Seydişehir’in Sofuhane Mahallesi’nde, Hükümet Meydanı’nın güneyindeki cami, kuzey-güney doğrultusunda kâgir olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı caminin yapımında genelde moloz taş kullanılmış, köşelerle girişte ise kaba yonu ve kesme taşlara da yer verilmiştir. Duvarlarda düzenli ahşap hatıl sistemi görülür. Üzeri dört yüzeyli, kiremit kaplı ahşap çatı ile örtülmüş, ahşap saçaklar oldukça geniş tutulmuştur.
Cami dıştan 17,45x13,06 metre ölçülerindedir. Güney cephede altta iki büyük, üstte bir tane küçük pencere açılmıştır. Pencerenin birisi tam mihrabın üzerindedir.
Güney cephe duvarında mermer üzerine talik hatla yazılmış dört satırlık kitabe, 1834’te yaptırılan kışlaya aittir. Kışla yıkılınca kitabesi buraya getirilmiştir.
Doğu cephede üstte küçük bir pencere ve Pir Mehmet oğlu Hacı Recep ve ailelerinin yattığı 1529 tarihli, camiye bitişik bir türbe yer alır. Batı cephesinde dört adet pencere, girişin solundaki diğerlerine göre daha küçüktür; Kuzey cephede üstte iki küçük pencere mevcuttur. Pencereler dikdörtgen formludur ve alttakiler demir parmaklıklıdır.
Caminin, kuzey ve batı cephelerinde birer girişi vardır. Ana girişin bulunduğu kuzey cephe oldukça sadedir. Giriş kapısı sivri kemerli olup, hafif yapıdan dışarı taşırılarak taç kapı görünümü verilmiştir. Sivri kemerli girişin içerisine düz atkı kemerli çift kanatlı ahşap kapı yapılmıştır. Batı cephesindeki giriş kapısı yine ahşaptan düz atkı kemerli olup, diğerine göre daha küçük tutulmuştur.
Cami ile türbe arasına da silindirik gövdeli, tek şerefeli minare yerleştirilmiştir. Minare kesme taşlarla örülmüştür. Oldukça sade olan minarenin şerefe korkuluğunda, kafes oyma tekniğinde geometrik süslemeler görülür. Minare sivri külahla sonlandırılmış, külahın hemen altına yarım daire küçük küçük nişler açılmıştır. Minare gövdesinde belirli aralıklarla süsleme amaçlı olarak bilezik seklinde renkli taş da kullanılmıştır.
Yapı içeriden15,58x11,20 metre ölçülerindedir. Harim her bir sırada ikişer adet olan ahşap ayakların kuzey-güney doğrultusunda atılan ahşap kirişleri taşıyan iki destek sırası ile mihrap duvarına dik üç sahına bölünmüştür. Ahşap ayaklar zeminde kare şekilli taş kaide üzerine oturur. Kadınlar mahfili yan sahınlarda, kuzeyden ilk iki ayak üzerine oturur. Orta sahında ise geride tutulmuş ve ortasına yarım daire formlu müezzin mahfili yapılmıştır. Kadınlar mahfiline çıkış batıdadır. Zemini ve korkulukları ahşaptır.
Kuzeyindeki bir bölümü camekânla kapatılan harimin batı, kuzey ve güney duvarları tamiratlar sırasında sıvanmış; doğu duvarının bir bölümü orijinal hâlde kesme taş duvar olarak bırakılmıştır. Buradan ahşap kanatlı küçük bir kapıyla minareye geçilir. Ahşap düz tavanlı harimde sütunlar, kemerler ve mahfil kendi renginde bırakılmıştır.
Kesme taştan inşa edilen mihrap oldukça sadedir. Nişi yarım daire formludur. Onarımdan önceki hâliyle bırakılmış, kesme taş malzemeyle örülmüştür. Hiçbir süsleme bulunmayan mihrabın üzerinde caminin yapım tarihini gösteren iki satırlık kitabesi vardır.
Ahşap minber mihraba göre oldukça süslüdür. Aynalıkta iç içe geçen üçgenlerin tam ortasında stilize kıvrım dallar, süpürgelikte yine aynı süsleme ve kapının taç kısmında da bitkisel motifler vardır. Korkuluklar, kafes oyma tekniğinde geometrik motiflerle işlenmiştir. Minberin köşk kısmının, yan yüzlerinde bulunan ve yağlı boya ile boyanmış volütlü süslemeler, palmetler, Geç Dönem Osmanlı sanatında sıkça görülen özellikleri yansıtmaktadır. Oldukça sade olan küçük vaaz kürsüsü, harimin güneydoğu köşesindedir.
Çok fazla süslemeye yer verilmeyen caminin dış cephesi düzenli hatıl sistemi sayesinde hareketlilik kazandırılmıştır. Harim bölümünde de minber dışında süsleme bulunmamaktadır.
Caminin yapım tarihini gösteren iki satırlık kitabe, eski fotoğraflarda kuzey girişteki sivri kemerli kapının alınlığında görülmesine rağmen günümüzde mihrap üzerinde bulunmaktadır. Mermer bir plaka üzerine sülüs hatlı Arapça kitabeye göre cami, 939/1529-30 yılında Pir Mehmet oğlu Hacı Recep adına, Kur’an okutulmak ve öğretilmek üzere muallimhane olarak yapılmıştır. Yapım kitabesinden başka caminin güney duvarı üzerinde de talik hatla yazılmış Seydişehir Kışlası’nın kitabesi vardır. Kışla yandığı için mermer kitabe buraya konulmuştur.
Bir avlu duvarı ile çevrilen caminin her yönünde avluya girişler vardır. Kuzeydeki giriş daha büyüktür. Avlunun kuzeybatı kösesine son senelerde yapılan şadırvan genel olarak Seyyit Harun Camii’nin şadırvanını andırmaktadır. Ondan daha büyük olup, sekiz ayak üzerine oturan ahşap üst örtü, dıştan kursunla kaplanmıştır. Yüksek bir kaide üzerine kurulan şadırvana merdivenle çıkılmakta; altında da tuvaletler bulunmaktadır.
1983 yılında tescil edilen Muallimhane Camii, 1998 yılında başlayan onarımlarla bugünkü şeklini almıştır (Danışık, 2007, 30-32).
Memiş (Bahaeddin Kutsi) Efendi Manzumesi
Çavuş kasabasındaki manzume, Memiş Efendi için inşa edilen cami, türbe ve çeşmeden oluşmaktadır. Manzumenin türbesinde metfun olan Memiş Efendi’den dolayı burası Seydişehir’in önemli ziyaret yerlerindendir.
Cami: Kuzey-güney doğrultusunda kâgir olarak inşa edilen cami ve türbe zeminden oldukça yüksektedir. Güney ve doğu yönde avlu duvarları yer alır.
Kare planlı cami, kırma çatılıdır. Duvarlar kaba yonu taşlarla örülmüş, aralarına devşirme parçalar yerleştirilmiştir. Devşirme parçalar genelde hatıl seklinde yerleştirilmiş, buna bağlı olarak düzenli bir hatıl sistemi ortaya çıkmıştır. Duvarda küçük levhalar hâlinde “Allah”, “Muhammed” yazılı parçalar vardır.
Tali girişin bulunduğu doğu cephenin taş kaplaması ve türbenin taşları ise düzgün kesme taştır. Çatı kiremit kaplıdır ve ahşap saçaklar oldukça sadedir. Saçaklar dört yönden yağmur oluklarıyla çevrilmiştir.
Cami dıştan dışa16,74x16,88 metre ölçülerindedir. Güney cephede iki, doğuda ve batıda da ikişer olmak üzere altı pencereyle harim aydınlatılmaktadır. Pencereler tek sıradır ve yarım daire kemerlidir.
Caminin, doğuda ve kuzeyde olmak üzere iki girişi vardır. Harime giriş kuzeydeki kapıyla sağlanmaktadır. Girişin önüne küçük bir ayakkabılık yapılmıştır. Kapı kanatları metal olan girişten harime geçilir. Doğu yöndeki girişin önüne camiyle aynı yükseklikte betonarme bir bölüm yapılmıştır. Eski fotoğraflarda kapalı bölme yerinde ahşaptan, üçgen alınlıklı sundurmanın olduğu görülmektedir.
Kesme taş malzemeden inşa edilen minare, caminin kuzeybatı köşesine yerleştirilmiştir. Harime girişi sağlayan ayakkabılık bölümüne bitişiktir. Kare kaide üzerine silindirik gövdeli minarenin tek şerefesi vardır ve şerefe altında üçgen şekilli zikzaklarla şerefeye hareketlilik sağlanmıştır. Külah kısmı farklı olarak kâgir malzemedir. Kullanılan malzemeye bakıldığında minarenin camiye daha sonra ilave edildiği anlaşılmaktadır.
Caminin harimine kuzey cephenin köşesindeki çift kanatlı kapıyla girilmektedir. Harim içten 13,54x13,16 metre ölçülerindedir. Bu mekân her sırada karşılıklı ikişer sütunla mihrap yönünde üç sahına ayrılmıştır. Silindirik formlu sütunlar betonarmedir. Duvarlar ve tavan betonarme sıvalıdır. Kuzeyde ilk sütunlar üzerine kadınlar mahfili oturtulmuştur. Mahfile çıkış batıdadır. Mahfil de betonarme malzemedendir ve korkulukları metaldir. Çok sade olan harimin mihrap ve minberi de basit bir işçilik gösterir. Bunlar ahşap malzemeden yapılmış ve süslemesi olmayan yeni örneklerdir. Ahşap süslemeli orijinal minberi yerine tamiratlar esnasında süslemesiz minber konulmuştur.
Güney cephenin tam ortasında yer alan ve içeriye doğru taşırılan mihrabın, yarım daire kavsaralı nişi de sade olup, şeritler hâlinde boyanmıştır. Taç kısmı ise üçgen alınlık seklindedir.
Geniş bir de avlusu bulunan caminin güneybatısında, camiye bitişik olarak inşa edilmiş türbe bulunmaktadır. Bu köşede iki adet şahidesi sarıklı, Türkçe kitabeli mezar taşı bulunur.
Kuzey girişin önünde daire formlu şadırvan bulunmaktadır. Gövdesinde çatlaklar bulunan şadırvan demir çubuklarla desteklenmiştir. Ayrıca üst kısmı metal şebekelidir. Şadırvanda 1310/1892 tarihli bir kitabe dikkat çeker. Kitabe taşı, mezar taşı biçiminde yarım daire kemer formunda ve mermer malzemedendir. Kitabe, talik hatla kabartma tekniğinde yazılmış altı satırdan ibarettir. Kitabenin okunuşu şöyledir:
“Mâşâ’allah
Vâlide Sultân aliyyetü
e’ş-şân kethûdâsı atûfetlu
Hâcı Sa’îd Bey Hazretleri
tarafından inşâ’ olunmuşdur
Tekabbelallahü Azze ve Cell sene 1310”
Cami, üzerindeki sadece tarih belirtilen kitabeye göre 1936 yılında inşa edilmiştir. Daha erken dönemlerde yapıldığına dair bir belge yoktur. Camiye göre şadırvan daha eskidir. 1310/1892-93 tarihli kitabesine göre şadırvan, Sultan II. Abdülhamit Han’ın annesi Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Şadırvan ve türbenin yapım tarihlerine bakarak caminin de XIX. yüzyıl sonlarına doğru yapıldığı söylenebilir. Buna göre 1936 tarihi yenileme veya köklü bir onarım tarihi olmaktadır.
Cami, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1988 yılında tescil edilmiştir (Danışık, 2007, 14-16).
Türbe: Memiş Efendi manzumesinin ilk yapısıdır. Türbe, 1852 yılında ölen Memiş Efendi için, ölümünden on üç yıl sonra yapılmıştır. Caminin doğusunda yer alan türbe, kâgir olarak inşa edilmiştir. Kare kaide üzerine içten kubbe, dıştan sekizgen kasnak üzerine kısa külah örtülüdür. Kesme taş malzemeyle inşa edilen türbenin içerisi sıvanmıştır. Külah ise teneke saç ile kaplanmıştır.
Dıştan 5,78x5,14 metre ölçülerindeki türbenin doğu ve batı cephesinde birer penceresi vardır. Küçük ölçekli pencereler düz atkı kemerlidir. Doğudaki pencerenin atkısı üstünde sağır sivri kemer cepheye hareketlilik katmıştır. Türbeye batıdan ahşap bir kapıyla girilir. Girişin üstündeki sivri kemerli niş içerisinde kitabesi bulunmaktadır.
Oldukça sade olan türbenin içerisi yeşile boyanmış, kubbe ve kubbeye geçişi sağlayan pandantifler beyaz renktedir. Doğu penceresi içerden yarım daire kemerlidir ve dışarıya doğru hafif daralır. Kuzey duvarına Memiş Efendi’nin hayatının yazılı olduğu bir levha asılmıştır. Türbede hiçbir süsleme mevcut değildir.
Türbenin giriş kapısı üzerinde dört satırlık yapım kitabesi vardır. Mermer üzerine sülüs hatla yazılmış kitabenin okunuşu şöyledir:
“Sene 1283
Kutbü’l-âfâk ve gurretü
a’yuni’l-uşşâk Muhammed
Kudsî hazretlerinin türbe-i şerîfi târîhi”
Türbenin içinde Memiş Efendi’nin sandukası bulunmaktadır. Mevlevi sikkeli baş sahidesinde yedi satırlık sülüs hatlı kitabesi de şöyledir:
“Sadât-ı meşâyih-i Nakşîyeden
Mahbûb-ı Hüdâ
Kutbu’l-vücûdü’l-câmi
beyne’ş-şerîati ve’t-tarikati Muhammed
Kudsî hazretine Fâtiha 1269”
Manzumenin yapıları 1988 yılında onarılmaya başlanmış, bu onarımlar esnasında türbenin de duvarları tamir edilmiş; yapı aynı yıl da Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiştir. Türbe günümüzde ziyarete açıktır (Danışık, 2007, 37-38).
Çeşme: Caminin avlu duvarına bitişik olarak, kesme taştan inşa edilmiştir. Tek cepheli, yarım daire kemer formlu nişi ve kemer alınlığıyla bir sokak çeşmesidir. 2,70 metre yüksekliğinde, 3,20 metre genişliğinde, 85 cm derinliğindeki çeşme, üst kısmı ortadan iki yöne eğimli ve dışa taşırılan saçakla son bulur. Yarım daire kemeri iki ayak üzerine oturur. Ayak başlıkları ve kemer üzengi seviyesinde başlayan ve hafifçe dışa taşırılan silme nişin içini dolanmaktadır. Silmenin hemen üzerinde küçük yarım daire kemerli taslık vardır. Taslığın üzerindeki kitabelik yeri boştur. Taslığın hemen altında iki tane lüle bulunmaktadır. Günümüzde lülelerden su akmamaktadır.
Çesmenin önünde büyük, blok kesme taştan yapılma yalak vardır. Yalak, dikdörtgen planlı olup, 85x51 cm ölçülerindedir. Derinliği ise 25 cm’dir.
Yapıda süsleme bulunmamaktadır. Saçak silmesi ve nişin içini dolanan silme çeşmeye biraz hareket kazandırmıştır. Taşlar boyanmış; ancak çoğunun boyası dökülmüştür.
Kitabesi olmadığı için yapım tarihi tam olarak bilenemeyen çeşme, manzumenin diğer unsurları gibi XIX. yüzyılın sonlarına doğru yapılmış olmalıdır (Danışık, 2007, 54).
Bostandere Kasabası Camii
Bostandere kasabasının meydanında yer alan cami, eğimli bir arazi üzerine doğu-batı doğrultusunda kâgir olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı caminin duvarları kesme taş malzemeyle örülmüş ve aralarına ahşap hatıl sistemi yerleştirilmiştir. Üst örtüsü kiremit kaplı kırma çatılı olup, ahşap saçağı oldukça geniş tutulmuştur.
Cami dıştan dışa 24,55x15,00 metre ölçülerindedir. Güney cephede altta dört, üstte dört olmak üzere sekiz pencere; doğuda ve batıda altta ikişer, üstte üçer pencere bulunmaktadır. Pencereler oldukça sadedir. Pencerelerden alttakiler büyük, üsttekiler küçük olup, dışa doğru daralan mazgal pencere seklindedir.
Batıdaki çift kanatlı ahşap girişin önüne camekânlı son cemaat yeri yapılmıştır. Ayrıca kuzey-güney yönlerde de girişleri vardır. Cephelerdeki bazı taşlar üzerinde Arapça harflerle yazılmış “Allah”, “Muhammed” yazıları görülmektedir.
Güneybatı köşede yer alan minare, camiye bitişik olarak kesme taş malzemeden inşa edilmiş, kare kaide üzerine silindirik gövdelidir. Tek şerefeli olup, şerefe korkuluğu ve şerefe altı oldukça sadedir.
Harime kuzeybatı köşeye yakın ahşap kapıdan girilir. Harim içten 20,00x13,40 metre ölçülerindedir. Burası her bir sırada dörder adet olan ahşap sütunların tavanı taşımasıyla oluşan iki destek sırası ile mihraba paralel üç sahına bölünmüştür. Sütunların zemine oturan kısımları beton kaidelerle sağlamlaştırılmıştır.
Harimin kuzeyindeki sütun dizisi üzerine kadınlar mahfili yerleştirilmiştir. Kadınlar mahfiline çıkış batıdadır. Mahfilin korkulukları ve zemini de ahşaptır. Mahfilin hemen altında küçük bir imam odası vardır. Mahfili taşıyan sütunlara yerleştirilen ahşap konsollar yükü taşımada yardımcıdır. Harimin tavanı da çıtalı ahşap kaplamadır ve boyanmıştır.
Mihrap ve minber ahşap malzemeli olup bölgedeki diğer örneklere benzemektedir. Ajur tekniğinde oluşturulan parçalar düz zemine çakılarak motifler meydana getirilmiştir. Hafif öne doğru taşırılan mihrap, bordürlere ayrılmış olup, her biri farklı renklerdeki boyalarla boyanmıştır. Bordürler stilize bitki motifleriyle süslenmiştir. Mihrap nişi süslemesiz olup, farklı renklerle şeritler hâlinde renklendirilmiştir. Mihrabın taç kısmı yarım daire kemer şeklinde boyanmıs, “Allah”, “Muhammed” yazılarının arasına kısa ayet yazılmıştır.
Güneybatı köşede yer alan minber de farklı renklerle boyanmıştır. Yan aynalığı kırmızı, sarı, beyaz renkli olup, iç içe stilize motiflerle süslenmiştir. Minber korkuluğu da aynı şekilde boyanmış iki bordür içerisine stilize kıvrım dal ve yapraklar, “S” kıvrımları yapılmıştır. Külah kısmı ve kapısı sade bırakılmıştır.
Cami, ahşap sütunları, tavanı, kadınlar mahfili olmasına rağmen oldukça sadedir. Kadınlar mahfilinin balkonu ve korkuluklarında süslemeye yer verilmemiştir. Görülen tek süsleme tavandaki boyalarla renklendirilmiş tavan göbeğidir. İç içe baklava dilimleri ile oluşturulan kompozisyonda ortadaki bölüme papatyayı andıran bir motif ile iki köşeye beş kollu yıldız yerleştirilmiştir. Buradaki süslemede mihrap ve minberdeki teknikte yapılmış ve boyanmıştır.
Cami, avlu duvarıyla çevrilmiş olup, zeminden oldukça yüksekte tutulmuştur. Avlu hizasından on iki merdivenle yapıya ulaşılmaktadır. Avlu duvarları da kâgir malzemeden inşa edilmiştir.
Caminin güney duvarında iki üst pencere arasında taş üzerindeki daire içinde 1289/1872-73 tarihi yazılıdır. Bu tarihe göre Osmanlı Döneminde, XIX. yüzyıl sonunda, inşa edilen cami, girişindeki “1960” yazılı kitabesine göre de bu yılda esaslı bir onarım geçirmiş olmalıdır.
Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1991 yılında tescillenen cami, hâlen ibadete açıktır (Danışık, 2007, 11-13).
Derviş Ağa Çeşmesi
İlçe merkezinde, Seyyit Harun Mahallesi’nde, 1611. Sokak’ta, Seyyit Harun Camii’nin güneyinde yer alan çeşme, düz bir arazi üzerine kaba yonu taştan inşa edilmiş bir meydan çeşmesidir. Taşların araları betonarme harçla derzlenmiştir. Çeşme 3,27 metre genişliğinde, 3,43 metre yüksekliğinde, 1,20 metre derinliğindedir. Sivri kemeri iki taş ayağa oturur. Cephenin üst kısmı üç sıra silmeyle sonlandırılmıştır. Ayaklarda üzengi seviyesinde de silme yer alır. Kemerin altındaki aynalıkta, mermer üzerine talik yazı ile yazılmış on altı satırlık kitabesi vardır. Kitabenin zemini yeşil renkte, yazılar ise altın yaldızlıdır. Kitabenin altında sivri kemerli küçük taslık nişi ve musluğu görülür. Su, önündeki dikdörtgen yalağa akmakta; buradan da ince bir olukla iki küçük yalağa geçmektedir. Yalakların bulunduğu zemin düzensiz taşlarla kaplanmıştır.
Çeşmenin önüne sonradan, iki ahşap direğe oturan üçgen alınlıklı bir sundurma çatı yapılmıştır. Çatı aynı zamanda çeşmenin de üzerini örtecek şekilde tasarlanmıştır. Üzeri kiremitle kaplıdır. Çeşme duvarı ile üçgen alınlık arasını desteklemek için konsol yerleştirilmiştir. Sundurmanın tavanı da ahşap çıtalarla kaplanmıştır. Her şeyi ile ahşaptan yapılan bu sundurmada süsleme özelliği gösteren bir unsur bulunmamaktadır.
Derviş Ağa Çeşmesi Seydişehir’in eski çeşmelerinden olmasına rağmen oldukça sadedir. Bir süsleme unsuru olarak kitabesi, devrinin güzel talik yazılı örneklerinden biridir. Kitabenin okunuşu şöyledir.
“Ey hoşâ çeşme-i cânbahş-ı rahîk-ı reşahât
Zencebîl ırmağıdır sanki bu nehr-i cennât
Seydişehr içre binâ etdi bir ağâ-yı kerîm
Ya’nî Dervîş Ali Ağa’dır o sâhib-i hayrât
Sıdk u ihlâs ile âsâr-ı celîlü’l-hayrı
Hem mevzû’ ola mizânına rûz-ı Arasât
Eyledi iki celîlü’ş-şiyemin rûhunu şâd
Biri hem-nâm-ı Hüseyin ü biri Hârûn-sıfât
Birisi vâlid-i bânîdir o şâh-ı şühedâ
Birisi şâh-ı velâyetine refî’ü’d-derecât
Hele mîzâb-ı şerîf gibi olub kıble-nümâ
Teşneler nûş ede abdest ala erbâb-ı salât
Olıcak böyle ola çeşme-i latîfü’l-meşreb
Lülesinden akıdır nice mezâyâ-yı nükât
Bârekallah deyüb eyledi düşdü târîh
Ne güzel çeşme-i ra’nâ vü zî âb-ı hayât
Sene 1249”
Bu kitabeden de anlaşıldığı üzere 1249/1833-34 yılında Seydişehir ayanından Derviş Ali Ağa tarafından yaptırılan bu çeşme, Seydişehir çeşmeleri içinde kitabesiyle ayakta kalabilen birkaç örnekten biridir. Günümüze sağlam bir şekilde ulaşan çeşme, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1986 yılında tescil edilmiştir (Danışık, 2007, 56-57).
Kavaklı Çeşmesi
Seydişehir’de, Sofuhane Mahallesi, 1512. Sokak’ta yer alan yapı; kemeri, ayak ve dış çerçevesi gibi bölümleri kesme taştan inşa edilmiş, diğer kısımlarda ise kaba yonu moloz kullanılmış, sivri kemerli, bağımsız bir sokak çeşmesidir.
Çeşme 2,75 metre yüksekliğinde, 2,80 metre genişliğinde, 1,20 metre derinliğindedir. Sivri kemerli cephe ters U şeklindeki silmelerle çerçevelenmiştir. Kemer köşeleri ve kemer nişinin taşları beton sıvayla sıvanmış; sivri kemerli küçük taslık oldukça aşağıda kalmıştır. Günümüzde akmayan çeşmenin lülesi de mevcut değildir. 93 cm uzunluğunda, 40 cm derinliğindeki yalak da beton sıvayla sıvalıdır.
Çeşmede herhangi bir süsleme yoktur. Kemer üzengi seviyesindeki silmelerle çerçeveyi oluşturan silmeler yapıyı hareketlendiren unsurlardır. Yapıya hareketlilik katan parçalar da antik yapılardan alınıp buraya konulmuştur.
Kitabesi bulunmayan yapının kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Kitabeli benzerlerine ve işçiliğine bakarak çeşmenin, XIX. yüzyıl sonlarında yapıldığını söylemek mümkündür (Danışık, 2007, 59).
Seydişehir’in Sofuhane Mahallesi’nde, Hükümet Meydanı’nın güneyindeki cami, kuzey-güney doğrultusunda kâgir olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı caminin yapımında genelde moloz taş kullanılmış, köşelerle girişte ise kaba yonu ve kesme taşlara da yer verilmiştir. Duvarlarda düzenli ahşap hatıl sistemi görülür. Üzeri dört yüzeyli, kiremit kaplı ahşap çatı ile örtülmüş, ahşap saçaklar oldukça geniş tutulmuştur.
Cami dıştan 17,45x13,06 metre ölçülerindedir. Güney cephede altta iki büyük, üstte bir tane küçük pencere açılmıştır. Pencerenin birisi tam mihrabın üzerindedir.
Güney cephe duvarında mermer üzerine talik hatla yazılmış dört satırlık kitabe, 1834’te yaptırılan kışlaya aittir. Kışla yıkılınca kitabesi buraya getirilmiştir.
Doğu cephede üstte küçük bir pencere ve Pir Mehmet oğlu Hacı Recep ve ailelerinin yattığı 1529 tarihli, camiye bitişik bir türbe yer alır. Batı cephesinde dört adet pencere, girişin solundaki diğerlerine göre daha küçüktür; Kuzey cephede üstte iki küçük pencere mevcuttur. Pencereler dikdörtgen formludur ve alttakiler demir parmaklıklıdır.
Caminin, kuzey ve batı cephelerinde birer girişi vardır. Ana girişin bulunduğu kuzey cephe oldukça sadedir. Giriş kapısı sivri kemerli olup, hafif yapıdan dışarı taşırılarak taç kapı görünümü verilmiştir. Sivri kemerli girişin içerisine düz atkı kemerli çift kanatlı ahşap kapı yapılmıştır. Batı cephesindeki giriş kapısı yine ahşaptan düz atkı kemerli olup, diğerine göre daha küçük tutulmuştur.
Cami ile türbe arasına da silindirik gövdeli, tek şerefeli minare yerleştirilmiştir. Minare kesme taşlarla örülmüştür. Oldukça sade olan minarenin şerefe korkuluğunda, kafes oyma tekniğinde geometrik süslemeler görülür. Minare sivri külahla sonlandırılmış, külahın hemen altına yarım daire küçük küçük nişler açılmıştır. Minare gövdesinde belirli aralıklarla süsleme amaçlı olarak bilezik seklinde renkli taş da kullanılmıştır.
Yapı içeriden15,58x11,20 metre ölçülerindedir. Harim her bir sırada ikişer adet olan ahşap ayakların kuzey-güney doğrultusunda atılan ahşap kirişleri taşıyan iki destek sırası ile mihrap duvarına dik üç sahına bölünmüştür. Ahşap ayaklar zeminde kare şekilli taş kaide üzerine oturur. Kadınlar mahfili yan sahınlarda, kuzeyden ilk iki ayak üzerine oturur. Orta sahında ise geride tutulmuş ve ortasına yarım daire formlu müezzin mahfili yapılmıştır. Kadınlar mahfiline çıkış batıdadır. Zemini ve korkulukları ahşaptır.
Kuzeyindeki bir bölümü camekânla kapatılan harimin batı, kuzey ve güney duvarları tamiratlar sırasında sıvanmış; doğu duvarının bir bölümü orijinal hâlde kesme taş duvar olarak bırakılmıştır. Buradan ahşap kanatlı küçük bir kapıyla minareye geçilir. Ahşap düz tavanlı harimde sütunlar, kemerler ve mahfil kendi renginde bırakılmıştır.
Kesme taştan inşa edilen mihrap oldukça sadedir. Nişi yarım daire formludur. Onarımdan önceki hâliyle bırakılmış, kesme taş malzemeyle örülmüştür. Hiçbir süsleme bulunmayan mihrabın üzerinde caminin yapım tarihini gösteren iki satırlık kitabesi vardır.
Ahşap minber mihraba göre oldukça süslüdür. Aynalıkta iç içe geçen üçgenlerin tam ortasında stilize kıvrım dallar, süpürgelikte yine aynı süsleme ve kapının taç kısmında da bitkisel motifler vardır. Korkuluklar, kafes oyma tekniğinde geometrik motiflerle işlenmiştir. Minberin köşk kısmının, yan yüzlerinde bulunan ve yağlı boya ile boyanmış volütlü süslemeler, palmetler, Geç Dönem Osmanlı sanatında sıkça görülen özellikleri yansıtmaktadır. Oldukça sade olan küçük vaaz kürsüsü, harimin güneydoğu köşesindedir.
Çok fazla süslemeye yer verilmeyen caminin dış cephesi düzenli hatıl sistemi sayesinde hareketlilik kazandırılmıştır. Harim bölümünde de minber dışında süsleme bulunmamaktadır.
Caminin yapım tarihini gösteren iki satırlık kitabe, eski fotoğraflarda kuzey girişteki sivri kemerli kapının alınlığında görülmesine rağmen günümüzde mihrap üzerinde bulunmaktadır. Mermer bir plaka üzerine sülüs hatlı Arapça kitabeye göre cami, 939/1529-30 yılında Pir Mehmet oğlu Hacı Recep adına, Kur’an okutulmak ve öğretilmek üzere muallimhane olarak yapılmıştır. Yapım kitabesinden başka caminin güney duvarı üzerinde de talik hatla yazılmış Seydişehir Kışlası’nın kitabesi vardır. Kışla yandığı için mermer kitabe buraya konulmuştur.
Bir avlu duvarı ile çevrilen caminin her yönünde avluya girişler vardır. Kuzeydeki giriş daha büyüktür. Avlunun kuzeybatı kösesine son senelerde yapılan şadırvan genel olarak Seyyit Harun Camii’nin şadırvanını andırmaktadır. Ondan daha büyük olup, sekiz ayak üzerine oturan ahşap üst örtü, dıştan kursunla kaplanmıştır. Yüksek bir kaide üzerine kurulan şadırvana merdivenle çıkılmakta; altında da tuvaletler bulunmaktadır.
1983 yılında tescil edilen Muallimhane Camii, 1998 yılında başlayan onarımlarla bugünkü şeklini almıştır (Danışık, 2007, 30-32).
Memiş (Bahaeddin Kutsi) Efendi Manzumesi
Çavuş kasabasındaki manzume, Memiş Efendi için inşa edilen cami, türbe ve çeşmeden oluşmaktadır. Manzumenin türbesinde metfun olan Memiş Efendi’den dolayı burası Seydişehir’in önemli ziyaret yerlerindendir.
Cami: Kuzey-güney doğrultusunda kâgir olarak inşa edilen cami ve türbe zeminden oldukça yüksektedir. Güney ve doğu yönde avlu duvarları yer alır.
Kare planlı cami, kırma çatılıdır. Duvarlar kaba yonu taşlarla örülmüş, aralarına devşirme parçalar yerleştirilmiştir. Devşirme parçalar genelde hatıl seklinde yerleştirilmiş, buna bağlı olarak düzenli bir hatıl sistemi ortaya çıkmıştır. Duvarda küçük levhalar hâlinde “Allah”, “Muhammed” yazılı parçalar vardır.
Tali girişin bulunduğu doğu cephenin taş kaplaması ve türbenin taşları ise düzgün kesme taştır. Çatı kiremit kaplıdır ve ahşap saçaklar oldukça sadedir. Saçaklar dört yönden yağmur oluklarıyla çevrilmiştir.
Cami dıştan dışa16,74x16,88 metre ölçülerindedir. Güney cephede iki, doğuda ve batıda da ikişer olmak üzere altı pencereyle harim aydınlatılmaktadır. Pencereler tek sıradır ve yarım daire kemerlidir.
Caminin, doğuda ve kuzeyde olmak üzere iki girişi vardır. Harime giriş kuzeydeki kapıyla sağlanmaktadır. Girişin önüne küçük bir ayakkabılık yapılmıştır. Kapı kanatları metal olan girişten harime geçilir. Doğu yöndeki girişin önüne camiyle aynı yükseklikte betonarme bir bölüm yapılmıştır. Eski fotoğraflarda kapalı bölme yerinde ahşaptan, üçgen alınlıklı sundurmanın olduğu görülmektedir.
Kesme taş malzemeden inşa edilen minare, caminin kuzeybatı köşesine yerleştirilmiştir. Harime girişi sağlayan ayakkabılık bölümüne bitişiktir. Kare kaide üzerine silindirik gövdeli minarenin tek şerefesi vardır ve şerefe altında üçgen şekilli zikzaklarla şerefeye hareketlilik sağlanmıştır. Külah kısmı farklı olarak kâgir malzemedir. Kullanılan malzemeye bakıldığında minarenin camiye daha sonra ilave edildiği anlaşılmaktadır.
Caminin harimine kuzey cephenin köşesindeki çift kanatlı kapıyla girilmektedir. Harim içten 13,54x13,16 metre ölçülerindedir. Bu mekân her sırada karşılıklı ikişer sütunla mihrap yönünde üç sahına ayrılmıştır. Silindirik formlu sütunlar betonarmedir. Duvarlar ve tavan betonarme sıvalıdır. Kuzeyde ilk sütunlar üzerine kadınlar mahfili oturtulmuştur. Mahfile çıkış batıdadır. Mahfil de betonarme malzemedendir ve korkulukları metaldir. Çok sade olan harimin mihrap ve minberi de basit bir işçilik gösterir. Bunlar ahşap malzemeden yapılmış ve süslemesi olmayan yeni örneklerdir. Ahşap süslemeli orijinal minberi yerine tamiratlar esnasında süslemesiz minber konulmuştur.
Güney cephenin tam ortasında yer alan ve içeriye doğru taşırılan mihrabın, yarım daire kavsaralı nişi de sade olup, şeritler hâlinde boyanmıştır. Taç kısmı ise üçgen alınlık seklindedir.
Geniş bir de avlusu bulunan caminin güneybatısında, camiye bitişik olarak inşa edilmiş türbe bulunmaktadır. Bu köşede iki adet şahidesi sarıklı, Türkçe kitabeli mezar taşı bulunur.
Kuzey girişin önünde daire formlu şadırvan bulunmaktadır. Gövdesinde çatlaklar bulunan şadırvan demir çubuklarla desteklenmiştir. Ayrıca üst kısmı metal şebekelidir. Şadırvanda 1310/1892 tarihli bir kitabe dikkat çeker. Kitabe taşı, mezar taşı biçiminde yarım daire kemer formunda ve mermer malzemedendir. Kitabe, talik hatla kabartma tekniğinde yazılmış altı satırdan ibarettir. Kitabenin okunuşu şöyledir:
“Mâşâ’allah
Vâlide Sultân aliyyetü
e’ş-şân kethûdâsı atûfetlu
Hâcı Sa’îd Bey Hazretleri
tarafından inşâ’ olunmuşdur
Tekabbelallahü Azze ve Cell sene 1310”
Cami, üzerindeki sadece tarih belirtilen kitabeye göre 1936 yılında inşa edilmiştir. Daha erken dönemlerde yapıldığına dair bir belge yoktur. Camiye göre şadırvan daha eskidir. 1310/1892-93 tarihli kitabesine göre şadırvan, Sultan II. Abdülhamit Han’ın annesi Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Şadırvan ve türbenin yapım tarihlerine bakarak caminin de XIX. yüzyıl sonlarına doğru yapıldığı söylenebilir. Buna göre 1936 tarihi yenileme veya köklü bir onarım tarihi olmaktadır.
Cami, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1988 yılında tescil edilmiştir (Danışık, 2007, 14-16).
Türbe: Memiş Efendi manzumesinin ilk yapısıdır. Türbe, 1852 yılında ölen Memiş Efendi için, ölümünden on üç yıl sonra yapılmıştır. Caminin doğusunda yer alan türbe, kâgir olarak inşa edilmiştir. Kare kaide üzerine içten kubbe, dıştan sekizgen kasnak üzerine kısa külah örtülüdür. Kesme taş malzemeyle inşa edilen türbenin içerisi sıvanmıştır. Külah ise teneke saç ile kaplanmıştır.
Dıştan 5,78x5,14 metre ölçülerindeki türbenin doğu ve batı cephesinde birer penceresi vardır. Küçük ölçekli pencereler düz atkı kemerlidir. Doğudaki pencerenin atkısı üstünde sağır sivri kemer cepheye hareketlilik katmıştır. Türbeye batıdan ahşap bir kapıyla girilir. Girişin üstündeki sivri kemerli niş içerisinde kitabesi bulunmaktadır.
Oldukça sade olan türbenin içerisi yeşile boyanmış, kubbe ve kubbeye geçişi sağlayan pandantifler beyaz renktedir. Doğu penceresi içerden yarım daire kemerlidir ve dışarıya doğru hafif daralır. Kuzey duvarına Memiş Efendi’nin hayatının yazılı olduğu bir levha asılmıştır. Türbede hiçbir süsleme mevcut değildir.
Türbenin giriş kapısı üzerinde dört satırlık yapım kitabesi vardır. Mermer üzerine sülüs hatla yazılmış kitabenin okunuşu şöyledir:
“Sene 1283
Kutbü’l-âfâk ve gurretü
a’yuni’l-uşşâk Muhammed
Kudsî hazretlerinin türbe-i şerîfi târîhi”
Türbenin içinde Memiş Efendi’nin sandukası bulunmaktadır. Mevlevi sikkeli baş sahidesinde yedi satırlık sülüs hatlı kitabesi de şöyledir:
“Sadât-ı meşâyih-i Nakşîyeden
Mahbûb-ı Hüdâ
Kutbu’l-vücûdü’l-câmi
beyne’ş-şerîati ve’t-tarikati Muhammed
Kudsî hazretine Fâtiha 1269”
Manzumenin yapıları 1988 yılında onarılmaya başlanmış, bu onarımlar esnasında türbenin de duvarları tamir edilmiş; yapı aynı yıl da Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiştir. Türbe günümüzde ziyarete açıktır (Danışık, 2007, 37-38).
Çeşme: Caminin avlu duvarına bitişik olarak, kesme taştan inşa edilmiştir. Tek cepheli, yarım daire kemer formlu nişi ve kemer alınlığıyla bir sokak çeşmesidir. 2,70 metre yüksekliğinde, 3,20 metre genişliğinde, 85 cm derinliğindeki çeşme, üst kısmı ortadan iki yöne eğimli ve dışa taşırılan saçakla son bulur. Yarım daire kemeri iki ayak üzerine oturur. Ayak başlıkları ve kemer üzengi seviyesinde başlayan ve hafifçe dışa taşırılan silme nişin içini dolanmaktadır. Silmenin hemen üzerinde küçük yarım daire kemerli taslık vardır. Taslığın üzerindeki kitabelik yeri boştur. Taslığın hemen altında iki tane lüle bulunmaktadır. Günümüzde lülelerden su akmamaktadır.
Çesmenin önünde büyük, blok kesme taştan yapılma yalak vardır. Yalak, dikdörtgen planlı olup, 85x51 cm ölçülerindedir. Derinliği ise 25 cm’dir.
Yapıda süsleme bulunmamaktadır. Saçak silmesi ve nişin içini dolanan silme çeşmeye biraz hareket kazandırmıştır. Taşlar boyanmış; ancak çoğunun boyası dökülmüştür.
Kitabesi olmadığı için yapım tarihi tam olarak bilenemeyen çeşme, manzumenin diğer unsurları gibi XIX. yüzyılın sonlarına doğru yapılmış olmalıdır (Danışık, 2007, 54).
Bostandere Kasabası Camii
Bostandere kasabasının meydanında yer alan cami, eğimli bir arazi üzerine doğu-batı doğrultusunda kâgir olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı caminin duvarları kesme taş malzemeyle örülmüş ve aralarına ahşap hatıl sistemi yerleştirilmiştir. Üst örtüsü kiremit kaplı kırma çatılı olup, ahşap saçağı oldukça geniş tutulmuştur.
Cami dıştan dışa 24,55x15,00 metre ölçülerindedir. Güney cephede altta dört, üstte dört olmak üzere sekiz pencere; doğuda ve batıda altta ikişer, üstte üçer pencere bulunmaktadır. Pencereler oldukça sadedir. Pencerelerden alttakiler büyük, üsttekiler küçük olup, dışa doğru daralan mazgal pencere seklindedir.
Batıdaki çift kanatlı ahşap girişin önüne camekânlı son cemaat yeri yapılmıştır. Ayrıca kuzey-güney yönlerde de girişleri vardır. Cephelerdeki bazı taşlar üzerinde Arapça harflerle yazılmış “Allah”, “Muhammed” yazıları görülmektedir.
Güneybatı köşede yer alan minare, camiye bitişik olarak kesme taş malzemeden inşa edilmiş, kare kaide üzerine silindirik gövdelidir. Tek şerefeli olup, şerefe korkuluğu ve şerefe altı oldukça sadedir.
Harime kuzeybatı köşeye yakın ahşap kapıdan girilir. Harim içten 20,00x13,40 metre ölçülerindedir. Burası her bir sırada dörder adet olan ahşap sütunların tavanı taşımasıyla oluşan iki destek sırası ile mihraba paralel üç sahına bölünmüştür. Sütunların zemine oturan kısımları beton kaidelerle sağlamlaştırılmıştır.
Harimin kuzeyindeki sütun dizisi üzerine kadınlar mahfili yerleştirilmiştir. Kadınlar mahfiline çıkış batıdadır. Mahfilin korkulukları ve zemini de ahşaptır. Mahfilin hemen altında küçük bir imam odası vardır. Mahfili taşıyan sütunlara yerleştirilen ahşap konsollar yükü taşımada yardımcıdır. Harimin tavanı da çıtalı ahşap kaplamadır ve boyanmıştır.
Mihrap ve minber ahşap malzemeli olup bölgedeki diğer örneklere benzemektedir. Ajur tekniğinde oluşturulan parçalar düz zemine çakılarak motifler meydana getirilmiştir. Hafif öne doğru taşırılan mihrap, bordürlere ayrılmış olup, her biri farklı renklerdeki boyalarla boyanmıştır. Bordürler stilize bitki motifleriyle süslenmiştir. Mihrap nişi süslemesiz olup, farklı renklerle şeritler hâlinde renklendirilmiştir. Mihrabın taç kısmı yarım daire kemer şeklinde boyanmıs, “Allah”, “Muhammed” yazılarının arasına kısa ayet yazılmıştır.
Güneybatı köşede yer alan minber de farklı renklerle boyanmıştır. Yan aynalığı kırmızı, sarı, beyaz renkli olup, iç içe stilize motiflerle süslenmiştir. Minber korkuluğu da aynı şekilde boyanmış iki bordür içerisine stilize kıvrım dal ve yapraklar, “S” kıvrımları yapılmıştır. Külah kısmı ve kapısı sade bırakılmıştır.
Cami, ahşap sütunları, tavanı, kadınlar mahfili olmasına rağmen oldukça sadedir. Kadınlar mahfilinin balkonu ve korkuluklarında süslemeye yer verilmemiştir. Görülen tek süsleme tavandaki boyalarla renklendirilmiş tavan göbeğidir. İç içe baklava dilimleri ile oluşturulan kompozisyonda ortadaki bölüme papatyayı andıran bir motif ile iki köşeye beş kollu yıldız yerleştirilmiştir. Buradaki süslemede mihrap ve minberdeki teknikte yapılmış ve boyanmıştır.
Cami, avlu duvarıyla çevrilmiş olup, zeminden oldukça yüksekte tutulmuştur. Avlu hizasından on iki merdivenle yapıya ulaşılmaktadır. Avlu duvarları da kâgir malzemeden inşa edilmiştir.
Caminin güney duvarında iki üst pencere arasında taş üzerindeki daire içinde 1289/1872-73 tarihi yazılıdır. Bu tarihe göre Osmanlı Döneminde, XIX. yüzyıl sonunda, inşa edilen cami, girişindeki “1960” yazılı kitabesine göre de bu yılda esaslı bir onarım geçirmiş olmalıdır.
Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1991 yılında tescillenen cami, hâlen ibadete açıktır (Danışık, 2007, 11-13).
Derviş Ağa Çeşmesi
İlçe merkezinde, Seyyit Harun Mahallesi’nde, 1611. Sokak’ta, Seyyit Harun Camii’nin güneyinde yer alan çeşme, düz bir arazi üzerine kaba yonu taştan inşa edilmiş bir meydan çeşmesidir. Taşların araları betonarme harçla derzlenmiştir. Çeşme 3,27 metre genişliğinde, 3,43 metre yüksekliğinde, 1,20 metre derinliğindedir. Sivri kemeri iki taş ayağa oturur. Cephenin üst kısmı üç sıra silmeyle sonlandırılmıştır. Ayaklarda üzengi seviyesinde de silme yer alır. Kemerin altındaki aynalıkta, mermer üzerine talik yazı ile yazılmış on altı satırlık kitabesi vardır. Kitabenin zemini yeşil renkte, yazılar ise altın yaldızlıdır. Kitabenin altında sivri kemerli küçük taslık nişi ve musluğu görülür. Su, önündeki dikdörtgen yalağa akmakta; buradan da ince bir olukla iki küçük yalağa geçmektedir. Yalakların bulunduğu zemin düzensiz taşlarla kaplanmıştır.
Çeşmenin önüne sonradan, iki ahşap direğe oturan üçgen alınlıklı bir sundurma çatı yapılmıştır. Çatı aynı zamanda çeşmenin de üzerini örtecek şekilde tasarlanmıştır. Üzeri kiremitle kaplıdır. Çeşme duvarı ile üçgen alınlık arasını desteklemek için konsol yerleştirilmiştir. Sundurmanın tavanı da ahşap çıtalarla kaplanmıştır. Her şeyi ile ahşaptan yapılan bu sundurmada süsleme özelliği gösteren bir unsur bulunmamaktadır.
Derviş Ağa Çeşmesi Seydişehir’in eski çeşmelerinden olmasına rağmen oldukça sadedir. Bir süsleme unsuru olarak kitabesi, devrinin güzel talik yazılı örneklerinden biridir. Kitabenin okunuşu şöyledir.
“Ey hoşâ çeşme-i cânbahş-ı rahîk-ı reşahât
Zencebîl ırmağıdır sanki bu nehr-i cennât
Seydişehr içre binâ etdi bir ağâ-yı kerîm
Ya’nî Dervîş Ali Ağa’dır o sâhib-i hayrât
Sıdk u ihlâs ile âsâr-ı celîlü’l-hayrı
Hem mevzû’ ola mizânına rûz-ı Arasât
Eyledi iki celîlü’ş-şiyemin rûhunu şâd
Biri hem-nâm-ı Hüseyin ü biri Hârûn-sıfât
Birisi vâlid-i bânîdir o şâh-ı şühedâ
Birisi şâh-ı velâyetine refî’ü’d-derecât
Hele mîzâb-ı şerîf gibi olub kıble-nümâ
Teşneler nûş ede abdest ala erbâb-ı salât
Olıcak böyle ola çeşme-i latîfü’l-meşreb
Lülesinden akıdır nice mezâyâ-yı nükât
Bârekallah deyüb eyledi düşdü târîh
Ne güzel çeşme-i ra’nâ vü zî âb-ı hayât
Sene 1249”
Bu kitabeden de anlaşıldığı üzere 1249/1833-34 yılında Seydişehir ayanından Derviş Ali Ağa tarafından yaptırılan bu çeşme, Seydişehir çeşmeleri içinde kitabesiyle ayakta kalabilen birkaç örnekten biridir. Günümüze sağlam bir şekilde ulaşan çeşme, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1986 yılında tescil edilmiştir (Danışık, 2007, 56-57).
Kavaklı Çeşmesi
Seydişehir’de, Sofuhane Mahallesi, 1512. Sokak’ta yer alan yapı; kemeri, ayak ve dış çerçevesi gibi bölümleri kesme taştan inşa edilmiş, diğer kısımlarda ise kaba yonu moloz kullanılmış, sivri kemerli, bağımsız bir sokak çeşmesidir.
Çeşme 2,75 metre yüksekliğinde, 2,80 metre genişliğinde, 1,20 metre derinliğindedir. Sivri kemerli cephe ters U şeklindeki silmelerle çerçevelenmiştir. Kemer köşeleri ve kemer nişinin taşları beton sıvayla sıvanmış; sivri kemerli küçük taslık oldukça aşağıda kalmıştır. Günümüzde akmayan çeşmenin lülesi de mevcut değildir. 93 cm uzunluğunda, 40 cm derinliğindeki yalak da beton sıvayla sıvalıdır.
Çeşmede herhangi bir süsleme yoktur. Kemer üzengi seviyesindeki silmelerle çerçeveyi oluşturan silmeler yapıyı hareketlendiren unsurlardır. Yapıya hareketlilik katan parçalar da antik yapılardan alınıp buraya konulmuştur.
Kitabesi bulunmayan yapının kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Kitabeli benzerlerine ve işçiliğine bakarak çeşmenin, XIX. yüzyıl sonlarında yapıldığını söylemek mümkündür (Danışık, 2007, 59).
Seydişehir’in Sofuhane Mahallesi’nde, Hükümet Meydanı’nın güneyindeki cami, kuzey-güney doğrultusunda kâgir olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı caminin yapımında genelde moloz taş kullanılmış, köşelerle girişte ise kaba yonu ve kesme taşlara da yer verilmiştir. Duvarlarda düzenli ahşap hatıl sistemi görülür. Üzeri dört yüzeyli, kiremit kaplı ahşap çatı ile örtülmüş, ahşap saçaklar oldukça geniş tutulmuştur.
Cami dıştan 17,45x13,06 metre ölçülerindedir. Güney cephede altta iki büyük, üstte bir tane küçük pencere açılmıştır. Pencerenin birisi tam mihrabın üzerindedir.
Güney cephe duvarında mermer üzerine talik hatla yazılmış dört satırlık kitabe, 1834’te yaptırılan kışlaya aittir. Kışla yıkılınca kitabesi buraya getirilmiştir.
Doğu cephede üstte küçük bir pencere ve Pir Mehmet oğlu Hacı Recep ve ailelerinin yattığı 1529 tarihli, camiye bitişik bir türbe yer alır. Batı cephesinde dört adet pencere, girişin solundaki diğerlerine göre daha küçüktür; Kuzey cephede üstte iki küçük pencere mevcuttur. Pencereler dikdörtgen formludur ve alttakiler demir parmaklıklıdır.
Caminin, kuzey ve batı cephelerinde birer girişi vardır. Ana girişin bulunduğu kuzey cephe oldukça sadedir. Giriş kapısı sivri kemerli olup, hafif yapıdan dışarı taşırılarak taç kapı görünümü verilmiştir. Sivri kemerli girişin içerisine düz atkı kemerli çift kanatlı ahşap kapı yapılmıştır. Batı cephesindeki giriş kapısı yine ahşaptan düz atkı kemerli olup, diğerine göre daha küçük tutulmuştur.
Cami ile türbe arasına da silindirik gövdeli, tek şerefeli minare yerleştirilmiştir. Minare kesme taşlarla örülmüştür. Oldukça sade olan minarenin şerefe korkuluğunda, kafes oyma tekniğinde geometrik süslemeler görülür. Minare sivri külahla sonlandırılmış, külahın hemen altına yarım daire küçük küçük nişler açılmıştır. Minare gövdesinde belirli aralıklarla süsleme amaçlı olarak bilezik seklinde renkli taş da kullanılmıştır.
Yapı içeriden15,58x11,20 metre ölçülerindedir. Harim her bir sırada ikişer adet olan ahşap ayakların kuzey-güney doğrultusunda atılan ahşap kirişleri taşıyan iki destek sırası ile mihrap duvarına dik üç sahına bölünmüştür. Ahşap ayaklar zeminde kare şekilli taş kaide üzerine oturur. Kadınlar mahfili yan sahınlarda, kuzeyden ilk iki ayak üzerine oturur. Orta sahında ise geride tutulmuş ve ortasına yarım daire formlu müezzin mahfili yapılmıştır. Kadınlar mahfiline çıkış batıdadır. Zemini ve korkulukları ahşaptır.
Kuzeyindeki bir bölümü camekânla kapatılan harimin batı, kuzey ve güney duvarları tamiratlar sırasında sıvanmış; doğu duvarının bir bölümü orijinal hâlde kesme taş duvar olarak bırakılmıştır. Buradan ahşap kanatlı küçük bir kapıyla minareye geçilir. Ahşap düz tavanlı harimde sütunlar, kemerler ve mahfil kendi renginde bırakılmıştır.
Kesme taştan inşa edilen mihrap oldukça sadedir. Nişi yarım daire formludur. Onarımdan önceki hâliyle bırakılmış, kesme taş malzemeyle örülmüştür. Hiçbir süsleme bulunmayan mihrabın üzerinde caminin yapım tarihini gösteren iki satırlık kitabesi vardır.
Ahşap minber mihraba göre oldukça süslüdür. Aynalıkta iç içe geçen üçgenlerin tam ortasında stilize kıvrım dallar, süpürgelikte yine aynı süsleme ve kapının taç kısmında da bitkisel motifler vardır. Korkuluklar, kafes oyma tekniğinde geometrik motiflerle işlenmiştir. Minberin köşk kısmının, yan yüzlerinde bulunan ve yağlı boya ile boyanmış volütlü süslemeler, palmetler, Geç Dönem Osmanlı sanatında sıkça görülen özellikleri yansıtmaktadır. Oldukça sade olan küçük vaaz kürsüsü, harimin güneydoğu köşesindedir.
Çok fazla süslemeye yer verilmeyen caminin dış cephesi düzenli hatıl sistemi sayesinde hareketlilik kazandırılmıştır. Harim bölümünde de minber dışında süsleme bulunmamaktadır.
Caminin yapım tarihini gösteren iki satırlık kitabe, eski fotoğraflarda kuzey girişteki sivri kemerli kapının alınlığında görülmesine rağmen günümüzde mihrap üzerinde bulunmaktadır. Mermer bir plaka üzerine sülüs hatlı Arapça kitabeye göre cami, 939/1529-30 yılında Pir Mehmet oğlu Hacı Recep adına, Kur’an okutulmak ve öğretilmek üzere muallimhane olarak yapılmıştır. Yapım kitabesinden başka caminin güney duvarı üzerinde de talik hatla yazılmış Seydişehir Kışlası’nın kitabesi vardır. Kışla yandığı için mermer kitabe buraya konulmuştur.
Bir avlu duvarı ile çevrilen caminin her yönünde avluya girişler vardır. Kuzeydeki giriş daha büyüktür. Avlunun kuzeybatı kösesine son senelerde yapılan şadırvan genel olarak Seyyit Harun Camii’nin şadırvanını andırmaktadır. Ondan daha büyük olup, sekiz ayak üzerine oturan ahşap üst örtü, dıştan kursunla kaplanmıştır. Yüksek bir kaide üzerine kurulan şadırvana merdivenle çıkılmakta; altında da tuvaletler bulunmaktadır.
1983 yılında tescil edilen Muallimhane Camii, 1998 yılında başlayan onarımlarla bugünkü şeklini almıştır (Danışık, 2007, 30-32).
Memiş (Bahaeddin Kutsi) Efendi Manzumesi
Çavuş kasabasındaki manzume, Memiş Efendi için inşa edilen cami, türbe ve çeşmeden oluşmaktadır. Manzumenin türbesinde metfun olan Memiş Efendi’den dolayı burası Seydişehir’in önemli ziyaret yerlerindendir.
Cami: Kuzey-güney doğrultusunda kâgir olarak inşa edilen cami ve türbe zeminden oldukça yüksektedir. Güney ve doğu yönde avlu duvarları yer alır.
Kare planlı cami, kırma çatılıdır. Duvarlar kaba yonu taşlarla örülmüş, aralarına devşirme parçalar yerleştirilmiştir. Devşirme parçalar genelde hatıl seklinde yerleştirilmiş, buna bağlı olarak düzenli bir hatıl sistemi ortaya çıkmıştır. Duvarda küçük levhalar hâlinde “Allah”, “Muhammed” yazılı parçalar vardır.
Tali girişin bulunduğu doğu cephenin taş kaplaması ve türbenin taşları ise düzgün kesme taştır. Çatı kiremit kaplıdır ve ahşap saçaklar oldukça sadedir. Saçaklar dört yönden yağmur oluklarıyla çevrilmiştir.
Cami dıştan dışa16,74x16,88 metre ölçülerindedir. Güney cephede iki, doğuda ve batıda da ikişer olmak üzere altı pencereyle harim aydınlatılmaktadır. Pencereler tek sıradır ve yarım daire kemerlidir.
Caminin, doğuda ve kuzeyde olmak üzere iki girişi vardır. Harime giriş kuzeydeki kapıyla sağlanmaktadır. Girişin önüne küçük bir ayakkabılık yapılmıştır. Kapı kanatları metal olan girişten harime geçilir. Doğu yöndeki girişin önüne camiyle aynı yükseklikte betonarme bir bölüm yapılmıştır. Eski fotoğraflarda kapalı bölme yerinde ahşaptan, üçgen alınlıklı sundurmanın olduğu görülmektedir.
Kesme taş malzemeden inşa edilen minare, caminin kuzeybatı köşesine yerleştirilmiştir. Harime girişi sağlayan ayakkabılık bölümüne bitişiktir. Kare kaide üzerine silindirik gövdeli minarenin tek şerefesi vardır ve şerefe altında üçgen şekilli zikzaklarla şerefeye hareketlilik sağlanmıştır. Külah kısmı farklı olarak kâgir malzemedir. Kullanılan malzemeye bakıldığında minarenin camiye daha sonra ilave edildiği anlaşılmaktadır.
Caminin harimine kuzey cephenin köşesindeki çift kanatlı kapıyla girilmektedir. Harim içten 13,54x13,16 metre ölçülerindedir. Bu mekân her sırada karşılıklı ikişer sütunla mihrap yönünde üç sahına ayrılmıştır. Silindirik formlu sütunlar betonarmedir. Duvarlar ve tavan betonarme sıvalıdır. Kuzeyde ilk sütunlar üzerine kadınlar mahfili oturtulmuştur. Mahfile çıkış batıdadır. Mahfil de betonarme malzemedendir ve korkulukları metaldir. Çok sade olan harimin mihrap ve minberi de basit bir işçilik gösterir. Bunlar ahşap malzemeden yapılmış ve süslemesi olmayan yeni örneklerdir. Ahşap süslemeli orijinal minberi yerine tamiratlar esnasında süslemesiz minber konulmuştur.
Güney cephenin tam ortasında yer alan ve içeriye doğru taşırılan mihrabın, yarım daire kavsaralı nişi de sade olup, şeritler hâlinde boyanmıştır. Taç kısmı ise üçgen alınlık seklindedir.
Geniş bir de avlusu bulunan caminin güneybatısında, camiye bitişik olarak inşa edilmiş türbe bulunmaktadır. Bu köşede iki adet şahidesi sarıklı, Türkçe kitabeli mezar taşı bulunur.
Kuzey girişin önünde daire formlu şadırvan bulunmaktadır. Gövdesinde çatlaklar bulunan şadırvan demir çubuklarla desteklenmiştir. Ayrıca üst kısmı metal şebekelidir. Şadırvanda 1310/1892 tarihli bir kitabe dikkat çeker. Kitabe taşı, mezar taşı biçiminde yarım daire kemer formunda ve mermer malzemedendir. Kitabe, talik hatla kabartma tekniğinde yazılmış altı satırdan ibarettir. Kitabenin okunuşu şöyledir:
“Mâşâ’allah
Vâlide Sultân aliyyetü
e’ş-şân kethûdâsı atûfetlu
Hâcı Sa’îd Bey Hazretleri
tarafından inşâ’ olunmuşdur
Tekabbelallahü Azze ve Cell sene 1310”
Cami, üzerindeki sadece tarih belirtilen kitabeye göre 1936 yılında inşa edilmiştir. Daha erken dönemlerde yapıldığına dair bir belge yoktur. Camiye göre şadırvan daha eskidir. 1310/1892-93 tarihli kitabesine göre şadırvan, Sultan II. Abdülhamit Han’ın annesi Valide Sultan tarafından yaptırılmıştır. Şadırvan ve türbenin yapım tarihlerine bakarak caminin de XIX. yüzyıl sonlarına doğru yapıldığı söylenebilir. Buna göre 1936 tarihi yenileme veya köklü bir onarım tarihi olmaktadır.
Cami, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1988 yılında tescil edilmiştir (Danışık, 2007, 14-16).
Türbe: Memiş Efendi manzumesinin ilk yapısıdır. Türbe, 1852 yılında ölen Memiş Efendi için, ölümünden on üç yıl sonra yapılmıştır. Caminin doğusunda yer alan türbe, kâgir olarak inşa edilmiştir. Kare kaide üzerine içten kubbe, dıştan sekizgen kasnak üzerine kısa külah örtülüdür. Kesme taş malzemeyle inşa edilen türbenin içerisi sıvanmıştır. Külah ise teneke saç ile kaplanmıştır.
Dıştan 5,78x5,14 metre ölçülerindeki türbenin doğu ve batı cephesinde birer penceresi vardır. Küçük ölçekli pencereler düz atkı kemerlidir. Doğudaki pencerenin atkısı üstünde sağır sivri kemer cepheye hareketlilik katmıştır. Türbeye batıdan ahşap bir kapıyla girilir. Girişin üstündeki sivri kemerli niş içerisinde kitabesi bulunmaktadır.
Oldukça sade olan türbenin içerisi yeşile boyanmış, kubbe ve kubbeye geçişi sağlayan pandantifler beyaz renktedir. Doğu penceresi içerden yarım daire kemerlidir ve dışarıya doğru hafif daralır. Kuzey duvarına Memiş Efendi’nin hayatının yazılı olduğu bir levha asılmıştır. Türbede hiçbir süsleme mevcut değildir.
Türbenin giriş kapısı üzerinde dört satırlık yapım kitabesi vardır. Mermer üzerine sülüs hatla yazılmış kitabenin okunuşu şöyledir:
“Sene 1283
Kutbü’l-âfâk ve gurretü
a’yuni’l-uşşâk Muhammed
Kudsî hazretlerinin türbe-i şerîfi târîhi”
Türbenin içinde Memiş Efendi’nin sandukası bulunmaktadır. Mevlevi sikkeli baş sahidesinde yedi satırlık sülüs hatlı kitabesi de şöyledir:
“Sadât-ı meşâyih-i Nakşîyeden
Mahbûb-ı Hüdâ
Kutbu’l-vücûdü’l-câmi
beyne’ş-şerîati ve’t-tarikati Muhammed
Kudsî hazretine Fâtiha 1269”
Manzumenin yapıları 1988 yılında onarılmaya başlanmış, bu onarımlar esnasında türbenin de duvarları tamir edilmiş; yapı aynı yıl da Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescil edilmiştir. Türbe günümüzde ziyarete açıktır (Danışık, 2007, 37-38).
Çeşme: Caminin avlu duvarına bitişik olarak, kesme taştan inşa edilmiştir. Tek cepheli, yarım daire kemer formlu nişi ve kemer alınlığıyla bir sokak çeşmesidir. 2,70 metre yüksekliğinde, 3,20 metre genişliğinde, 85 cm derinliğindeki çeşme, üst kısmı ortadan iki yöne eğimli ve dışa taşırılan saçakla son bulur. Yarım daire kemeri iki ayak üzerine oturur. Ayak başlıkları ve kemer üzengi seviyesinde başlayan ve hafifçe dışa taşırılan silme nişin içini dolanmaktadır. Silmenin hemen üzerinde küçük yarım daire kemerli taslık vardır. Taslığın üzerindeki kitabelik yeri boştur. Taslığın hemen altında iki tane lüle bulunmaktadır. Günümüzde lülelerden su akmamaktadır.
Çesmenin önünde büyük, blok kesme taştan yapılma yalak vardır. Yalak, dikdörtgen planlı olup, 85x51 cm ölçülerindedir. Derinliği ise 25 cm’dir.
Yapıda süsleme bulunmamaktadır. Saçak silmesi ve nişin içini dolanan silme çeşmeye biraz hareket kazandırmıştır. Taşlar boyanmış; ancak çoğunun boyası dökülmüştür.
Kitabesi olmadığı için yapım tarihi tam olarak bilenemeyen çeşme, manzumenin diğer unsurları gibi XIX. yüzyılın sonlarına doğru yapılmış olmalıdır (Danışık, 2007, 54).
Bostandere Kasabası Camii
Bostandere kasabasının meydanında yer alan cami, eğimli bir arazi üzerine doğu-batı doğrultusunda kâgir olarak inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı caminin duvarları kesme taş malzemeyle örülmüş ve aralarına ahşap hatıl sistemi yerleştirilmiştir. Üst örtüsü kiremit kaplı kırma çatılı olup, ahşap saçağı oldukça geniş tutulmuştur.
Cami dıştan dışa 24,55x15,00 metre ölçülerindedir. Güney cephede altta dört, üstte dört olmak üzere sekiz pencere; doğuda ve batıda altta ikişer, üstte üçer pencere bulunmaktadır. Pencereler oldukça sadedir. Pencerelerden alttakiler büyük, üsttekiler küçük olup, dışa doğru daralan mazgal pencere seklindedir.
Batıdaki çift kanatlı ahşap girişin önüne camekânlı son cemaat yeri yapılmıştır. Ayrıca kuzey-güney yönlerde de girişleri vardır. Cephelerdeki bazı taşlar üzerinde Arapça harflerle yazılmış “Allah”, “Muhammed” yazıları görülmektedir.
Güneybatı köşede yer alan minare, camiye bitişik olarak kesme taş malzemeden inşa edilmiş, kare kaide üzerine silindirik gövdelidir. Tek şerefeli olup, şerefe korkuluğu ve şerefe altı oldukça sadedir.
Harime kuzeybatı köşeye yakın ahşap kapıdan girilir. Harim içten 20,00x13,40 metre ölçülerindedir. Burası her bir sırada dörder adet olan ahşap sütunların tavanı taşımasıyla oluşan iki destek sırası ile mihraba paralel üç sahına bölünmüştür. Sütunların zemine oturan kısımları beton kaidelerle sağlamlaştırılmıştır.
Harimin kuzeyindeki sütun dizisi üzerine kadınlar mahfili yerleştirilmiştir. Kadınlar mahfiline çıkış batıdadır. Mahfilin korkulukları ve zemini de ahşaptır. Mahfilin hemen altında küçük bir imam odası vardır. Mahfili taşıyan sütunlara yerleştirilen ahşap konsollar yükü taşımada yardımcıdır. Harimin tavanı da çıtalı ahşap kaplamadır ve boyanmıştır.
Mihrap ve minber ahşap malzemeli olup bölgedeki diğer örneklere benzemektedir. Ajur tekniğinde oluşturulan parçalar düz zemine çakılarak motifler meydana getirilmiştir. Hafif öne doğru taşırılan mihrap, bordürlere ayrılmış olup, her biri farklı renklerdeki boyalarla boyanmıştır. Bordürler stilize bitki motifleriyle süslenmiştir. Mihrap nişi süslemesiz olup, farklı renklerle şeritler hâlinde renklendirilmiştir. Mihrabın taç kısmı yarım daire kemer şeklinde boyanmıs, “Allah”, “Muhammed” yazılarının arasına kısa ayet yazılmıştır.
Güneybatı köşede yer alan minber de farklı renklerle boyanmıştır. Yan aynalığı kırmızı, sarı, beyaz renkli olup, iç içe stilize motiflerle süslenmiştir. Minber korkuluğu da aynı şekilde boyanmış iki bordür içerisine stilize kıvrım dal ve yapraklar, “S” kıvrımları yapılmıştır. Külah kısmı ve kapısı sade bırakılmıştır.
Cami, ahşap sütunları, tavanı, kadınlar mahfili olmasına rağmen oldukça sadedir. Kadınlar mahfilinin balkonu ve korkuluklarında süslemeye yer verilmemiştir. Görülen tek süsleme tavandaki boyalarla renklendirilmiş tavan göbeğidir. İç içe baklava dilimleri ile oluşturulan kompozisyonda ortadaki bölüme papatyayı andıran bir motif ile iki köşeye beş kollu yıldız yerleştirilmiştir. Buradaki süslemede mihrap ve minberdeki teknikte yapılmış ve boyanmıştır.
Cami, avlu duvarıyla çevrilmiş olup, zeminden oldukça yüksekte tutulmuştur. Avlu hizasından on iki merdivenle yapıya ulaşılmaktadır. Avlu duvarları da kâgir malzemeden inşa edilmiştir.
Caminin güney duvarında iki üst pencere arasında taş üzerindeki daire içinde 1289/1872-73 tarihi yazılıdır. Bu tarihe göre Osmanlı Döneminde, XIX. yüzyıl sonunda, inşa edilen cami, girişindeki “1960” yazılı kitabesine göre de bu yılda esaslı bir onarım geçirmiş olmalıdır.
Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1991 yılında tescillenen cami, hâlen ibadete açıktır (Danışık, 2007, 11-13).
Derviş Ağa Çeşmesi
İlçe merkezinde, Seyyit Harun Mahallesi’nde, 1611. Sokak’ta, Seyyit Harun Camii’nin güneyinde yer alan çeşme, düz bir arazi üzerine kaba yonu taştan inşa edilmiş bir meydan çeşmesidir. Taşların araları betonarme harçla derzlenmiştir. Çeşme 3,27 metre genişliğinde, 3,43 metre yüksekliğinde, 1,20 metre derinliğindedir. Sivri kemeri iki taş ayağa oturur. Cephenin üst kısmı üç sıra silmeyle sonlandırılmıştır. Ayaklarda üzengi seviyesinde de silme yer alır. Kemerin altındaki aynalıkta, mermer üzerine talik yazı ile yazılmış on altı satırlık kitabesi vardır. Kitabenin zemini yeşil renkte, yazılar ise altın yaldızlıdır. Kitabenin altında sivri kemerli küçük taslık nişi ve musluğu görülür. Su, önündeki dikdörtgen yalağa akmakta; buradan da ince bir olukla iki küçük yalağa geçmektedir. Yalakların bulunduğu zemin düzensiz taşlarla kaplanmıştır.
Çeşmenin önüne sonradan, iki ahşap direğe oturan üçgen alınlıklı bir sundurma çatı yapılmıştır. Çatı aynı zamanda çeşmenin de üzerini örtecek şekilde tasarlanmıştır. Üzeri kiremitle kaplıdır. Çeşme duvarı ile üçgen alınlık arasını desteklemek için konsol yerleştirilmiştir. Sundurmanın tavanı da ahşap çıtalarla kaplanmıştır. Her şeyi ile ahşaptan yapılan bu sundurmada süsleme özelliği gösteren bir unsur bulunmamaktadır.
Derviş Ağa Çeşmesi Seydişehir’in eski çeşmelerinden olmasına rağmen oldukça sadedir. Bir süsleme unsuru olarak kitabesi, devrinin güzel talik yazılı örneklerinden biridir. Kitabenin okunuşu şöyledir.
“Ey hoşâ çeşme-i cânbahş-ı rahîk-ı reşahât
Zencebîl ırmağıdır sanki bu nehr-i cennât
Seydişehr içre binâ etdi bir ağâ-yı kerîm
Ya’nî Dervîş Ali Ağa’dır o sâhib-i hayrât
Sıdk u ihlâs ile âsâr-ı celîlü’l-hayrı
Hem mevzû’ ola mizânına rûz-ı Arasât
Eyledi iki celîlü’ş-şiyemin rûhunu şâd
Biri hem-nâm-ı Hüseyin ü biri Hârûn-sıfât
Birisi vâlid-i bânîdir o şâh-ı şühedâ
Birisi şâh-ı velâyetine refî’ü’d-derecât
Hele mîzâb-ı şerîf gibi olub kıble-nümâ
Teşneler nûş ede abdest ala erbâb-ı salât
Olıcak böyle ola çeşme-i latîfü’l-meşreb
Lülesinden akıdır nice mezâyâ-yı nükât
Bârekallah deyüb eyledi düşdü târîh
Ne güzel çeşme-i ra’nâ vü zî âb-ı hayât
Sene 1249”
Bu kitabeden de anlaşıldığı üzere 1249/1833-34 yılında Seydişehir ayanından Derviş Ali Ağa tarafından yaptırılan bu çeşme, Seydişehir çeşmeleri içinde kitabesiyle ayakta kalabilen birkaç örnekten biridir. Günümüze sağlam bir şekilde ulaşan çeşme, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1986 yılında tescil edilmiştir (Danışık, 2007, 56-57).
Kavaklı Çeşmesi
Seydişehir’de, Sofuhane Mahallesi, 1512. Sokak’ta yer alan yapı; kemeri, ayak ve dış çerçevesi gibi bölümleri kesme taştan inşa edilmiş, diğer kısımlarda ise kaba yonu moloz kullanılmış, sivri kemerli, bağımsız bir sokak çeşmesidir.
Çeşme 2,75 metre yüksekliğinde, 2,80 metre genişliğinde, 1,20 metre derinliğindedir. Sivri kemerli cephe ters U şeklindeki silmelerle çerçevelenmiştir. Kemer köşeleri ve kemer nişinin taşları beton sıvayla sıvanmış; sivri kemerli küçük taslık oldukça aşağıda kalmıştır. Günümüzde akmayan çeşmenin lülesi de mevcut değildir. 93 cm uzunluğunda, 40 cm derinliğindeki yalak da beton sıvayla sıvalıdır.
Çeşmede herhangi bir süsleme yoktur. Kemer üzengi seviyesindeki silmelerle çerçeveyi oluşturan silmeler yapıyı hareketlendiren unsurlardır. Yapıya hareketlilik katan parçalar da antik yapılardan alınıp buraya konulmuştur.
Kitabesi bulunmayan yapının kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı bilinmemektedir. Kitabeli benzerlerine ve işçiliğine bakarak çeşmenin, XIX. yüzyıl sonlarında yapıldığını söylemek mümkündür (Danışık, 2007, 59).






