FUTBOL

Konya’da futbolun tarihçesi.

Başlangıcından günümüze dünyada en çok ilgi gören spor dalı olan futbol, Konya’da 1912-1913 yıllarında mahalle aralarında oynanan bir eğlence ve spor aracı idi. Babalık gazetesi 1915’te Konya Sultanisinde beden eğitimi öğretmeni olan Burhaneddin Bey nezaretinde sınıflar arasında oynanan futbol müsabakalarından söz eder. Hatta sonraki yıllarda futbolun yanında voleybol da oynanmış; Sultani, Sanat Mektebi, Sanayi ve Askeri İdadinin Zafer takımları arasında kıran kırana maçlar yapılmıştır.

Gençlerbirliği takımında futbol oynamış Konya’nın eski önemli futbolcularından Kâzım Özbay, Konya’daki ilk futbol kulüplerinin kuruluşunu şöyle anlatmaktadır:

“Konya’da ilk olarak Sanatkârlargücü adı altında resmî olmayan bir spor kulübü kuruldu. Daha sonra 1922’de Gençlerbirliği Spor Kulübü kurulunca Sanatkârlargücü’nün bütün sporcuları bu kulübe geçtiler. Başlangıçta atletizm, futbol ve güreş dallarında faaliyet gösteren Gençlerbirliği’ni, 1923’te Konya İdmanyurdu, 1927’de ise Selçukspor kulüpleri takip etti.”

Konya’da futbolun, Millî Mücadele Döneminde, 1920’li yıllarda da oynandığı, Atatürk’ün Nutuk’undan anlaşılmaktadır. Atatürk Millî Mücadele sırasında 27 Temmuz 1922’de Akşehir’de bulunan İsmet İnönü’nün kumandasındaki Garp Cephesi Karargâhı’na geldiğinde, kendinden iki gün önce Akşehir’e gelmiş olan Fevzi Paşa ile birleşir. Bu arada Yunanlılara karşı yapılacak taarruzun plân ve hazırlıklarını gizli olarak gözden geçirmek üzere diğer ordu kumandanlarını da 28 Temmuz 1922 Cuma günü öğleden sonra yapılacak bir futbol müsabakasını seyretmek vesilesiyle Akşehir’e çağırır. Atatürk, aynı günün gecesinde gerçekleştirilecek önemli toplantı öncesi ordu kumandanları ve halkla birlikte bu maçı seyretmiştir (Nutuk, 1962, II/672).

Akşehir’deki futbol maçından önce İstiklâl Harbi yıllarında Konya’da sürekli yayımlanan Babalık gazetesinin idare müdürü olan Kurşunculardan Halit Bey’in teşvikleriyle Baş Mürettip Nazım, Mürettip Hüseyin, İstanbullu Başmakinist Selim, Gazazzade Kadir, Konya PTT Baş Müdürlüğü muhasebe memuru Münir Beyler tarafından Matbuat ismini verdikleri gayri resmî bir kulüp kurulur. Sarı-kırmızı forma renkli Matbuat takımı, henüz ağaçlandırılmamış Alâeddin Tepesi’ndeki çıplak sahada okul talebeleriyle top koştururlardı. Matbuat Kulübü’nü kuran kurucular bu defa 1922 Haziranında siyah-beyaz forma rengi ile Konya Gençlerbirliği’ni kurdular. Bu kulüp, sonradan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü adını alan o tarihte ise İdman Cemiyetleri İttifakı ismini taşıyan spor teşkilatınca resmen tescil edildi.

Bir sene sonra 1923’te Konya İdman Yurdu, Kubbe-i Hadra’nın yeşil renginden ilham alarak yeşil-beyaz forma rengiyle; Ziraat Bankası memurlarından Celâl, Sarraf Necati ve kardeşi Sırrı, Halk Partisi müfettişlerinden İsmail Hakkı Bey’in çocukları Selahattin ve Seyfi ile Kaşıkçıların Necati Beyler tarafından kuruldu ve İdman Cemiyetleri İttifakınca tescili yapıldı. Bilahare sarı-lacivert forma rengiyle 1927’de Selçuk Spor Kulübünü Gazi İlkokulu öğretmeni Kurşunculardan Osman Fatih, aynı okul öğretmeni Enver, Kunduracı Altın Çizme Vehbi, İtfaiye Müdürü merhum Ahmet Tosun ile Sanat Okulundan Celal Bey tarafından kurulup resmen tescili yaptırıldı.

Bu kulüpler 1939’a kadar faaliyetlerini sürdürdüler. Bu tarihte II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi sebebiyle Ankara’dan gelen bir emirle bu üç kulübün faaliyetleri geçici olarak durdurulduysa da bölge dâhilindeki kulüplerden derlenen oyuncularla bölge forması altında futbol faaliyetlerine izin verildi. Nihayet 1943’te gelen ikinci bir emirle kulüplerin eskisi gibi kendi isimleri altında ayrı ayrı çalışmalarına izin verildi.

Bu dönemde kulüpler çalışmalarını oldukça kötü durumdaki taşlı çakıllı toprak boş sahalarda oldukça güç şartlarda yapıyorlardı. Hepsi özel mülk olan bu alanlarda bazen oynamalarına izin verilmediği de oluyordu. Mesela 1924 yılında maçlar henüz tarla hâlinde kerpiçten yıkık duvarlarla çevrili olan Horozlu, Konevi ve diğer sitelerin bulunduğu sahada yapılırken, sonradan sahipleri tarafından müsaade edilmeyince, Meram yolu çevresinde binaların bulunmadığı geniş alanlara kaydırıldı. Bilahare Belediyece Meram yolu açılınca bu kere Emniyet Müdürlüğü binasının bulunduğu yerdeki Musalla Mezarlığı’na kadar uzanan boşlukta futbol oynamak mecburiyetinde kalındı.

Nihayet şimdiki İmam Hatip Lisesinin bulunduğu yeri İdman Yurdu Kulübü Millî Emlâk Müdürlüğünden spor sahası olarak satın aldı ve uzunca bir zaman maçlar bu sahada yapıldı. 1950 yılında İmam Hatip Okulu Yaptırma Derneği bu sahayı okul yaptırmak için satın alınca, tarla hâlindeki bugünkü spor sitesinin yeri kamulaştırılıp spor kompleksinin inşasına başlandı ve ilk olarak Atatürk Stadyumu bitirildi.

İlk dönemdeki spor kulüpleriyle idareci ve oyuncuları şunlardır:

Gençlerbirliği:

İdarecileri: Konya Lisesi beden eğitimi öğretmeni Süreyya Bey’in başkanlığında aynı lisenin coğrafya öğretmeni Ziya Bey, PTT Baş Müdürlüğü memurlarından Münir ve Şevket Beyler, Süvari Albayı Eyüp Öncü.

Oyuncuları: Nuri Abey, Salahattin Dacı, Refik, Cevdet, Mehmet, Veysel, Kâzım, Etem, Mustafa, Hilmi, Ekrem, Suavi, Şekip, Arif, Zeki, Sadık, Hasan, Şükrü, Nevzat, Hicazi, Nizamettin, Ahmet.

İdman Yurdu

İdarecileri: Kulüp başkanı Celal Bey, Seyfi, Sırrı, Kaşıkçıların Necati ve Kadıların Kadir Beyler.

Oyuncular: Mustafa, Asım, Talat, Halim, Mahmut, Şemsi, Adnan, Hasan dayı, Rıfkı, Süleyman, Cemal, Nail, Salahattin, Mehmet, Nuri, Arif, Saim, Sait ve Hayri.

Selçuk Spor

İdarecileri: Osman Fatih başkanlığında Enver, Celâl, Vehbi ve Tosun Beyler.

Oyuncular: Enver, Cevdet, Tuğrul, Mercan, Halil, Nebi, Hamdi, Fuat, Nihat, Zeki, Reşat, İhsan, Muammer, Nuri, Selim ve Recai.”

O dönemlerde kulüplerin şimdiki gibi saha hâsılatı olmaz, kulüplerin masrafları üye aidatları; idarecilerin tertip ettikleri müsamere ve piyangolar; ramazanlarda oynanan tombalalar; kulüp çay ocağından alınan gelirlerle varlıklı idarecilerin yardımlarıyla karşılanırdı.

KÂZIM ÖZBAY’dan Bir Futbol Hatırası: SPOR HAYATIMDA UNUTMADIĞIM BİR GÜN

1936 yılında Konya şampiyonu olmuştuk. O sene, Türkiye Gruplar Futbol Şampiyonası’nda Adana Grubu’nda idik. Grubumuzda Konya’nın yanı sıra Antalya, Urfa, Mersin ve Adana şampiyonları vardı. İlk maçımız Urfa ileydi. Malum olduğu üzere o tarihte oyuncu değiştirmek yoktu. Sahaya çıkan on bir, maç sonuna kadar mücadelesini sürdürürdü. Biz İlk Erkek Muallim Mektebinden (bk. Darülmuallimin*) Seydi, Zeki ve Hilmi isimlerinde üç oyuncu almıştık. Maça çıktık. Maç devam ederken iki polis sahaya gelip bu arkadaşların isimlerini okuyarak Konya Vilayetinden alınan telgraf doğrultusunda, bu kişilerin öğretmen okulu talebeleri olduğunu ve oynamalarına müsaade edilmediğini belirterek oyuncuları sahadan çıkardı. Urfa’ya karşı sekiz kişi ile maça devam ettik ve Urfa’nın yanlış taktiği neticesinde maçtan 3-1 galip ayrıldık. Çünkü Urfa bütün hatlarıyla bizim sahamızda oynarken ben ve Süavi ileride bekleyerek üç defa açıktan attığımız pasla gol bulduk.

Konya Vilayetinin Adana Vilayetine çektiği telgrafın mahiyetinin İdmanyurdu başkanı Celal Bey’in ihbarından kaynaklandığı sonradan anlaşıldı. Bu vakıa, bizim için çok acı olmakla beraber Konya için de üzücü idi.

 

 

 

21 Haziran 1931 Pazar gönü Konya İmam-Hatip Lisesi'nin bulunduğu yerdeki sahada (Gazaros'un bahçesinde) yapılan ve 2-2 berabere biten Konya Selçukspor-Ankara Altınordu maçından bir enstantane (N. Bülbül)

MUHAMMED ALİ ORAK

BİBLİYOGRAFYA

  • Kazım Özbay, “Konya’nın Spor Tarihi”, http://www.konya-gsim.gov.tr/document/tarihce.htm,11.08.2011/16.51.