HIRKA

Mevlevi giysisi.

Hırka, Mevlevi cihazının (çeyiz) önemli bir unsurudur. Sembolize ettiği derin anlamlardan dolayı buna, “hırka-i iradet” denilmiştir. Dergâhtaki belli görevleri hakkıyla yerine getirerek hırka giymeyi hak eden nevniyaz*, dervişlik mertebesine erişmiştir.

Yün kumaştan dikilen hırka, cübbeyi andırır. Genellikle siyah veya koyu lâcivert renktedir. Bol, geniş bedenli, topuklara kadar uzun, belsiz ve yakasız olup, önü açıktır. Kolları bol ve uzun, yenleri de geniştir. Bir parmak genişliğindeki yeşil kumaştan dikilerek tutturulmuş “istiva şeridi” yakadan eteğe kadar iner.

Mevlevilikte iki türlü hırka vardır. Biri, sokağa çıkılırken giyilen “sokak hırkası”, diğeri de tören ve merasimlerde giyilen “resm hırkası”dır.

Mevleviler hırkayı kutsal bilirler. Zira Miraç gecesi, Allah’ın emri ile Hazret-i Cebrail, Sevgili Peygamberimize taç, hulle (cennet elbisesi), kemer, asa, bir çift nalin ve Burak getirmiş; Peygamberimiz de Miraç’a bunlarla çıkmıştır. Bundan dolayı Mevleviler arasında hırka giymenin farz oluğuna inananlar bile vardır.

Tasavvuf sistemine göre, hırka giymek, bir liyakat ve mazhariyettir. Dergâh, ermişlik ve olgunlaşmışlığı sembolize eder. Mevlevilikte, dergâhta görevlerini layıkıyla yerine getirip, çilesini tamamlayarak derviş olmaya hak kazanmış müntesibin, dedeliği onaylanılıp, hücresi gösterildiğinde, kendisine mütevazı bir merasimle şeyh efendi tarafından hırka giydirilirdi. Bundan dolayı hırkaya çok hürmet gösteren Mevleviler için: “Derviş, yün hırkasını şâl-ı Keşmir’e değişmez” denilmiştir.

Hırka, ölmeden önce ölmek prensibi ile kabri de sembolize eder. Sırtı hırkalı, başı sikkeli dervişin hâli, şahideli mezarı hatırlatır.

HASAN ÖZÖNDER

BİBLİYOGRAFYA

  • Atasoy, 2005, 15, 19-20, 25, 31-34, vd.; el-İstanbulî, 2002, 121-123, 125-129, 134-135; Özönder, 2006, 33, 37; Cebecioğlu, 1997, 357-358.