KÂMİL HALİL PAŞA

Osmanlı Dönemi Konya valisi. (ö. 1866)

Doğum yeri ve tarihi bilinmeyen Kamil Hakkı Paşa, İstanbul’a taşradan gelerek memuriyette kapıcıbaşılığa kadar yükseldi. Bazı kaynaklarda Halil Kamil Ağa olarak zikredilen ismini, Ahmet Lütfi Efendi: “Halil Kamil Ağa rütbe-i vezâret ile pek çok valiliklerde bulunan kudemâ-yı vüzerâdan Kamil Paşa’dır” diye zikrederek açıklığa kavuşturur. Mütesellim olduğu Kütahya’nın orta yerine güzel bir muvakkithane yaptırarak padişahın tuğrası ile tezyin ettirdi. Arkasından Bursa’ya mütesellim tayin edildi. 1253/1837’de Surre-i Hümayun Emini olarak tayin edildi. 1255 Saferinde (Nisan 1839) Aydın mütesellimliğine, Haziran 1840’da redif kumandanlığı, Ocak 1841’de de kendisine vezirlik rütbesi verilerek Erzurum Valiliğine tayin olundu. Ocak 1845’te Dersaadete çağrıldı. Yaklaşık bir yıla yakın İstanbul’da kaldıktan sonra, Aralık 1845’te Bosna Valiliğine tayin oldu. Bosna valiliği sırasında sınır bölgelerindeki eşkıyanın tutuklanıp, İstanbul’a gönderilmesi hususunda gösterdiği gayretten dolayı, üzeri tuğra işlemeli süslü bir kutu ile mükâfatlandırıldı. Haziran 1847’de Bosna valiliğinden azledilerek Mart 1848’e kadar boşta kaldı. 1848’de Musul, hemen ardından da Halep Valiliğine getirildi. 1266 Ramazanında (Temmuz 1850) Konya Valiliğine tayin oldu. Yaklaşık on dört ay kadar bu görevde bulunan Kamil Paşa, Eylül 1851’de Aydın valisi olup, Ocak 1853 tarihindeki azline kadar bu vazifeyi ifa etti. Ocak 1854’te Şam valisi oldu. Aynı yılın Nisanında ise azledildi. Temmuz 1854’te Silistre valisi oldu. Ramazan 1277/Mart 1861 tarihindeki azline kadar bu görevi yürüttü. Beş yıl kadar boşta kaldıktan sonra, 12 Safer 1283/26 Haziran 1866 Salı günü vefat etti.

İdari işlere vâkıf, idarede tasarrufa dikkat ve itina eden, her zaman hüsnüniyet sahibi, dürüst, cömert ve mütevazı, aynı zamanda cesur ve dirayetli bir kişiliğe sahip idi. Oğlu Ali Şerif Bey, damadı Mirliva Abdülaziz Paşa, kardeşleri ise Hamdi ve Salih Hilmi efendilerdir.

BAYRAM ÜREKLİ

BİBLİYOGRAFYA

  • Ahmet Cevdet Paşa, Tarih, 1301, VI/50; Atalar, 1991, 150, 171, 172, 177, 178, 188; BOA, Hatt-ı Hümâyûn Tasnifi (HH), Nu. 48306; Sicill-i Osmanî, 1997, IV-1/82; Ahmet Vasıf Efendi, 1978, 239-240, 382; Uşaklıgil, 1942, III/55; Coşkun, 2002, 3; Ahmet Lütfi Efendi, 1999, III/756, 835, 915, 994; IV/1035, 1190, 1234, 1276; Pakalın, Deyimler ve Terimler, 1946, I/527.