SADEDDİN KÖPEK

Türkiye Selçuklu Dönemi devlet adamı. (ö. 636/1238-39 [?])

Hayatının ilk yılları ve Türkiye/Anadolu Selçuklu sultanlarının hizmetine nasıl girdiği hakkında bilgi bulunmamaktadır. Yaptırdığı kervansarayın kitabesinden adının Köpek b. Muhammed, lakabının Sadeddin olduğu anlaşılmaktadır. Köpek’in Türkçede yaygın olmamakla birlikte isim olarak kullanıldığı, Artuklularda bir Türk beyinin bu adı taşıdığı ve bu adın hakaret anlamı içermediği bilinmektedir. Sadeddin Köpek, I. Alâeddin Keykubat’ın 623 (1226) yılında Eyyubilere karşı düzenlediği bir sefer esnasında Harput civarında meydana gelen savaşta Selçuklu ordusunun sol kanat kuvvetlerinin kumandanıydı. Mengücük Beyi Davut Şah, I. Alâeddin Keykubat’a tâbi olduğunu bildirmek üzere Kayseri’ye geldiğinde (1225-1228 arası) kendisine verilecek ahitnameyi kaleme alan Sadeddin Köpek’ten İbn Bibi’nin kayıtlarında emir-i şikâr, nakkaş ve mimar olarak bahsedilir.

I. Alâeddin Keykubat’ın 1226-1236 yılları arasında Beyşehir Gölü yakınlarında yaptırdığı Kubadabad Sarayı’nın mimarının Sadeddin Köpek olduğu kaydedilmektedir.

Büyük oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev’i bırakıp diğer oğlu İzzeddin Kılıçarslan’ı veliaht tayin eden Alâeddin Keykubat yediği av etinden zehirlenerek ölmüştü (4 Şevval 634/31 Mayıs 1237). Sultanın bir suikast ihtimalini akla getiren ölümünün hemen ardından Gıyaseddin Keyhüsrev’in adamları kendisini Keykubadiye Sarayı’ndan alıp Kayseri Sarayı’na götürerek tahta çıkardılar. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in tahta çıkmasında başrolü oynayan Sadeddin Köpek sultanın en sadık adamı oldu. Sadeddin, Türkiye Selçuklularının hizmetinde bulunan Harizm askerlerinin reisi Kayırhan’ı kendisine rakip görerek Keyhüsrev’i onu bertaraf etmeye ikna etti. Zamantı Kalesi’nde hapsedilen Kayırhan’ın bir müddet sonra hapiste ölmesi üzerine bütün Harizmli beyler ve askerleri Selçuklu topraklarını yağmalayıp doğuya doğru çekilmeye başladı. Sultanın Emirülümera Kemaleddin Kamyar kumandasında gönderdiği ordu Harizmliler tarafından yenilgiye uğratıldı. Sultanın atabeği Şemseddin Altun-aba’nın bu gelişmelerden kendisini sorumlu tuttuğunu öğrenen Sadeddin Köpek. II. Kılıçarslan devrinden beri devlete hizmet eden yaşlı atabeği öldürttü. Sıranın kendisine geldiğini fark eden Vezir Taceddin Pervane çareyi iktaı Ankara’ya kaçmakta buldu. Sahip Şemseddin İsfahani, saltanat naibi Emirülümera Kemaleddin Kamyar’a Köpek’in zulmü konusunda sultanı uyarmak gerektiğini söylediyse de Kemaleddin Kamyar hayatından endişe duyduğu için buna yanaşmadı. Saltanatını düşünen ve özellikle kardeşi İzzeddin Kılıçarslan’dan çekinen sultan da bu gelişmeler karşısında sessiz kalmayı tercih etti. Sadeddin Köpek, sultandan aldığı bir fermanla İzzeddin Kılıçarslan’ın annesini Ankara’ya gönderip boğdurttu. Sultanın henüz erkek çocuğu olmadığı için kardeşleri Kılıçarslan ile Rükneddin’in hayatlarına dokunmadı. Onları Borgulu Kalesi’ne bizzat götürerek hapsetti. Sultanın erkek çocuğu dünyaya gelince Mübarizüddin Armağanşah’ı onları öldürmekle görevlendirip Borgulu Kalesi’ne yolladı. Ancak Armağanşah, Kılıçarslan’ı ve Rükneddin’i öldürmedi; durumu sultandan ve Sadeddin Köpek’ten gizleyerek geri döndü.

Sadeddin Köpek, Ankara’ya giderken Akşehir’de bir muganniye ile gayrimeşru ilişkide bulunmakla itham edilen Taceddin Pervane’nin Ankara’da recmedilerek öldürülmesini sağladıktan sonra yönetime tamamen hâkim oldu. Sultanı istediği gibi yönlendiren Sadeddin Köpek’ten diğer devlet adamları ve emirler korkmaktaydı. Hatta bu sırada önemli bir görevde bulunmayan, fakat daha sonraki yıllarda Türkiye Selçuklu Devleti’nin kaderine tesir edecek olan emir Celaleddin Karatay bu korkuyla görevini bırakıp bir köşeye çekildi. Gücü günden güne artmakla birlikte siyasi ve askerî alanda herhangi bir başarısı bulunmayan Köpek, kendini yüceltecek önemli bir zafer elde etmek amacıyla ordunun başına geçerek Eyyubilerin hâkimiyeti altındaki Sümeysat (Samsat) Kalesi’ni kuşattı. Kalenin idaresini elinde bulunduran Hristiyanlar direnecek durumda olmadıklarından uğurlu saydıkları meşhur haçlarına dokunulmaması şartıyla kaleyi teslim ettiler (Zilkade 635/Haziran-Temmuz 1238). Bu sırada civarda bulunan bazı kaleler de ele geçirildi. Sadeddin Köpek, sefer dönüşü eski emirlerden Hüsameddin Kaymerî’yi işlemediği bir suçla itham ederek Malatya’da tutuklatıp mallarına el koydu. Sümeysat’ın ele geçirilmesinin ardından nüfuzu bir kat daha artan Köpek, başarılı bir kumandan ve tecrübeli bir devlet adamı olan Kemaleddin Kamyar’ı Konya yakınlarında Gavele (Gevele) Kalesi’ne göndererek orada öldürttü. Bu olaydan sonra II. Gıyaseddin Keyhüsrev’i de saf dışı bırakıp Selçuklu tahtına oturmanın hesaplarını yapmaya başladı. Ancak bunun için Selçuklu hanedanına mensup olduğunu ispatlaması gerekiyordu. Köpek bu konuda da bir çözüm yolu buldu. Annesi Şehnaz Hatun’un Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev ile gayrimeşru ilişkisi olduğunu, I. Gıyaseddin’den iki aylık hamile iken bir başkasıyla evlendiğini, kendisinin bu nikâhtan yedi ay sonra dünyaya geldiğini, yani I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in gayrimeşru çocuğu olduğunu iddia etti. Öte yandan devletin kötü gidişinden sultanı sorumlu tuttu ve onun Abbasi halifelerinin sancağını değiştireceği, Abbasileri tanımayacağı söylentisini yaymaya başladı. Bu iddialar sultanın ve halkın tepkisine yol açtı. Sadeddin Köpek’i bertaraf etmeye karar veren sultan çok güvendiği hassa kölelerinden birini gizlice Sivas Subaşısı Hüsameddin Karaca’ya gönderip Sadeddin Köpek’in ortadan kaldırılmasını emretti. Hüsameddin Karaca, Kubadabad Sarayı’nda bulunan sultanın yanına gitmeden önce Sadeddin Köpek’e misafir olarak güvenini kazanmaya çalıştı ve kendisine sultanın hizmetine girmek istediğini bildirdi. Sadeddin nezdinde gittikçe itibarı artan Hüsameddin Karaca daha sonra bir ziyafet sırasında Köpek’i öldürmeye çalıştaysa da başaramadı. Ancak bu esnada Emir-i alem Togan’ın kılıç darbesiyle yaralanan Köpek kendini sultanın şaraphanesine attı; burada şarabdar ve adamları tarafından öldürüldü. Cesedi demir bir kafes içine konularak Kubadabad Sarayı’nın kale burcuna asıldı (muhtemelen Cemaziyelevvel 636/Aralık 1238).

Sadeddin Köpek hakkında geniş bilgi veren İbn Bibi onun halka iyi davrandığını, mazlumlara yardım edip zalimleri şiddetle cezalandırdığını, özellikle ikta sahiplerinin çiftçilerden haksız vergi almalarını önlediği için onlar tarafından çok sevildiğini, cömert ve hoşsohbet olduğunu söyler. Köpek’in Harizmlilere karşı yanlış politika izlemesi ve çok değerli devlet adamlarını öldürtmesi devletin temellerini sarsmış, bu sebeple Türkiye Selçuklu tarihinde kötü şöhret kazanmış ve uğursuz bir kişi olarak tanınmıştır. Osmanlı tarihçilerinden Müneccimbaşı Ahmet Dede ondan “habis Köpek” diye bahseder, yaratılıştan soysuz, müfsit ve hasetçi bir emir olduğunu kaydeder. Sadeddin Köpek’in 633-634 (1236-1237) yıllarında Konya’ya 22 km uzaklıkta, Aksaray-Konya karayolundan 5 km içeride Tömek köyü yakınında yaptırdığı kervansaray Zazadın Hanı diye meşhurdur. “Zazadin” ismi Sadeddin’in halk arasında söylenen bir şeklidir. Bazı araştırmacılar, Arapça kitabede yer alan “Köpek” kelimesinin “b” ile yazılmasından dolayı ismin Kübek veya Köbek olabileceğini kaydederse de bu durumun Arapçada “p” harfinin bulunmayışıyla ilgili olduğu açıktır.

(DİA)

BİBLİYOGRAFYA

  • Kesik, 2008, 392-393.