AHMET FAKİH MANZUMESİ

Ahmet Fakih adına inşa edilmiş Türkiye Selçukluları Dönemi eserleri.

Türkiye Selçukluları Döneminin büyük bilim adamlarından Ahmet Fakih’in manzumesi, zamanında şehrin dışında bağlık bahçelik bir yerdeydi. Günümüzde Hocafakıh (Hoca Fakih) Caddesi üzerinde, Şeker Fabrikasının güneyinde yer almaktadır.

Manzume yüksek bir duvar ile çevrilmiş bir hazire içinde yer alır. Hazirenin kuzey duvarı daha özenli ve yüksek yapılmıştır. Hazire duvarı boyunca bir çeşme, emzikli sebil ve sarnıç sıralanmıştır. Hazireye bu duvarın ortasındaki kapıdan girilir. Ha zire içinde zaviye (cami), türbe ve yeni yapılmış hizmet binaları vardır. Kuzeydeki yüksek duvarın doğusundaki sivri kemerli, düz saçaklı çeşme, renkli kemer taşları ile XVI. yüzyıl özellikleri taşır. Sebil ise bir Bizans lahdinin üzerine açılmış sivri kemerli bir pencereden ibarettir. Kemer üzerinde XIV. yüzyıla ait bir mezar taşı parçası vardır. Bu sebil Önge tarafından XIII. yüzyıla tarihlendirilmiş ve emzikli sebil olarak tanımlanmıştır (Önge, 1982,15-21; a.mlf., 1997, 66-67).

Duvarın batı ucundaki sarnıcın üst yapısı dikdörtgen planlı ve beşik çatılıdır. Ortasında bir kuyu bileziği vardır. Kuzeyi açık olan sarnıcın önünde ve üç duvarında su akıtmak için yalak ve açıklıklar mevcuttur. Büyük bir ihtimalle Selçuklu Devrine aittir. İ. H. Konyalı, bu üç su yapısının 1909 yılındaki etraflı bir onarımla bugünkü hâline kavuştuğunu belirtir (Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 391).

Dikdörtgen planlı kırma çatılı zaviye binasına batıdan türbe bitişiktir. Bu yapıların çevresinde hazirede Karamanoğulları ve Osmanlı dönemlerine ait mezar taşları bulunmaktadır.

Zaviye, günümüzde cami olarak kullanılmaktadır. Selçuklu Devrinden onarıla onarıla günümüze gelmiştir. Cephesine yeni bir kısım, son cemaat mahalli, ilave edilmiştir.

Batıdaki kare planlı türbeye zaviyenin içinden girilmektedir. Türbenin siyah beyaz mermer kapı kemeri üzerindeki pano XVI. yüzyıl Osmanlı Dönemi mimari özelliklerini yansıtır. Bu kapı çerçevesi üzerinde ortada mezar taşı şeklinde orijinal kitabesi bulunur.

Türbenin cenazelik katının varlığı kabul edilmekte, ancak içine girilmemektedir. Üst kat altıgen tuğlalarla döşenmiştir. Ortada üzeri örtülerle kaplı ahşap sanduka bulunur. Türbenin kübik gövdesi üç yönde büyük pencerelere sahiptir. Dışta kare planlı gövde belirli bir yükseklikten sonra bir silmeyle son bulur. Daha sonra kare gövde sekizgene dönüşür. Oldukça yüksek olan sekizgen kasnağa içten Türk üçgenleri dıştan da üçgen mahmuzlarla geçilir. Kasnak üzerinde sivri kemerli üç küçük pencereye yer verilmiştir. Tuğla kubbe son onarımlarda kurşun ile kaplanmıştır.

Devrinin önemli din ve ilim adamı Ahmet Fakih’in 1221 yılında öldüğü ve buraya gömüldüğü türbenin kapısı üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır.

Ahmet Fakih'in Sandukası
Ahmet Fakih Camii (M. Yılmaz)
Ahmet Fakih Zaviyesi (Haşim Karpuz)

HAŞİM KARPUZ

BİBLİYOGRAFYA

  • Önkal, 1996, 240-243; Karpuz, Envanter, I/354-356; Önge, 1982; Önge, 1997; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 389-396.