Lakabı Çelebi Halife, esas adı Şeyh Mehmet Çelebi Cemali, mahlası ise Cemal-i Halveti’dir. Aksaray’da doğdu. Ünlü Osmanlı şeyhülislamı Zenbilli Ali Cemâli Efendi (ö. 1525)’nin amcasının oğlu, veziriazam Piri Mehmet Paşa (1463[?]-1532-33)’nın da babasıdır.

Çelebi Halife ilk tahsiline Aksaray’da başlayıp Konya’da devam etti, İstanbul’da tamamladı. Daha sonra tasavvuf yoluna girdi. Önce Zeyniye tarikatının İstanbul temsilcisi Seyyit Abdullah (ö. 1488-89)’a intisap etti. Kısa zamanda sülukünü tamamlayarak hilafet icazetini aldıysa da Zeyniye’de aradığını bulamadığı için tekrar arayış içine girdi. Konya’ya gelip burada Halvetiye meşayihinden Şeyh Alâeddin-i Halveti (ö. 1462-63) ile görüşüp ondan feyiz aldı. Onun ölümü üzerine Konya’dan ayrıldı. Tokat’a gidip burada Halvetiye meşayihinden Tahirzade ile görüştü. Tahirzade’nin işareti ile Şirvan’da bulunan Halvetiye’nin ikinci kurucu şeyhi Seyyit Yahya-yı Şirvani (ö. 1464)’nin yanına gitmek üzere yola çıktı. Yolculuk sırasında Seyyit Yahya’nın ölüm haberini alınca Erzincan’da oturan Halvetiye meşayihinden Pir Mehmet-i Erzincani’ye biat etti. Ondan da hilafet icazeti aldıktan sonra önce Tokat’a sonra 1463’te Amasya’ya gitti. Amasya Valisi Şehzade II. Bayezit (1447-1512), onu Amasya’daki Hace-i Sultani Zaviyesi Şeyhliğine getirdi. Şeyhi Pir Mehmet-i Erzincani’nin 1474’te ölümü üzerine onun yerine Halvetiye şeyhi oldu. Bu arada II. Bayezit’in şeyhliğini yapmaya başladı. Cem Sultan’la taht mücadelesinde II. Bayezit tarafında yer aldı ve onun tahta çıkmasını sağladı. Bayezit padişah olunca onu İstanbul’a götürdü. Veziriazam Koca Mustafa Paşa, Kızlar Kilisesi’ni 1486’da tekke olarak düzenleyerek ona tahsis etti. O, burada dokuz yıl Halveti şeyhliği yaptı. 1497-98’de hacca gitti. Hac yolculuğu sırasında Tebük menzilinde vefat etti ve buraya defnedildi. Yerine Sünbül Efendi (ö. 1529)’nin şeyh olmasını ve kızı Safiye Hatun’la evlenmesini vasiyet etti. Halvetiye’de “Cemâlî” adı verilen kolun kurucusudur. Hamza-i Larendevi’nin kızıyla Konya’da evlenen Çelebi Halife’nin üç çocuğu tespit edilmiştir. Bunlar; Piri Mehmet Paşa, Şeyh Bedreddin Mahmut Çelebi ve Safiye Hatun’dur.

Çelebi Halife, köklü bir ilim geleneği bulunan bir aileden gelmektedir. Önce iyi bir medrese eğitimi alıp ardından tasavvuf yoluna girdiğinden o, klasik anlamda bir sofi değildir. Fikir üretecek düzeyde bir âlim ve düşünürdü. Çağın gereklerine uygun olarak fikir ve siyasete yön verecek seviyede bir ilim, tarikatta içtihat yapacak derecede bir tasavvuf adamıydı. Halvetiye’de yeni bir şube olan Cemaliye’yi kurması, onun tekrarcılıktan uzak bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.

Çelebi Halife’nin azim ve kararlılığı onu veli mertebesine ulaştırmıştır. Hüseyin Vassaf onun bu özelliğini: “Marifetullah’ın te’sis ve tahkikinde ve küşüfât tecelliyâtında zamanlarının Muhyiddin-i Arabî’si olmuşdur” sözüyle ortaya koymuştur. Devrinin önde gelen müfessirlerinden biri idi. Ayetleri alışılmışın dışında tasavvufi anlayış çerçevesinde tefsir ederdi.

Çelebi Halife, tasavvuftaki yüksek derecesinden dolayı “kutup” olarak görülmüştür. Onun çalışmaları sonucu İstanbul ve Balkanlar’da Halveti tarikatı yayılmış; Anadolu’nun tamamını hâkimiyeti altına almak isteyen Şah İsmail’in şeyhliğini yaptığı Safevi tarikatı engellenmiştir. Ona tahsis edilen Koca Mustafa Paşa Hankâhı bir okul gibi çalışmış; Çelebi Halife burada yetiştirdiği birçok kişiyi Osmanlı ülkesinin değişik yerlerine göndermiştir.

Çelebi Halife aynı zamanda önemli bir şairdir. Tasavvufi telkinlerde bulunmak için sade bir Türkçe ile yazdığı şiirlerinde aruz veznini kullanmıştır. Cemâl-i Halvetî Divançesi’nde on dokuz şiiri bulunmaktadır. Bunların birçoğu bestelenip tekkelerde okunmuştur.

Mesnevi tarzında altı Türkçe eseri bir mecmuanın içindedir. Bunlar; Cevâhirü’l-Kulûb, Çeng-nâme, Risâle-i Teşrîhiyye, Risâle-i Fakriyye, Risâle-i Sûfiyye ve Risâle-i Etvâr-ı Seb’a’dır.

Çelebi Halife Arapça, Farsça ve Türkçe olarak tasavvuf içerikli tefsir, hadis ve tevil ilimlerine dair otuzun üzerinde mensur eser de kaleme almıştır. Şerh-i Müşkilâtü’l-Kur’âni’l-Kerim ve Şerh-i Müşkilât-ı Ehâdis (Bir ciltlik bu telif Farsça eseri, Mehmet Tahir, I. Bayezit devrinde yaşayan Cemaleddin-i Aksarayi’ye ait göstermekte ise de Şeyh Mehmet Çelebi Cemali’nindir), Risâletü’l-İslâmiyye, Sirâcü’s-sâlikîn ve Minhâcü’t-tâlibîn (Telifi Türkçe olan bu eserin Arapça tercümesi de bulunmaktadır), Şerh-i Hadis-i Erba’în (Üç ayrı redaksiyon hâlinde), Risâle fî Beyâni’l-evliyâ bunlardan bazılarıdır.

YUSUF KÜÇÜKDAĞ

BİBLİYOGRAFYA

  • Küçükdağ, 1994, 1-12; a.mlf., 1995.