ÖZDEMİRÎ MEDRESESİ

Hattat yetiştirmekle ünlü Osmanlı Dönemi yükseköğretim kurumu.

Öztemür ve ilk yaptıranın lakabından dolayı Uzun Hoca Medresesi adıyla da anılan Özdemirî Medresesi, İstanbul Caddesi üzerinde, eski Fenni Fırın civarında, hâlen faal olan Diğin Camii’nin bitişiğinde idi.

Medreseyi, Konya ulemasından Hacı Mustafa Efendi (ö. 1843) yaptırmıştır. Yapılış tarihi, kesin bilinmemektedir. Yalnız, yapılışın Hacı Mustafa Efendi’nin vefatından önce olduğu anlaşılmaktadır.

Mimarisi itibariyle Özdemirî Medresesi, Osmanlı Dönemi Konya medreseleri tipindedir. Bir avlu etrafında talebe odalarından oluşan, kerpiçten yapılan bir eserdir. 1848’de on beş hücresi bulunmaktadır. 1890’a gelindiğinde bu odaların yerinde, dört hücre ve bir dershane kalmış, gerisi yıkılmıştır. 1890 yılında, medresenin müderrislerinden Seyyit İbrahim Hakkı (Başaralızade) Efendi, halktan da destek alarak medreseyi genişletip, toplam on dört hücre ile üç dershaneye çıkarmış, kurduğu para vakfıyla da medresesini desteklemiştir. Medresenin büyümesi, bundan sonra da devam eder. Diğin Camii adıyla bugün de varlığını sürdüren ibadethanesi, 1920 yılında yapılır. Cami de vakıflarla desteklenir. Bu vakıflardan birisi, Seyyit İbrahim Hakkı Efendi’nin para vakfıdır. İki bin kuruş tutarındaki para vakfedilerek, 1890’da onaylanmıştır. Vakfiyesine göre, iki bin kuruş; onu, on bir buçuktan çalıştırılacak, geliri medresenin tamir, onarımı ile müderris ve mütevellisine verilecektir. Zaten müderris ve mütevelli, hayatta iken İbrahim Hakkı’nın bizzat kendisi olacak, vefatından sonra, oğul ve erkek torunlarının büyük, en doğru olanına, silsile hâlinde görev verilecektir. Zamanla vakıf bozulur ise, geliri fakir Müslümanlara sarf edilecektir.

Medrese içindeki Diğin Camii için hazırlanan vakıf, Kadızade Ömer Sadık Efendi’ye aittir. Ömer Sadık Efendi, dokuz dükkânını vakfederek, fahrî imamlığını yaptığı bu camiyi desteklemiştir.

1848’de medresenin ikisi talebe, beşi çömez toplam yedi öğrencisi vardır. 1882’de Özdemirî Medresesinde otuz talebeye Celâl, Tasavvurât ve Dürer dersleri verilir. 1883’te ise; 135 talebeye Şifâ-i Şerîf, Tasdikât ve Dürer dersleri okutulur. 1914’te talebe miktarı kırk beştir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Özdemirî Medresesi, bir başka medresenin eğitim tesisi gibi kullanılır. 1918-1924 yılları arasında, Darülhilafe Medresesi Konya Şubesi’nin İhzari kısmı öğrencilerine, burada eğitim verilir.

Özdemirî Medresesi, normal medrese eğitimi yanında, hattat yetiştiren bir okul gibi de çalışmıştır. Medreseye bu özelliği kazandıran, hat sanatkârı müderrisleridir. Hattat ve hafız olan müderris İbrahim Efendi’nin hattı bir Kur’an, İkinci Abdülhamit’e hediye edilmiştir. Bu yazma Kur’an’ı çok beğenen Abdülhamit, Özdemirî müderrisini, hayatta olduğu sürece, 500 kuruş maaşla ödüllendirmiştir. Hattatlıkları öne çıkan müderrislerinin ilki, aynı zamanda kurucusu olan Hacı Mustafa Efendi’dir. Ardından Başaralızade İbrahim Hakkı Efendi (1829-1891), Başaralızade Rasim Efendi (1843-1907), Başaralızade Şeyhülhattatin Hasan Fevzi Efendi (1873-1946), Kadızade Ömer Sadık Efendi, müderrislik yapmıştır.

Özdemirî Medresesinde okuyarak yetişen tanınmış kimseler vardır. Bunlar arasında; Konya Müftüsü Müsevvitzade Abdullah Vahdi, Abdülbasir Efendi Medresesi Müderrisi Molla Salih Efendi, Hattat Kızılviranlı Seyyit Efendi (1842-1906), Cebbarzade Ahmet Şükrü Efendi (1877-1941), Topçuzade Mehmet Arif Bey (1820-1942), Hattat Kadızade Mehmet Efendi (1843-1922), Hattat Mustafa Rüştü (1844-1920), Derbentli Hattat Parmaksız Mehmet Efendi (ö. 1933), Rasim Efendi (1843-1907), müderris, hattat Başaralızade Fevzi Efendi (1873-1946), Darülhilafe hocası, vaiz Yağcızade Mustafa Efendi, Öğretmen Feyzi Efendi bulunmaktadır.

1929 yılında yıktırılan Özdemirî Medresesi, günümüze ulaşmamıştır.

 

CANER ARABACI

BİBLİYOGRAFYA

  • Arabacı, 1998, 361-367; KİY, 1973, 318; Önder, 1971, 230; Tuş, 2007, 151; Uyar, Hattatlar, 1947-1950, 116-117/62; 135-136/14; Uz, 1993, 173, 195, 199.