SEYFİYE MEDRESESİ

Türkiye Selçuklu Dönemi yükseköğretim kurumu.

Seyfiye Medresesi, Çifte Merdiven (günümüzde Şemsi Tebrizi) Mahallesi’nde, hâlen ayakta olan Seyfeddin Karasungur Türbesi’nin bitişiğine Türkiye Selçukluları ordu kumandanlarından olan Seyfeddin Karasungur tarafından yaptırılmıştır. Seyfeddin Karasungur, Celaleddin Karatay ve Kemaleddin Turumtaş’ın kardeşidir. Medresenin yapım tarihi, Karasungur’un hayatta olduğu 1235-1276 yılları arasında olmalıdır.

Bazı dönemler, medreseye, büyük yapı anlamında “bukʼa” denilmiştir. Bundan dolayı Seyfiye Medresesinin, diğer klasik Türkiye Selçuklu medreselerine benzer, görkemli bir yapı olduğu tahmin edilmektedir. Medresenin, 1944’e kadar gelebilen harçlı kemerleri ve Karasungurʼun, hâlen ayakta olan görkemli sekizgen planlı türbesi, bu konuda bir fikir vermektedir. Seyfiye’nin, son döneme kadar gelen talebe odaları, dershanesi, mescit ve kütüphanesi hakkında yeterli bilgi henüz bulunamamıştır. Türbesinin günümüze gelmesi, bir şans olmuştur.

Seyfiye Medresesi, vakıf yönünden zengindir. Hatıp köyü bağları öşrünün yarısı, Çumra’da bir köyün beşte bir öşrü, Seyfiye’ye aittir. Ayrıca, Alâeddin Tepesi’ndeki Lala Medresesi, harabe olduğunda vakıfları, Seyfiye Medresesine bağlanmıştır. Benzeri şekilde, harabe duruma geldiği için bir ara Seyfiye Medresesi vakıfları, Mevlânaʼnın medresesine katılır. Fakat XVI. yüzyıldaki bu durum, tamirle giderildiği için vakıfları, tekrar geri döndürülür.

Yaklaşık, yedi asrı aşkın süre hizmet veren Seyfiye Medresesi, eğitim kurumu olarak yirminci yüzyıl başlarına kadar, faal olmaya devam etmiştir. 1811 ila 1894 yıları arasında, Seyfiye yöneticiliğine, tayin kayıtları bulunmaktadır. Bu anlamda son mütevelli ve buk’adarları: Seyyit Hasan Çelebi (1851-1894), Mehmet Hüsnü Efendi, Seyyit Mehmet Sait ve Seyyit İsmail (Vildan İsmail) (1894-1916)’dir. 1916’dan itibaren, türbe ve zaviye olarak varlığı, öne çıkmıştır. Birinci Dünya Harbi ve sonrası için, medresenin faaliyeti ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Fakat vakıf kayıtlarında, “Seyfiye Medresesi Müdürü” sıfatı, Nisan 1923’te kullanılmaya devam etmiştir. Bu tarihte Ahmet Efendi, Seyfiye Medresesi Müdürlüğü ile birlikte, Hacı Dede Mescidi İmamlığı görevini yerine getirmiştir. Seyfiye Medresesi Müdürlüğü adıyla bir makam, maaş alan bir müderris bulunduğuna göre, 1923ʼe kadar Seyfiye Medresesinin, kesintilerle birlikte devam ettiği belirtilebilir.

Seyfettin Karasungur Türbesi, Seyfiye Medresesi ve Hz. Mevlâna’nın medresesinin krokisi Seyfettin
Seyfiye Medresesi, Seyfeddin Karasungur Türbesi'nin bitişiğindeki yeri

CANER ARABACI

BİBLİYOGRAFYA

  • Arabacı, 1998, 195-197; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 730-732.