HACI FETTAH MEZARLIĞI

Tarihî bir mezarlık.

Meram ilçesi, Hacı Fettah Mahallesi, Baruthane Caddesi’nde yer alan mezarlığın kuzeydoğusunda Hacı Fettah Camii, güneybatısında Külahçı Camii bulunmaktadır. Dikdörtgen planlı mezarlık, 25.000 m2lik bir alanı kaplamaktadır. Mezarlığın moloz taş örgülü ihata duvarı son yıllarda kalıp beton duvarla yenilenmiş ve üzerine ferforje parmaklıklar yapılmıştır. Değişik yönlerde toplam altı adet giriş kapısı vardır. Mezarlık düzenli yollarla adalara bölünmüştür. İçerisinden küçük bir sulama kanalı da geçmektedir. Bol miktarda ağaç bulunduğundan yeşil bir görünüme sahiptir. Zemini yabani otlarla kaplıdır. İç kısımda döküm tekniğiyle ve mermerden yapılmış çok sayıda çeşme mevcuttur. Günümüzde tamamen dolu olan mezarlık kısmen defne açıktır. Doğudaki girişte bekçi kulübesi bulunmaktadır. Mezarlığın korunması ve bakımı bekçisi tarafından sağlanmaktadır.

Tarihî mezar taşlarında kullanılan malzeme mermer, Sille ve Gödene taşıdır. Mezar taşlarında form olarak yarım daire, sivri, teğet ve dilimli kemerler, üçgen alınlık, güneş kursu ve farklı tepelikler görülür. Erkek mezar taşlarında sikkeli, fesli, sarıklı ve kavuklu başlıklar da görülmektedir. Başlıkların bir kısmı düşmüştür. Bazı mezarların hem baş hem ayak taşı, bazılarının ise yalnız baş taşı mevcuttur. Bunlar genellikle doğrudan toprağa yerleştirilmiştir. Ancak bir ya da birkaç kademeli kaide üzerine yerleştirilen şahideler ve çerçeveli mezar tipiyle de karşılaşılmaktadır. Birkaç mezarın ise etrafının demir parmaklıklarla çevrili olduğu görülür. Az da olsa duvarları Sille taşı ile örülerek, üzerine yine aynı taştan tek parça bir kapak taşının yerleştirildiği lahit tipindeki mezarlar da mevcuttur. Mezar taşı kitabelerinde yazı çeşidi olarak sülüs, rika ve talik hat tercih edilmiş, bu yazılar kabartma tekniğinde yazılmıştır. Bazı mezar taşlarında yazılar kartuş içerisine alınmıştır. Bazı şahidelerde yazılar belli bir satır düzeni içermezken bazılarının kitabesi mail kesim şeklindedir. Mezar taşlarının bir kısmında tarihler ayrıntılı bir biçimde ay ve gün belirtilerek yazılmıştır. Kitabeleri okunamayacak kadar tahrip olan şahideler bulunmaktadır. Bir kısmının ise yazılı bölümü ve özelliklede tarih bulunan satırları toprak altında kalmıştır. Ayrıca mezarlıkta üzerinde yazı bulunmayan kabaca şekillendirilmiş büyük boyutlu taşlar ve Bizans Dönemine ait sütun parçaları da mezar taşı olarak kullanılmıştır. Mezar taşlarının büyük bir bölümü süslemesizdir. Az sayıdaki süslemeli mezar taşında ise stilize serviler, minare motifi, ilk ya da son satırda daire motifleri, çapa motifi, yaprak, gül ve lale motifleri görülmektedir.

Cumhuriyet Dönemi mezar taşlarında ise mermer, Sille taşı ve beton malzeme kullanılmış, genellikle hem baş hem ayak taşının bulunduğu çerçeveli mezar tipi tercih edilmiştir. Baş taşlarında daha çok güneş kursu biçimli tepelik, dilimli kemer, fesli ve sarıklı başlıklar, ayak taşlarında ise üçgen alınlık, sivri ve dilimli kemer görülmektedir. Yeni yapılan bazı mezar taşları sayfaları açılmış kitap şeklindedir. Bazı mezarlarda ayak taşı yerine kuşların su içmeleri için değişik formlarda suluk yapılmış ya da bu kısım boş bırakılmıştır. Mezar taşlarının bir kısmı birkaç kademeli kaide üzerindedir. Taşların bir kısmı ise doğrudan toprağa yerleştirilmiştir. Bazı bölümlerde aile mezarlıkları oluşturulmuştur. Yazılar genellikle Latin alfabesiyle kazıma tekniğinde yazılmıştır. Ancak bazı şahidelerin kitabelerinde hem Arap hem Latin alfabesi kullanılmıştır. Sille taşından yapılan mezar taşlarının bir kısmında kitabelik bölümü mermere yazılmış ve Sille taşının içine monte edilmiştir. Mezar taşlarında süsleme olarak baş taşlarında palmet, gül, lale, stilize hatayi, volütler, ay ve yıldız motifleri, ayak taşlarında ise stilize servi, vazodan çıkan çiçekler ve yapraklar yer alır. Mezarlıkta bütün bu mezar taşlarından farklı olarak XX. yüzyıl mimarlarından Mimar Muzaffer Bey’in* öğrencisi olan ve belediye fen memurluğu yapan Mimar Falih Ülkü Bey’in annesi ve kardeşi için yaptığı anıtsal mezar taşı ilgi çeker. Sille taşından yapılan kare prizma şeklindeki mezar taşı kaide, gövde ve külahtan müteşekkildir.

Mezarlığın doğu girişinin karşısında Nakşibendî tarikatının şeyhlerinden Şeyh Muhammed Bahaeddin Nakşibendî’nin türbesi bulunmaktadır. Kesme taştan inşa edilen baldaken türbe, içten kubbe, dıştan kurşun kaplı külahla örtülüdür. Türbenin etrafı demir parmaklıklarla çevrilmiştir. Türbenin kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, Şeyh Muhammed Bahaeddin Nakşibendî’nin (ö. 1324/1906) ölümünden kısa bir süre sonra yapıldığı düşünülebilir. Muhammed Bahaeddin Nakşibendî’nin hemen yanında eşi Ayşe Sıdıka Hanım gömülüdür. Türbenin batısında ise ikinci oğlu Rıfat Efendi ve aile efradının mezarları yer almaktadır. Ayrıca mezarlıkta Şeyh Muhammed Bahaeddin Efendi’nin küçük kardeşi, Ziya Efendi’nin amcası Hasan Kutsi Efendi, Hasan Kutsi Efendi’nin damadı Abdullah Tanrıkulu, Müderris Fahri Kulu, Taşkapu Medresesi müderrisleri Ahmet Hamdi Efendi ve Mehmet Feyzi Efendi, hattat Büyük Çimili Hacı Ahmet Efendi, Mimar Falih Ülkü’nün annesi ve kardeşi ile birçok önemli kişinin mezarı vardır. Burada üç peygamber mezarının da bulunduğu rivayet edilmektedir.

Mezarlığın kuzeydoğusunda yer alan Hacı Fettah Camii kitabesine göre 1131/1718 yılında Konyalı Hacı Abdülfettah Çavuş* ve oğlu Hacı Abdullah tarafından yaptırılmıştır. Ancak caminin 1124/1712 tarihli vakfiyesi yapının daha önce inşa edildiğini göstermektedir. Hacı Abdülfettah Çavuş yeniçeri çavuşu olup oğlu Abdullah Çavuş ile birlikte 1131/1718 yılında idam edilmiş ve buraya defnedilmiştir. Mezarlığın da bu tarihlerden itibaren oluşmaya başladığı düşünülebilir. Ancak araştırmalarımız sırasında 1131/1718 yılı öncesine ait mezar taşlarına pek rastlanmamıştır. Yalnızca Hacı Fettah Camii’nin güneybatısında Sille taşından yapılmış ve üzerinde “114” rakamı okunabilen yazılı bir mezar taşı vardır. Bu tarihin 1114 olduğu kabul edilirse mezarlıktaki en eski mezar taşının 1114/1702-03 tarihli olduğu ortaya çıkar. Eldeki bilgiler ve mevcut mezar taşlarından yola çıkarak mezarlığın XVIII. yüzyıl başlarından bu yana kullanıldığı söylenebilir. Ancak yazıları okunamayacak kadar bozulmuş ve tarih satırları toprağa gömülü pek çok mezar taşının bu tarihi daha gerilere götürmesi ihtimali de unutulmamalıdır.

Hacı Fettah Mezarlığı

HACER KARA

BİBLİYOGRAFYA

  • Kara-Danışık, 2005, 262; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 368-370; Önder, 1971, 247; Özönder, 1990, 239-242; Uyar, Hattatlar, 1946, 97-98/18; Uz, 2004b, 308-310.