KADINHANI

b) Türkiye Selçukluları ve Beylikler Dönemlerinde Kadınhanı

Konya ve çevresi 1076’dan itibaren Selçuklu hâkimiyetine girmiştir. I. Haçlı Seferi esnasında başkent Konya’ya taşınmıştır. I. Haçlı Seferi’nde haçlılar, Akşehir üzerinden Konya’ya girmişler; 1190’da Selçuklular, Haçlılarla olan mücadelede Ilgın üzerinden Konya’ya doğru geri çekilmişlerdir. Haçlı seferleri sırasında müstahkem yerler dışındaki alanlar, Haçlılar tarafından yağmalanmıştır. Kadınhanı çevresinin haçlı yolu güzergâhında olmasından dolayı fazla yerleşime sahne olmadığı anlaşılmaktadır.Konya’yı Akşehir’e oradan kuzeye ve batıya bağlayan ticaret yolu üzerinde yer alan Kadınhanı, Selçuklulardan itibaren “Said-eli” olarak anılmış ve mamur bir yerleşim yeri olarak tarif edilmiştir. Kadınhanı isminin kesin olarak hangi tarihten itibaren kullanılmaya başlandığı bilinmemektir.

Kadınhanı’nı boydan boya geçen Konya-Ilgın-Akşehir yolunda, ana caddenin hemen yanında, yerleşim merkezinin ortasında yer alan Kadın Hanı, Selçuklu Dönemine ait bir eserdir. Bu handan dolayı Saidili adı yerine zamanla Kadınhanı adı kullanılır olmuştur. Hanın inşa tarihi, Sultan I. Alâeddin Keykubat’ın saltanat dönemine rastlamaktadır. Hanın inşa edilmesinden sonra Kadınhanı hızlı bir şekilde gelişmeye başlamıştır.

Kösedağ Savaşı’ndan (1243) sonra Konya önlerine gelen İlhanlı ordusunun tahribatından Kadınhanı ve çevresi de etkilenmiş olmalıdır. İlhanlıların Selçuklu tahtına müdahaleleri neticesinde bölgede huzur kalmadığı anlaşılmaktadır. Selçuklu Döneminde Anadolu’da yol güzergâhı üzerinde bulunan hanlar, halkın rahat şekilde seyahat etmesi, aynı zamanda asayişin sağlanması amacıyla kaderine terkedilmeyerek korunmuştur. Önemli yol güzergâhında olmasından dolayı Kadınhanı da Selçuklu derbent teşkilatı içindedir. Daha sonraki dönemlerde de hac yolu üzerinde olmasından dolayı Kadınhanı önemini korumuştur.

Selçuklu Döneminde idari taksimatta, Konya’da birden fazla vilayet bulunmaktadır.Bu vilayetlerden biri de Saidili’dir. “Vilayet-i said” olarak geçen Saidili çevresine Kayı boyu başta olmak üzere Oğuz boylarının yerleştiği köy isimlerinden anlaşılmaktadır.

Selçuklu Dönemi vakıflarından olan Kadı İzzeddin Camii vakfının Saidili’ne bağlı Kestel ve Koçmar/Koşmar köylerinden gelirleri olduğu bilinmektedir. Şeyh Sadreddin Konevi vakfının da Saidili’ne bağlı, Ladik, Çandır, Kirli, Kâfir Değirmeni köylerinden geliri bulunmakta; İplikçi Camii’nin vakıfları arasında Kadınhanı’na bağlı Apsarı köyü de yer almaktaydı. Selçuklu Döneminde adı geçen köylerin Saidili sınırları içinde olduğu anlaşılmaktadır.

Selçuklulardan sonra Kadınhanı, imar faaliyetleri neticesinde her geçen gün daha da gelişmiştir. Turgutoğlu Hasan Bey oğlu Ömer Bey, bugün Kadınhanı merkezi olan Hatun köyünde bir zaviye inşa ettirmiştir.

Kösedağ Savaşı sonrası bütün Anadolu coğrafyası gibi Kadınhanı da bir gerilemenin içine girmiş olmalıdır. Türkiye Selçuklu Devleti’nin yıkılmasından sonra Konya ve çevresi Karamanoğulları Beyliği’nin elinde kalmıştır. Karamanoğulları ile Osmanlılar arasında yaşanan hâkimiyet mücadelesinden Kadınhanı da etkilenmiş olmalıdır. Yıldırım Bayezit, döneminde bir ara Osmanlı idaresine giren bölge 1402’deki Ankara Savaşı’ndan sonra tekrar Karamanoğulları idaresine geçmiştir. 1414’te Çelebi Mehmet Beyşehir, Seydişehir ile birlikte Saidili’ni de Osmanlı hâkimiyetine almıştır.

Karamanoğlu Tacüddin İbrahim Bey, Osmanlılarla dostluğunu bozmuş, Macarlarla Osmanlılar aleyhine ittifak kurarak, 1433’te Beyşehir’i ele geçirmiştir. Macarları mağlup eden Osmanlılar, Karaman üzerine yürüyerek Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Saidili ile Konya ve Karaman’ın İçel dışındaki yerlerini zapt etmişlerdir. Konya ile birlikte Saidili de Fatih döneminde kesin olarak Osmanlı sınırları içine girmiştir. Karaman ili II. Bayezit döneminde bir Osmanlı eyaleti hâline gelmiştir. Saidili, Osmanlı Döneminde idari taksimatta nahiye hâline getirilmiştir.

SELMA TURHAN SARIKÖSE

BİBLİYOGRAFYA

  • Aköz, 2005, 161; Aköz-Ürekli, 2006, 82, 84; Atçeken, 2002, 68; Baykara, 1985, 53; Demir, 1987, 15, 17; Durukan, 1988, 15, 16; Dündar, 2001, 271; Kafalı, 2002, 185; Kayaoğlu, 1992, 114; Konyalı, Konya Tarihi, 1997, 41, 94, 386, 418, 497; Küçükdağ, 2005, 82; Küçükdağ-Arabacı, 1994a, 235; Oral, 1956a, 40, 49; Sümer, 1999, 406; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 1988, II/108; Turan, 1998, 103, 223.
  • Aköz, 2005, 161; Aköz-Ürekli, 2006, 82, 84; Atçeken, 2002, 68; Baykara, 1985, 53; Demir, 1987, 15, 17; Durukan, 1988, 15, 16; Dündar, 2001, 271; Kafalı, 2002, 185; Kayaoğlu, 1992, 114; Konyalı, Konya Tarihi, 1997, 41, 94, 386, 418, 497; Küçükdağ, 2005, 82; Küçükdağ-Arabacı, 1994a, 235; Oral, 1956a, 40, 49; Sümer, 1999, 406; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 1988, II/108; Turan, 1998, 103, 223.