SADREDDİN ÇELEBİ I

Konya Mevlevi Dergâhı postnişini. (1080/1669-1124/1712)

Mevlâna Dergâhı postnişinlerinden “Kara” veya “Hacı” lakabıyla anılan Bostan Çelebi II’nin (ö. 1117/1706) oğludur ve tam adı Mehmet Sadreddin’dir. Babasının, Sultan II. Ahmet zamanında (1691-1695) Kıbrıs’a sürülmesi üzerine postnişinliğe atanan büyük amcası Celaleddin Çelebi’nin de aczi sebebiyle on sekiz gün sonra azledilmesiyle postnişinlik makamına getirildi. Sakıp Dede’nin bildirdiğine göre kırk gün Kıbrıs’ta kalan Çelebi, af emrinin çıkması üzerine Konya’ya döndü ve makamına geçti.

Mehmet Sadreddin Çelebi’nin asıl postnişinlik görevi ise babasının vefatından sonra 26 Zilkade 1117 (11.03.1706) tarihinde başladı. Yirminci halife olarak Konya Mevlevi Dergâhı şeyhliği görevini altı yıl kadar ifa etti.

Bu yıllarda duraklama döneminde bulunan Osmanlı Devleti, kültür ve sanat açısından parlak devirlerinden birini yaşamaktadır. Bu dönem, III. Ahmet (1703-1730)’in saltanatıyla zirveye çıkmış ve Lâle Devri adını almıştır. Evliya Çelebi, Naima gibi değerli müellifler; Hafız Post, Selim Giray Han, Itri gibi büyük musikişinaslar; Nailî, Nedim, Nabi gibi güçlü şairler bu dönemde yaşamışlardır.

Divan edebiyatının güçlü sesi Nabi’nin, Bostan Çelebi ve Sadreddin Çelebi’yle iyi ilişkileri bulunduğu, Nabi’nin mektuplarından anlaşılmaktadır. Baltacı Mehmet Paşa’nın da (ö. 1123/1711) Sadreddin Çelebi’ye müntesip olduğu rivayet edilir.

Yine Sakıp Dede’nin bildirdiğine göre, Sadreddin Çelebi’nin genç yaşta vefatı, ibret verici bir olay sonunda vuku bulmuştur. Sultan III. Ahmet padişah iken, daha önceleri de olduğu gibi şehzadelerin nazar, büyü, hastalık vesaireden korunması için Çelebi Efendi tarafından okunmak ve tekbirlenmek üzere İstanbul’dan ipek arakiyeler gönderilmiş; fakat Çelebi: “Tarikatımız usulünce yünden başka bir serpuşun tekbirlendiği duyulmamış ve görülmemiştir” diyerek ipek arakiyeleri tekbirlemeyince İstanbul’a davet edilmiş. Emre uyup yola çıkan Çelebi, Akşehir’de hastalanıp geri dönmüş ve durumu bir mektupla Saray’a bildirmiş. Kendisi yatağa düşüp günden güne eriyerek vefat etmiş ve Dergâh-ı Şerif’e defnolunmuş. Bugün Huzur-ı Pir’de, birçok çelebinin kabri gibi onun kabri de mevcut değildir. Sahih Ahmet Dede, vefat tarihini 9 Cemaziyelevvel 1124 (14.06.1712) olarak vermiştir.

Veled Çelebi, Silsile-nâme’sine göre Mehmet Sadreddin Çelebi, Hacı Bostan Çelebi’nin tek çocuğudur ve kendisinin evladı yoktur. Vefatı üzerine Abdurrahman Çelebi’nin oğlu Mehmet Arif Çelebi (ö. 1159/1746) posta geçmiş ve uzun yıllar bu görevi ifa etmiştir.

YAKUP ŞAFAK

BİBLİYOGRAFYA

  • Sakıp Dede, Sefine, 1283, 183, 197 ve tür.yer.; Anonim, 2011, 47; Sahih Ahmet Dede, Tarih, 2003, 314, 323, 324; Sicill-i Osmanî, 1311, III/223; Silsile-name, ts., 11; Gölpınarlı, 1983, 169; Önder, 2002, 144; Şafak, 2009b; Temizel, 2009, 65; Haksever, 2013, 1599 vd.