ATÇILIK

Geçmişten günümüze Konya’da at yetiştiriciliği ve atçılık sporu

Atın tarihi insanın tarihiyle birlikte yürümüştür. Bu ortak tarih, atı yalnızca bir binek ya da yük hayvanı olarak değerlendirmez, atın çevresinde gelişen kültürü de kapsar. Tarihin eski çağlarında insan topluluklarının ulaşım ve savaş vasıtalarından olan at sürüler halinde beslenmiş, günün şartlarına göre eğitilmiş, savaş zamanlarında savaş vasıtası, sulh zamanlarında da spor ve eğlence vasıtası olmuştur. Günümüzde olduğu gibi, Türk tarihinin her döneminde “at murattır” sözüne bağlı kalınarak, her Türk, ata karşı sevgi, güven, ilgi duymuş ve onu kendisinden bir parça kabul etmiş, ona kutsallık atfetmiş, saygınlık kazandırmış; sanatında, edebiyatında, müziğinde eşsiz bir yer vermiştir. Avusturyalı tarih bilimci Hoopers, atın ilk evcilleştirme hareketinin İç Asya’da Türkler tarafından yapıldığını, Macar tarihçisi Allfoldin de bu konudaki ilklerin Altay Türklerine ait olduğunu öne sürmüştür. Alman tarih bilimcisi Portriatz ise atın MÖ 6000 dolaylarında Türkler tarafından evcilleştirildiğini iddia etmiş ve iddiası için bazı bulguları kesin kanıt göstermiştir. Yaklaşık olarak MÖ 4000’li yıllarda Türkler tarafından bir çekim hayvanı olarak arabalara koşulan at, askeri amaçlarla savaş sınıfı oluşmasına, sonuç olarak ta Asya’nın ve öteki kıtaların tarihî ve siyasal yaşamının oluşum ve değişiminde etkinlik kazanmıştır.

Selçuklular Döneminde Bozkır’ı ilk fetheden Bozkır Bey’in at bakıcısının Konya’nın Ahırlı ilçesine yerleştiği ve Ahırlı adının buradan geldiği söylenmektedir. Ahırlı, Anadolu’nun fethinden sonra özellikle Haçlı Seferlerinde Kıbrıs ve Alanya’dan Anadolu’ya saldıran Haçlı sürülerine karşı Türkiye Selçuklularının da Bizans’tan beri devam eden askerî ve atlı birliklerinin at tavlalarının bulunduğu bir askerî merkez ve üst olarak görev yapmıştır. Atların yetiştirildiği bu ahırlar; Eski Camii (Aşağıoluk ve Hansıdı) mevkiinde bulunan yol üzerinde bulunmaktaydı. İlçe, Karamanoğulları Döneminde de aynı görevi üstlenmiştir. Ahırlı’ya 25 km uzaklıktaki Sülek Yaylası’nın, serin iklimi, zengin bitki örtüsü ve su kaynaklarına sahip olması dolayısıyla, Osmanlı zamanında orduya at yetiştirilen bir yer olduğu bilinmektedir.

1400’lü yılların sonundaki Osmanlı kayıtlarında, Konya’nın Hüyük ilçesine bağlı bir kasaba olan İmrenler’in, at yetiştiriciliği için son derece elverişli çayırlara ve su kaynaklarına sahip olması sebebiyle, Osmanlı ordusu için savaş atları yetiştirilen bir bölge olduğu bildirilmektedir.

1920’li yıllarda Konya’nın Ilgın ilçesinde Süvari Binicilik Okulu açılmıştır. Ancak bu okul Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra kapanmıştır.

Son yıllarda, savaş, tarım ve seyahat için atlara ihtiyaç azaldığı için, at artık bir ihtiyaç değil, bir lüks ve bir tür spor aracı haline gelmeye başlamıştır. Nitekim ülkemizde 1950’li yıllarda at sayısı 1.140.000 iken günümüzde yaklaşık 210.000 kadardır. Oysa sadece yarış atı sayısı 20.000 civarındadır. Bununla birlikte Konya köylerinin yaklaşık yarısı küçük, dağınık ve dalgalı arazilerden oluştuğu için bu bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız daha ekonomik ve pratik olduğundan dolayı yerli atları çift ve taşıma işlerinde kullanmaya devam etmektedirler.

Konya’da resmî olarak ilk defa 1927 yılında “Yarış Islah Encümeni” tarafından safkan İngiliz atı koşuları tahsis edilmiştir. Meşrutiyet Döneminde Orta Anadolu’nun damızlık hayvan ihtiyacını karşılamak Konya ili merkezine 7 km uzaklıkta Konya Harası kurulmuş ve bu dönemde hara aygır deposu olarak faaliyetini sürdürmüştür. Birinci Dünya Savaşı’nda damızlıklar elden çıkarılarak depo harap olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra Konya Vilayet-i Hususî tarafından idare edilen bu müessese, 1934 yılında Ziraat Vekâletine devredilmiştir. 1957 yılına kadar hayvan ırkları ve at neslinin ıslahı üzerinde çalışan haranın atçılık şubesi söz konusu yılda kaldırılmıştır.

Çok eski dönemlerden bu yana at yetiştiriciliği konusunda Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri olan Konya’nın Ereğli ilçesi, bugün de büyük koşularda şampiyon olan atlara ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye genelinde bulunan 90 dolayında özel at çiftliklerinin on sekizi Ereğli’de yer almaktadır. Ereğli-İvriz bölgesi at çiftlikleri için öncelikle tercih edilen bölge niteliğindedir. Geniş meraları, su kaynaklarına yakınlığı ve temiz havası nedeniyle bölge at yetiştiriciliğinde öne çıkmaktadır. Taylar bu çiftliklerde 1,5-2 yaşına kadar yetiştirilmekte ve yarışlara hazırlanmaktadırlar. Uzmanlar Ereğli’nin, Torosların nemi düşük ve oksijeni bol eteklerinde yer alması dolayısıyla yarış atlarının bu bölgelerde akciğerler kapasitelerini en üst düzeyde geliştirerek yarışlara daha iyi hazırlandıklarını ifade etmektedirler. Ereğli’de yaz oldukça serin geçtiğinden dolayı özellikle İngiliz atlarının hayat şartları için daha elverişlidir. Bununla birlikte bölgeye çok sayıda Arap atları da gelmeye başlamıştır. Ereğli’nin iklim yapısı kadar önemli bir diğer özelliği de toprağındaki kalsiyum miktarı ve kalsiyumca zengin ayrık otudur. Bu faktörlerde atların kemik yapısını güçlendiren vazgeçilmez besin öğelerindendir. Sayılan bu özellikler Ereğli’de kaliteli ve üstün verimli atların yetiştirilmesine zemin hazırlamakta, bunun sonucunda ilçede at çiftlikleri sayısının her geçen yıl artmasına sebep olmaktadır.

Bilindiği üzere cirit (çevgen), Türklerin yüzyıllardan beri oynadıkları bir ata oyunudur. Türk ler, Orta Asya’dan Anadolu’ya bu atlı oyunu da doludizgin beraberlerinde getirmişlerdir. Cirit oyunu, hâlen Anadolu’nun hemen hemen her köşesinde düğünlerde ve bayramlarda oynanmaktadır. Binicilik Federasyonu bünyesinde, Konya Turizm Derneği’nin 1972 yılında resmî sıfatta başlattığı, Erzurumlular, Aşkaleliler ve Bayburtluların katıldığı cirit şölenleri yalnızca bir yıl ara verilerek 1979 yılına kadar sürdürüldü. Maalesef bu yıldan itibaren cirit oyunu Konya’da tarihe karıştı.

Konya-Aksaray karayolu üzerinde, Konya’ya 10 km mesafede 2003 yılında kurulan Konya Hipodromu’nda, atçılığı geliştirmek ve at sevgisini yaşatmak için Konya’da her yıl geleneksel mahallî at yarışları düzenlenmektedir. Hipodromun, ileri etap çalışmaları tamamlandıktan sonra, ulusal at yarışlarına ev sahipliği yapabilecek konuma geleceği öngörülmektedir.

Rahvan atçılığının menşei ve geliştirildiği yer Orta ve Doğu Asya olup, daha sonra göçler vasıtası ile Anadolu, Kafkasya, Mısır, İspanya ve Macaristan’a buralardan da tüm dünyaya yayılmıştır. Osmanlı Döneminde rahvan yürüyüşlü atlar, Türklerin yetiştirdiği veya eğittiği bit at türü olarak görülmüştür. Rahvan yürüyüşlüler, rahat biniş için kullanıldıkları gibi av için de tercih ediliyordu. Osmanlı ordusundaki posta tatarları dörtnala giden fakat yorulduğunda yürüyerek dinlenen sıradan atlardan ziyade daha kısa zamanda uzak mesafeleri hızla kat edebilen ve uzun yolculuklara dayanabilen uzun adımlı rahvanlara binerlerdi Son yıllarda ülkemizde rahvan at yarışmaları da tertip edilmeye başlanmıştır. Türkiye’de ilk rahvan yarışları yaklaşık elli yıl önce Ege Bölgesi’ndeki şehir ve ilçelerde düzenlenmiştir. Konya’da da rahvan atçılığına ve rahvan atlarına gösterilen ilgi her geçen gün artmaktadır. 2009 yılı itibariyle Konya’da yaklaşık 100 civarında rahvan at bulunmaktadır. Konya’da resmî nitelik taşıyan “rahvan at yarışları” her yıl belli aylarda Konya merkezinde ve Beyşehir ilçesinde düzenlenmektedir. Bu sporun daha fazla tanıtılması ve sevdirilmesi amacıyla Konyalı iş adamı Mustafa Küçükmeral başkanlığında, 2006 yılında otuz bir üyeyle “Konya Rahvan Atları Binicilik Yetiştiricilik ve Yarıştırıcılık İhtisas Kulübü Derneği” kuruldu. Kendisi de profesyonel bir rahvan at binicisi olan Küçükmeral’in Türkiye çapında çok sayıda birinciliği ve dereceleri bulunmasının yanı sıra yerli ırk rahvan atlarının yetiştiriciliği ve saflaştırılması üzerine kendi imkânlarıyla gerçekleştirdiği hatırı sayılır çalışmaları bulunmaktadır.

2001-2002 öğretim yılında fiilen eğitim-öğretim faaliyetlerine başlayan TED Konya Koleji’nin Atlı Spor Kulübü de binicilik sporuna önemli katkılarda bulunmaya devam etmektedir. Ankara yolu yirminci km’de lokalize olan TED Konya Koleji Atlı Spor Kulübü, biniciliğe meraklı, bu alanda yeteneği ve ilgisi olan öğrencilerden oluşur. Öğrenciler kulüp saatleri içerisinde bu sporla ilgili her türlü kural ve teknikleri öğrenirler. Her yıl düzenlenen iller arası engel atlama yarışmalarına katılan lisanslı sporcular, üstün derecelerle Konya’ya dönmektedirler. Kulüp yöneticileri, hedeflerinin millî takıma sporcu yetiştirmek olduğunu ifade etmektedirler.

Son yıllarda, Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri tarafından atların genetiği, bakım/beslenmesi, hastalıklarının medikal/cerrahi tedavisi vs. üzerine ulusal ve uluslararası önemli bilimsel çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Fakülte, Türkiye çapında faaliyet gösterebilecek ve uluslararası standartlarda bir at hastanesinin kurulması yönünde ciddi adımlar atmaktadır. Veteriner Fakültesinin 1998 yılında kurduğu binicilik tesisi hâlen faaliyetlerini sürdürmektedir. Binicilik tesisi, son yıllardaki gelişimi, standartları ve donanımı bakımından Türkiye üniversiteleri arasında ilk ve tek binicilik tesisi olma özelliğine sahiptir. Atların bakımı, beslenmesi ve sağlık hizmetleri Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi tarafından yürütülmektedir. Binicilik tesisleri; uluslararası standartlarda ahırlara, kapalı ve açık manejlere sahiptir. İsteyen at sahipleri bir sözleşme ile atlarını tesise bırakarak belli gün ve saatlerde atlarına binebilmektedirler. Kapalı ve açık manejlerde geniş olanaklar sağlanarak belirli bir program dâhilinde düzenli bir antrenman ortamı oluşturulmuştur. Tesisteki eğitimciler, 06-12 yaş grubu çocuklara pony (küçük yapılı at) binicilik kursu vermektedir. Ayrıca, üniversite personeli, üniversite öğrencisi ve vatandaşlara serbest ve eğitimli biniş imkânı sağlanmaktadır. Tesiste düzenlenen binicilik faaliyetleri ilkbahar ve yaz aylarında açık manejlerde, sonbahar ve kış aylarında ise kapalı manejde icra edilmektedir. Binicilik tesisi, pazartesi hariç her gün saat 09.00-20.00 arası bütün at severlere açık olup, isteklilere ata binme ya da binicileri izleme imkânı sunmaktadır. Veteriner Fakültesi tarafından gerekli tüm fiziki ve teknik alt yapı oluşturulduğundan dolayı, iller arası geniş katılımlı engel atlama yarışmalarını organize etme yeterliliğine ulaşılmıştır. Binicilik tesislerinde yetişen SÜ Gençlik ve Spor Kulübü Binicilik Şubesi’nin lisanslı binicileri, her yıl iller arası engel atlama yarışmalarına katılarak üstün derece ve başarılar elde etmektedirler.

Osmanlı Dönemi'nde Karatay Medresesi önünde bir süvari

EMRULLAH EKEN

BİBLİYOGRAFYA

  • Demir-Cerit, 1999; Ulusal Atçılık Sempozyumu, Ankara 18-20 Eylül 2005; Türker, 1971