HACI VEYİS (KURUCU) EFENDİ

Müderris. (1858-1935)

1858 yılında Şatır’da dünyaya geldi. Babası Şatırlı Hacı Mustafa Ağa, annesi de aynı köyden Fadimana Hanım’dır. Sedirler Sıbyan Mektebinde ilk eğitimini alan Veyis Efendi, kardeşi Mehmet Efendi ile birlikte burada Bekir Hoca Efendi’de hıfzını tamamladı. Ardından o dönemin önemli şahsiyetlerinden Aladağlı Mehmet Efendi ile Müftü Hacı Ahmet Efendi’nin derslerine devam ederek icazet aldı. Bu arada Büyük Çimili Hoca Şeyhülkurra Ahmet Efendi’nin tecvit ve kıraat derslerine devam etti. Daha sonra imtihana girerek Köprübaşı Caddesi’nde Zincirlikuyu Çelebi Sokağı’nda yer alan Adliye Medresesine müderris olan Hacı Veyis Efendi, medreselerin kapatılmasına kadar burada görev yaptı. Adliye Medresesinde görev yaparken Dolav Mahallesi Ulu Camii’nde imamet vazifesini de üstlendi. Burada yaklaşık elli yıl maaşsız imamlık yapmasından dolayı bu cami daha sonra Hacı Veyis Efendi’nin adıyla meşhur oldu. Hacı Veyis Efendi 1909’da kurulan Islah-ı Medaris-i İslamiye’de kıraat dersleri verdi. İmamlık yapmayı hiçbir zaman bırakmayan ve medreselerin kapatılmasından sonra Şatır’daki tarlalarının geliriyle geçinen Hacı Veyis Efendi görev yaptığı caminin ot deposu hâline getirilmesi üzerine Dolav Mahallesi’nde imamı vefat eden küçük bir mescitte imamet görevini sürdürdü.

XX. yüzyılın başlarında Sedirler Orta Mescit Mahallesi’ndeki ata ocağını kardeşi Mehmet Efendi’ye bırakarak Türbe Önü’nde satın aldığı eve taşındı. Hacı Veyis Efendi önce Şatırlı Fadime Hanım’la evlendi. Uzun süre çocukları olmayınca eşinin de rızasını alarak akrabalarından Seyit Mehmet Efendi’nin oğlu Kerim Efendi’nin kızı Fadimana ile ikinci evliliğini yaptı. Hacı Veyis Efendi’nin bu evlilikten Mustafa ve İbrahim adında iki oğlu, Fatıma, Hatice ve Rahime adında üç kızı dünyaya geldi. 21 Haziran 1934’te soyadı kanunu çıkınca “Kurucu” soyadını alan Hacı Veyis Efendi Ramazan 1354’te (Aralık 1935) vefat etti. Torunu Ali Ulvi Bey’in yazdıklarından 12 veya 13 Aralık tarihinde vefat etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Kapı Camii’nde kılınan namazdan sonra Üçler Mezarlığı’na defnedildi.

Hacı Veyis Efendi’nin bütün ömrü, halkın gündelik hayatında ibadet aşkının ve Hz. Peygamber sevgisinin çıkmaması için gösterdiği çabayla geçti. Osmanlı şehir örgütlenmesi içinde önemli bir işleve sahip olan imamların son örneklerinden olan Hacı Veyis Efendi sadece dinî vecibelerin yerine getirilmesiyle meşgul olmamış mahallenin ve mahallelinin bütün dertleriyle ilgilenmiştir. Van ve çevresinden Konya’ya yerleştirilenlerin bütün ihtiyaçlarını bizzat gidermek için büyük çaba gösteren Hacı Veyis Efendi, yaklaşıl beş yıl akşam yemeklerini evinde hazırlatarak Dolav’daki Ulu Cami’de onlarla birlikte yemiştir.

Halkı cami ve ev sohbetleriyle aydınlatmaya çalışan ve talebe yetiştirmeye büyük önem veren Hacı Veyis Efendi, Arap harfleriyle eğitimin yasaklandığı dönemlerde her türlü zorluğa ve takibata, bütün engel ve yasaklara rağmen eğitim ve öğretim vazifesini yerine getirmekten vazgeçmemiş, hasbilik ve fütüvvet ahlâkını hayat biçimi hâline getirerek bir âlim sorumluluğuyla hareket etmeyi hiçbir zaman terk etmemiştir. Daima yanında kitap bulunduran ve onları koyduğu bohçada nereye giderse beraberinde taşıyan Hacı Veyis Efendi her gün öğle ile ikindi arasında evinde ailenin bütün fertlerini toplar onlara ders okutur ve bu derslere mahallenin diğer çocuklarının da katılmasını sağlardı. Çevresini sadece bilgilendirmekle kalmamış, söylediklerini bizzat kendi hayatında uygulayarak muhataplarını eğitmiş ve onlarda sağlam inanç, güzel ahlak, yüce duygu ve düşüncelerin oluşmasına çaba göstermiştir. Hacı Veyis Efendi’den geriye maddi değer ifade eden bir şey kalmamıştır. Ancak o bize bugün değeri daha iyi anlaşılan ve kendisinin Konya’nın düşünce tarihinin son halkasına dâhil olmasını sağlayan, Osmanlı kültürüyle arasında kopukluk bulunmayan büyük bir manevi miras bırakmıştır. Onun bıraktığı bu mirasın kodları oğulları Hacı Veyiszade Mustafa ve İbrahim efendiler, kızları Fatıma, Hatice ve Rahime hanımlar ile torunu Ali Ulvi Bey’in Konya’nın kültürel hafızasına bıraktıklarında aranmalıdır.

Hacı Veyis (kurucu) Efendi

MUSTAFA SABRİ KÜÇÜKAŞCI

BİBLİYOGRAFYA

  • Düzdağ, 2007, I; Uz, 2009; Arabacı, 1998, 222-224; Hacıveyiszade ailesinden Hacı Mehmet Koruyucu ile yapılan görüşmeler.