GÖMEÇ HATUN

Türkiye Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıçarslan’ın hanımı.

Tokat’ta doğdu. Asıl adı Gömeç Halime’dir. “Gömeç” kelimesi hâlen, Türkiye Türkçesi ağızlarında “külde pişen ekmek, bal peteği, bir çeşit papatya ve erik, değirmen taşını döndürmek için suyun üzerine aktığı kaşıkların bağlı olduğu yuvarlak ağaç, doğudan esen rüzgâr…” gibi anlamlarda yaşamaktadır [Gömeç kelimesinin bal peteği, gömeç balının da erimiş bal anlamına gelmesi dolayısıyla Konya’da halk arasında Musalla Mezarlığı’ndaki Gömeç Hatun Türbesi’nin Sultan Alâeddin’in arılarına mahsus olarak yapıldığı rivayeti yaygınlaşmıştır. Türbenin bulunduğu mahal ve yapısı göz önüne alındığında bu rivayetin asılsızlığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır (Uğur, 1937, 568)]. Osmanlı hanedanınca “Mehd-i ulya” diye anılan Gömeç Hatun, Türkiye Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıçarslan (IV) (1262-1266)’ın hanımı ve Gıyaseddin Keyhüsrev (III)’in annesidir. Bazı kaynaklara göre ise Gömeç Hatun, Rükneddin Kılıçarslan’ın ağabeyi İzzeddin Keykavus (II)’un eşidir. Ancak 1260 yılında bütün ailesi ve maiyetini alarak Bizans’a sığınan ve 1279 yılında Kırım’da vefat eden II. İzzeddin Keykavus’un eşi olması mümkün değildir (Zachariadou, 2007, 1).

Gömeç Hatun, Mevlâna Celaleddin’in sadık mürideleri arasında idi. O, üstün meziyetlerinden dolayı Mevlâna’nın “hatunların övüncü” diye methettiği iki hatundan biridir. Aynı şekilde Rükneddin Kılıçarslan da Mevlâna’nın müridi idi. Mevlâna ona da “oğlum” diye hitap ederdi.

Kocasının Moğollar tarafından boğdurularak öldürülmesi üzerine (1264), tahtta çıkan altı yaşındaki oğlu III. Gıyaseddin Keyhüsrev’in saltanatı döneminde (1264-1283) mürşidi Mevlâna Celaleddin’i kaybeden (672/1273) Gömeç Hatun, bu kez onun yerine geçen oğlu Sultan Veled’e bağlandı. Sultan Veled, tarikat içinde önemli bir yeri olan Gömeç Hatun için, onu metheden şiirler söylemiştir.

Hayırsever bir kadın olan Gömeç Hatun, kendi adıyla anılan bir medrese ile darülhuffaz yaptırmış ve onlara önemli vakıflar tahsis eylemiştir.

Gömeç Hatun’un ölümü hakkında bir bilgi mevcut olmasa da onun XIII. sonu ile XIV. yüzyıl başlarında vefat ettiğini söylemek mümkündür.

NEZAHAT BEKLEYİCİLER

BİBLİYOGRAFYA

  • Mevlâna, Mektuplar, 1953, 237; Konyalı, Konya Tarihi 1997, 605, 950; Eflaki, 2006, I/543; Bekleyiciler, 2007, 91; Uz, 2004b, 33; Önder, 1962, 118-154; Uğur, 1937, 568; Zachariadou, 2007, 1.