ATÂİYE MEDRESESİ

Osmanlı Dönemi yükseköğretim kurumu.

Şems-i Tebrizi Mahallesi, Mazhar Babalık Sokağı (Tekel İdaresi karşısındaki Hayat Apartmanı ile Selçuk Otel’in bulunduğu yerin bir kısmı üzerinde)’ndadır. 1768 yılında Konya ileri gelenlerinden Mehmet Efendi, evini yıktırarak arsası üzerinde yaptırmıştır. Medrese, bir mescit, bir dershane, 18 hücre ve bir miktar avlu ile müştemilattan oluşmaktadır. İki ayrı vakfiyesi vardır. İlki 10 Safer 1182/26 Haziran 1768; ikincisi 23 Şevval 1200/21 Haziran 1786 tarihlidir. İki vakfiye de Mehmet Efendi tarafından tescil ettirilmiştir. Asıl olan ilkidir. İkincisi, yeni gelir kaynakları eklenerek, önceki esaslara uygun onaylanmıştır.

Gelir kaynakları; biri Ayakkabıcılar, diğeri Attarlar Çarşı’sında olmak üzere iki dükkân, üç dikici odası, Sille Kırı’nda on sekiz dönüm tarla ile iki yüz kuruşluk paradır. Bunların hepsi, Mehmet Efendi tarafından vakfedilmiştir. Vakfiyeye göre; Mescidin imamlığı, vakfın mütevelliliği, medrese müderrisinin üzerinde olacaktır. Kuruma hâkim olan müderris; özenle, ihmalden kaçınarak, ilim öğrenmek üzere gelenleri okutacak, mescitte beş vakit cemaate namaz kıldıracaktır. Müderrisin; “Usul ve Fürû” başta olmak üzere gerekli ilimleri (fen) bilen, ders vermeye muktedir birisi olması gerekmektedir.

İlk müderris İsmail Efendi, Atâiye’de çeyrek asra yakın hizmet vermiştir. Sonra Hacı Ali Efendi, 1883-1884’te 38 talebeye Tasdikât ve Halebî derslerini okutmuştur. 1901’de müderrisi, Muhaddis İçelli Tahir Efendi’dir (d.1907) ve kırk talebesi bulunmaktadır. İplikçi Camii’nde Tertip Dersleri de okutan Tahir Efendi’den sonra bilinen son müderrisi, Mehmet Salim Efendi’dir. Mehmet Salim Efendi’nin 1914’te on talebesi bulunmaktadır. Birinci Dünya Harbi’ne kadar medrese faaldir.

Atâiye Medresesi, 1924’ten sonra vakıf olmaktan çıkartılarak Özel İdare’ye verilmiştir. Özel İdare, 1926’da 2400 kuruş geliri olan medrese yerini, Babalık gazetesi sahibi Yusuf Mazhar’a 30 bin kuruşa satmıştır. Yusuf Mazhar, 1930 yılında medrese yerinin bir kısmına gazete matbaasını taşımak üzere büyük bir bina yaptırır. Kapısına da “Babalık Matbaası” yazılı çini levha astırır. Fakat matbaayı taşımadan, rahatsızlanması sonucu alındığı ameliyattan sağ çıkamaz (5.9.1930). Gazete sıkıntıya düştüğü için matbaa taşınmaz. Bina önce Selamet Palas’a otel olarak kiralanır. Ardından Mustafa Çınar kiralayarak Selçuk Palas adıyla işletir. Ondan da Koçhisarlı Dolap ailesi alarak yeni bir bina inşa edip Selçuk Otel adıyla işletmeye devam eder.

CANER ARABACI

BİBLİYOGRAFYA

  • VGMA, DN: 282/1, 163-165; KÖİA, Merkez Emlak Esas Defteri, c. 8, s. 3, 20; Vukuat Defteri, c. 6, Aded-i Umumi: 4865-4867; Arabacı, 1998, 231-235; Es, Arşiv, 16884/1-2; Selçuk Es, BKA.