KIZILÖREN HANI

(Emir Kandemir Hanı) Türkiye Selçuklu Dönemi eseri.

Kızılören Hanı, Meram ilçesine bağlı Kızılören köyünün yakınında, Konya-Beyşehir karayolunun yaklaşık 40. km’sinde yer almaktadır. Hanın kurulduğu yer, tarihî İpek Yolu’nun Konya, Beyşehir, Antalya güzergâhı üzerinde bulunmaktadır. Han; açık avlu (servis) bölümü, kapalı (barınak) bölümü olan hanlar gurubuna girmektedir. Kitabesine göre 1206 yılında I. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Emir Kutluğ veya Kandemir tarafından yaptırılmıştır. Bundan dolayı hana Emir Kandemir Hanı da denilmektedir.

Kervansarayda kullanılan taş malzeme yakın çevredeki ocaklardan temin edilmiş, kırmızı renkli tüf taşıdır. Çok az da devşirme mermer malzeme kullanılmıştır. Duvarların bazı kısımlarında ahşap hatıllara yer verilmiştir.

Batıya yönelmiş esas cephede düzgün yonu taş, diğer cephelerinde ise sıralı yonu taş kullanılmıştır. 1,45 m kalınlığındaki duvarlarda bağlayıcı olarak kireç harcı kullanılmıştır.

Yapının giriş cephesi iki katlı olarak tasarlanmıştır ve belirli mesafeden sonra öne çıkma yapmaktadır. Cephenin ortasında giriş eyvanı, kuzeyinde çeşme yapısı, batısında ise kapalı bir görevli odası bulunmaktadır. Giriş eyvanı, beşik tonozla örtülü olup, avlu iç duvar yüzünde kapı açıklığı bırakılmıştır. Çeşme revakı L biçimli iki bağımsız ayağa sahiptir ve bir çapraz tonozla örtülüdür (Önge, 1997, 7). Doğu duvarının ortasındaki su tesisi zamanında hem dışa hem içeriye su çanakları yardımıyla su temin ediyordu. Avludan girilen kuzeydeki görevli odası beşik tonozla örtülü olup, cephede mazgal bir penceresi bulunmaktadır.

Kapı açıklığı avlunun batıdaki giriş cephesinin ortasındadır. Yuvarlak kapı kemerinin içinde derin bir niş şeklinde bir açıklığı sivri bir tahfif kemeri kuşatmaktadır. Kapının kuzeyinde mescide çıkan merdiven ve onun altında su testisi yer alır. Güneyde ise üst katta birbirine bağlı iki odaya çıkan merdiven bulunur.

Mescide çıkan merdivenin başında lentosu süslemeli bir kapı vardır. Kare planlı mescidin güney duvarı ortasında bir niş şeklinde mihrabı bulunmaktadır. Bordürlerle çevrili taş mihrapta orta bordür üzerinde yarım yıldız dizisine yer verilmiştir. Mihrap kavsarası istiridye motifi şeklindedir. Ayrıca aşı boyasıyla bordürler belirtilmiştir. Beşik tonozla örtülü olduğu anlaşılan mescidin kuzey köşesinde çatı galerisine çıkan bir merdiven bulunur. Mescidin cepheye açılan yuvarlak penceresi, mihrabı ve üst örtüsü define kazıcıları tarafından tahrip edilmiştir. Üst katta güneydeki iki oda, cephede küçük dikdörtgen ve kare formlu pencerelere sahiptirler ve bir kapıyla birbirine bağlıdırlar. Beşik tonozla örtülü olan bu odaların güneyindekinden de çatı galerisine çıkan bir merdiven bulunmaktadır.

Avlunun boyut olarak kapalı bölümden büyük olduğu görülür. Avluda karşılıklı olarak dört eyvana yer verilmiştir. Sivri beşik tonozla örtülüdürler ve tonoz kemerleri de sivri olup cephede üst üste iki kemer şeklinde düzenlenmiştir. Eyvanların içlerinde karşılıklı seki izlerine rastlanmıştır. Kapalı bölümün avluya birleştiği köşelerde dikdörtgen planlı iki odaya yer verilmiştir. Bu odalar bitişik eyvanların doğu duvarlarına açılmıştır. Bunların sonradan ilave edildiği malzeme ve duvar işçiliğinden anlaşılmaktadır.

Barınma bölümüne öne doğru taşmış sade bir taç kapı ile girilir. Kapı nişi sivri kemerli bir tahfif kemerine sahiptir. Kemer içindeki alanının ortasında kitabesi bulunuyordu.

Kapalı barınak bölümü iki sıra hâlinde beşerli ayak dizisi ile üç sahına ayrılmıştır. Orta sahındaki sekide yolcular yükleriyle birlikte kalıyor, yan sahınlara da hayvanlarını bağlıyorlardı. Üstte dikdörtgen kesitli ayaklar doğu batı doğrultusunda birbirlerine ve yan duvarlara sivri kemerlerle bağlanmıştır. Kemerler üst üste iki kemer şeklindedir. Orta sahın yan sahınlara göre biraz geniş ve daha yüksektir. Geniş ölçüde yıkılmış bu bölümün örtüsü restorasyonda tamamlanmıştır. Yan sahınlar ise ikişer takviye kemerine sahiptir.

Hanın esas batı cephesine önem verildiği aşikârdır. Bunu taş işçiliğinde, iki katlı bölümün kenarlardan içe çekilerek uygulanmasıyla ve köşe kuleleriyle anlıyoruz. Ögel, köşe kulelerinin fonksiyondan ziyade sultana ait veya iznini gösteren simgelerden olabileceğini söylemiştir (Ögel, 1994, 76). Avlu bölümünün dıştan güney ve kuzey cepheleri ortadan birer dikdörtgen payanda ile desteklenmiştir.

Kalın taş duvarlar üzerinde sivri kemerler ve beşik tonozlar oturtulmuştur. Örtüde tavanlar üzerine geçirimsiz çorak toprakla kaplanmıştır. Damın güney ve kuzeye eğimli olduğu anlaşılmaktadır. Yapı süsleme bakımından sadedir ve sadece avluya bakan mescit kapısının lentosunda ve mihrap nişi çevresinde ise geometrik süslemeler göze çarpar.

Biri pişmiş toprak künklerle doğudan gelen akarsudan, diğeri ise hanın önündeki 25 m derinlikteki kuyudan olmak üzere hanın su ihtiyacı iki kaynaktan sağlanmıştır.

2008-2010 yıllarında yapılan restorasyonla yıkılan örtü sistemi yenilenmiş, bu sırada cephenin orta bölümü yüksek tutulmuştur. İç mekânlarda seki, konsol gibi detaylar korunmamış veya aslına sadık kalınmamıştır. Turizm amaçlı olarak bazı mekânlara yeni fonksiyonlar verilmiştir.

Kızılören Hanı

HAŞİM KARPUZ

BİBLİYOGRAFYA

  • Arık, 1956; Baş, 1998; Demir, 1986; Erdmann, 1961; Karaoğlu, 2001; Konyalı, Konya Tarihi, 1964; Ögel, 1994; Yavuz, 1992.