KILIÇARSLAN III

(ö. Recep 601/Mart 1205) Türkiye Selçuklu sultanı. (1204-1205)

Türkiye Selçuklularının ileri gelen sultanlarından II. Rükneddin Süleyman Şah’ın oğlu ve veliahdıdır. 594/1197 yılında doğduğu tahmin edilen III. İzzeddin Kılıçarslan, babasının ikinci Gürcistan seferine giderken Konya-Malatya arasında ölmesiyle Nuh Alp, Emir Mende ve Tüz Beğ gibi bazı Selçuklu emirleri ve devlet adamları tarafından henüz çocuk yaştayken (Aksarayî ve Niğdeli Kadı Ahmet onun tahta çıktığında altı; Müneccimbaşı ise on bir yaşında olduğunu zikreder) Konya’da Selçuklu tahtına çıkarıldı (600/1204).

Türkiye Selçuklularının payitahtı olan Konya’da takriben sekiz ay kadar saltanatta kalan III. Kılıçarslan, kısa süren iktidarı döneminde yeniden istikrar sağlanmış, babası döneminde metbuu olan Müslüman melikler ile Ermeni ve Rumlar da itaat altına alınarak vergi ödemek zorunda bırakılmışlardır. Hatta 1204 yılında İstanbul’un haçlılar tarafından işgal edilmesi ile Laskaris tarafından, İznik’te kurulan yeni Bizans Devleti, Selçuklulara bağımlı oldu. Bu dönemde meydana gelen en önemli fetih hareketi de Isparta’nın fethidir. Bu fethin gerçekleşmesinde Danişmentli Yağıbasan’ın oğulları Pervane Muzafferüddin Mahmut, Zahirüddin İli ve Bedreddin Yusuf idaresinde bulunan Uç Türkmenlerinin rolü büyüktür. Böcüzade, Isparta Tarihi’nde şu an harap durumda olan Yağıbasan köyü yakınlarında Isparta’yı fetheden Selçuklu Sultanı III. Kılıçarslan adına izafeten 600/1204 yılında emirleri tarafından Kılıç adıyla maruf bir köy kurulduğunu zikreder (Böcüzade, 1983, I/42).

III. Kılıçarslan’ın yaşının küçük olması sebebiyle onun adına ülkeyi yöneten emirler arasında ihtilaflar çıkması sebebiyle kısa sürede itibar kazanan Danişmentli Yağıbasan’ın oğulları Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev taraftarı olduklarından dolayı onu tekrar tahta geçirmek için faaliyete başladılar. Bu amaçla Atabeg Emir Mübarizüddin Ertokuş ile beraber çevredeki emir ve idarecileri de kendi taraflarına çekerek onlardan ahitnameler aldılar. Yemin ettirerek I. Gıyaseddin taraftarı yaptıkları emirlerden aldıkları taahhütnameleri Hacip Zekeriya ile İstanbul’da bulunan I. Gıyaseddin Keyhüsrev’e gönderdiler ve onu tekrar tahta davet ettiler. İkna olan Keyhüsrev, kayınpederi Mavrozomes ile yola çıktı. Fakat İznik’te yeni bir Rum devleti kuran Laskaris, III. Kılıçarslan ile anlaştığından başlangıçta I. Gıyaseddin’in Anadolu’ya geçmesine izin vermedi. Keyhüsrev, uzun görüşmelerden sonra, yeni fethedilen Denizli yöresini Bizans’a bırakacağına dair söz verip, oğulları Keykavus ve Keykubat ile Hacip Zekeriya’nın başşehir İznik’te rehin olarak kalmaları şartlarıyla bir antlaşma yaparak Laskaris’ten kendi topraklarına geçiş izni aldı. I. Gıyaseddin Keyhüsrev, kayınpederi ve beraberindekilerle birlikte daha önce meliklik yaptığı ve kendisini davet edenlerin hâkimiyetinde bulunan Uluborlu’ya geldi. Muhafızlarla anlaşan oğulları da Laskaris’ten kaçıp babalarına katıldılar. Ordusunu hazırlayan Keyhüsrev 1205 yılında Konya’yı muhasara etti. Fakat Konya halkı Rükneddin Süleyman Şah’a oğlunun veliahtlığını tanıma konusunda verdikleri söz sebebiyle Keyhüsrev ve Türkmenlere karşı şehri müdafaa ettiler. Keyhüsrev Ilgın’a çekilmek zorunda kaldı. Bu gelişmeler üzerine Konya ile rekabet hâlinde bulunan Aksaraylılar Keyhüsrev’i Aksaray’a davet ederek adına hutbe okuttu. Bu durum Konya halkının daha çabuk davranıp I. Keyhüsrev’e elçiler göndererek yeğeni Kılıçarslan’a bir kötülük yapmaması şartıyla kendisini sultan olarak Konya’ya davet etmesine sebep oldu. Bu daveti kabul eden I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Konya’ya girip dokuz yıllık bir aradan sonra Türkiye Selçuklu Devleti tahtına ikinci defa oturdu (601/1205). Önce Kılıçarslan’ı Tokat’a tayin ettiyse de daha yeğeni Tokat’a gitmeden kararını değiştirip yakınlarıyla birlikte bir süre Konya yakınlarında bulunan Gevale Kalesi’nde ikamet etmesini emretti. I. Keykavus muhtemelen yeğenini bu kalede iken öldürttü (Recep 601/Mart 1205). İbn Bibi, I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ikinci saltanatının ilk üç yılında Konya’da kıtlık meydana geldiğini zikreder ve sebep olarak da daha önce şehrin muhasarası sırasında Keyhüsrev aleyhinde fetva verdiği gerekçesiyle Kadı Tirmizî’nin suçsuz yere idam edilmesini gösterir (İbn Bibi, el-Evamir,1996, I/115). III. İzzeddin Kılıçarslan’ın kısa iktidarı döneminde Konya’da önemli imar faaliyetleri de olmuştur. Konya Kalesi’nin bazı burçları ve iç kalenin bir kısmı onun tarafından inşa ettirilmiştir.

MUSTAFA AKKUŞ

BİBLİYOGRAFYA

  • İbn Bibi, el-Evamir, 1996, I/96-106, 115; Aksarayî, Müsameretü’l-ahbar, 2000, 24; Niğdeli Kadı Ahmed, ts., v.147a; Ebü’l-Ferec Tarihi, 1999, II/486; İbnü’l-Esir, Tarih, XII/200-201; Müneccimbaşı, Camiü’d-düvel, I/v.350a-350b; Böcüzade Süleyman Sami, 1983, I/11, 42; Konyalı, Konya Tarihi, 1997, 152-153; Turan, 1999, 265-267; a.mlf., 1977f, 703; Sevim, 1997, 403-404.