SEVİNÇ, ARİF

Futbolcu. (1917-1997)

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

Konya’da doğdu. Futbola 1931’de İdmanyurdu genç takımında başladı. Gençlerbirliği’nin as futbolcuları arasında yer alan ve eski başkanlardan Kâzım Özbay (1906-1997) onun futbola başlamasını şöyle nakletmişti: “Arif, babası Ahmet Ağa’nın Kız Öğretmen Okulunun (şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü) doğuda bulunan giriş kapısının karşısındaki ekmek fırınında çalışıyordu. Babası futbol oynamasına taraftar değildi. Bu yüzden omzuna aldığı ekmek kasası ile bakkallara koşarak ekmek dağıtırken, fırsat bulunca yakınındaki İdmanyurdu sahasına uğrayıp, kasayı duvarın üzerine koyarak beş on dakika futbol oynar, tekrar fırına dönerdi. Bir yıl sonra, yaşı küçük olmasına rağmen güçlü fiziği sayesinde takımda oynamaya başladı. Kısa zamanda sivrilerek dikkati çekti ve Eskişehir Demirspor idarecileri Arif’i götürdüler.”

1933 yılında Eskişehir’e giden Sevinç, Demirspor takımları arasında oynanan maçlarda başarı göstererek 1935’te Ankara Demirspor’a geçti. Galatasaray, 1939’da Ankara’da Demirspor ile yaptığı millî küme maçında santrfor Gündüz Kılıç’ın karşısında göz dolduran Arif’i kadrosuna aldı. Galatasaray kadrosunda sekiz sezon değişmez santrhaf olarak yer aldı. Burada hava hâkimiyeti sebebiyle “Kafa Arif” lakabıyla meşhur oldu. Konya’da futbola başladığında da Yanda isimli Alman futbolcuya benzetilerek taraftarlar tarafından “Yandan Arif” diye anılan Sevinç, Galatasaray’da oynadığı yıllar II. Dünya Savaşı’na rastladığı için, dolayısıyla 1936-1947 arasında Avrupa’da millî maç yapılmaması sebebiyle ay yıldızlı formayı giyemedi. Ancak Fenerbahçeli Cihat Arman, Boncuk Ömer, K. Fikret, Galatasaraylı Bülent Eken, Faruk Barlas, Musa Sezer, Beşiktaşlı Baba Hakkı (Yeten) Çengel Hüseyin (Saygun) gibi tanınmış futbolcularla birlikte İstanbul karmasında yer aldı.

1946’da Galatasaray’dan ayrılarak antrenör-futbolcu olarak Kasımpaşa’ya geçti. Bu arada İdmanyurdu, Selçukspor, Gençlerbirliği ve Sümerspor’la maçlar yapmak için Konya’ya geldi. 1949’da Beykoz’a geçip, yıl sonunda antrenör-futbolcu olarak İdmanyurdu’na döndü. 1952’de Bursa Merinos’la anlaşıp, zaman zaman maçlarda oynadıktan sonra otuz beş yaşında aktif futbolu bıraktı. 1956’da Bakırköy Sümerspor, 1960’da tekrar Bursa Merinos, peşinden Bursa DSİ Spor ve 1968-1969’da da III. lige giren Konya İdmanyurdu’nu çalıştırdı. 1945’te Galatasaray Başkaptanı Leblebi Mehmet imzası ile takdirname alıp, 1977’de Galatasaray Divan Kurulu üyesi sıfatını kazandı.

 

Arif Sevinç

NAİL BÜLBÜL

BİBLİYOGRAFYA