HAFIZ MEHMET PAŞA

Osmanlı Dönemi Konya valisi. (ö. 1282/1866)

Çerkez asıllıdır. Kuvvetli bir vücuda sahip olduğu için pehlivan olarak şöhret buldu. Saray-ı Hümayun’da yetişti. Fiziki yapısı sebebiyle padişahın tebdil gezmelerinde beraberinde bulunan hasekiler arasında yer aldı. Orduda yapılan yeni düzenleme sırasında binbaşılık rütbesi verildi. Nisan 1828’de önce miralay, daha sonra da süvari livası oldu. Cemaziyelahir 1249 (Ekim 1833) tarihinde feriklik verilerek İşkodra Mutasarrıflığına getirildi. Bir müddet burada kaldıktan sonra bu vazifeden ayrılarak Kütahya’ya ferik olarak gönderildi. Eski Sadrazam Reşit Mehmet Paşa’ya Sivas eyaleti, daha sonra da Diyarbakır ve Harput bölgelerinin yönetimi verilip, komutasına da bir ordu katılarak görev yerine gönderilmişti. O görünüşte bu bölgeleri düzene sokacaktı. Ancak asıl görevi Mısır kuvvetlerine karşı bölgede savunmaya hazırlanmaktı. Bu hazırlıkları yaparken 1252 Şabanında (Kasım 1836) aniden öldü. Reşit Mehmet Paşa’nın üzerinde bulunan Diyarbakır, Sivas ve Rakka eyaletleri, vezirlik rütbesi ile Kütahya tümen komutanı Hafız Mehmet Paşa’ya verilip, maiyetine Prusyalı birkaç nefer subay gönderildi. Paşa, ordunun eksikliklerinin giderilmesi hususunda çaba sarf etti. Prusyalı Mareşal Moltke de o zaman Osmanlı Devleti hizmetinde olup, Hafız Mehmet Paşa komutasındaki bu orduda görevli idi. Moltke’nin, ordunun Fırat Nehri’ni geçmemesi hususundaki telkinine uyulmadı ve İstanbul’dan gelen emir doğrultusunda Mayıs 1839’da Hafız Mehmet Paşa Türk ordusunu alıp Fırat Nehri’ni geçerek Nizip’te Mısır birlikleri ile 29 Haziran 1839 günü savaşa tutuştu. Yerinde tedbir alınmaması yüzünden Osmanlı ordusu dört saat içinde dağılıp yenildi.

Hafız Mehmet Paşa’nın, Nizip yenilgisi dolayısıyla azledilmesi gerekirken Sivas Valiliğinde kaldı. Eylül 1839’da ise Erzurum valisi oldu. Zilhicce 1256 (Ocak 1841)’e kadar ifa ettiği bu görevinden azledildi. Bir müddet sonra serasker kaimmakamlığı görevi Tahir Paşa’dan alınarak, Dersaadet’te (İzzet Mehmet Paşa’dan bütün mefruşatı ile birlikte beş yüz keseye satın aldığı) konağında ikamet eden Çerkez Hafız Mehmet Paşa’ya Şubat 1842 tarihinde tevdi edildi. Bir yıl kadar bu görevde kaldıktan sonra seraskerlik makamının lağvedilmesi üzerine mazul oldu.

Hafız Mehmet Paşa Mart 1843’te Belgrad muhafızı oldu ve Kasım 1845 tarihinde Musul Valiliğine tayinine kadar bu görevi yürüttü. Musul valisi iken 1845’te yeni kurulan Zaptiye Müşirliğine getirildi. 1847 yılı Şubat ayına kadar bu görevi üstlenmişken Şubat’ta bu görevden azledildi. Aynı yılın Nisan ayında ise Yanya Valiliğine tayin edildi. Arkasından Üsküp ve Bosna valiliklerinde bulundu. 1849 yılı Eylül ayında Edirne Valiliğine nakledildi. Haziran 1851’deki azline kadar bu görevi yürüttü. Dokuz ay mazuliyetten sonra Cemaziyelahir 1268 (Mart 1852)’de Konya valisi oldu. Haziran 1854’e kadar yaklaşık iki yıl iki ay bu vazifede kaldı. Bu tarihten itibaren Trabzon Valiliğine tayin oldu.

Osmanlı-Rus Savaşı’nda (1853-1856) merkezi hükümet Anadolu’nun doğu kesimlerinden gelebilecek Rus tehlikesi karşısında Erzurum ve doğudaki sınır şehirlerini koruma önlemleri almak zorunda kaldığı için, 1854 yılı ortalarında Hafız Mehmet Paşa Erzurum ve Kars’ın imdadına gönderildi. O da yardımcı kuvvetlerle giderek bu bölgenin kurtuluşu için çaba sarf etti. Dönüşünde başında bulunduğu yardımcı birliklerin itaatsizliği ve Trabzon ileri gelenlerinin kabahatinin görülmesi üzerine görevinden azledildi.

1859 yılında ise Çerkezlerin göçleri sırasında teşekkül eden Muhacirin Komisyonu’na başkan oldu. Komisyonun çalışmalarında önemli gayret gösterdi.

1279 Cemaziyelahir (Kasım 1862) Şeyhülharem olarak Mekke’ye gönderildi. Padişah tarafından görevlendirilen kişi olarak Nisan 1864’te azline kadar bu vazifeyi ifa etti. Azlini müteakip geri dönmeyerek Medine’de kaldı. 17 Zilhicce 1283 (3 Mayıs 1866) tarihinde Medine’de öldü.

Hafız Mehmet Paşa, doğru sözlü, dindar bir şahsiyete sahip olup, top ve tüfek yapımıyla meşgul olmuştur. Üç çocuğundan Sami Bey Bağdat’a giderken kaybolmuş, diğer oğlu İzmit redif kumandanı olan Ferik Saadettin Paşa’dır. Kızı ise Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa’nın hanımı idi.

BAYRAM ÜREKLİ

BİBLİYOGRAFYA

  • Mustafa Nuri Paşa, 1980, III-IV/274-276; Moltke, 1893; Karal, Osmanlı Tarihi, 1983, V/140-142, 144-145; Pakalın, Deyimler ve Terimler, I/606-607; III/177; Altundağ, 1970, 572-573; Sicill-i Osmanî, 1996, II/106-107; Kamusu’l-a’lam, III/1913; Ahmet Lütfi Efendi, 1999, 891, 894, 993-1002, 1098, 1120, 1136-1137, 1154.