HÜRREM PAŞA TÜRBESİ

Osmanlı Dönemi eseri.

Mevlâna Dergâhı içinde, Matbah-ı Şerif’in kuzeybatı köşesine bitişik klasik Osmanlı türbesidir. Giriş kapısı üzerinde yer alan iki satırlık sülüs hatlı inşa kitabesine göre türbe, Kanuni Sultan Süleyman döneminin (1520-1566) önemli devlet adamlarından Damat İbrahim Paşa (1523-1536) tarafından 1527-28’de, Karaman Eyaleti Beylerbeyi Hürrem Paşa adına yaptırılmıştır.

Sekizgen gövde üzerinde yine sekizgen kasnak ve kubbeyle örtülü türbenin, giriş kapısı önünde tek bölümlü revak yer alır. Kesme Gödene taşı ile inşa edilen türbede, revak sütunları ile kapı-pencere çerçeveleri mermerden teşkil edilerek, üst örtü kurşunla kaplanmıştır. Gövdenin kuzeye bakan düz kenarına eklemlenen revak, önde iki bağımsız sütunun birbirlerine ve beden duvarına gömülü üzengilere sivri kemerlerle bağlanmasıyla meydan getirilen bir alt yapının üzerinde pandantif geçişli kubbeyle örtülüdür. Revak kemerlerinde iki renkli taş örgü kullanılmıştır. Silindirik gövdeli sütunların baklava dilimli başlıkları ve içbükey-dışbükey silmelerle profillendirilmiş yuvarlak planlı kaideleri bulunmaktadır. Sütun başlıkları dövme demir malzemeyle çemberlenerek, kemer açıklıklarına gergi çubukları atılmıştır. Türbenin yaklaşık 2,90 m genişliğindeki cephe kenarlarında, bir sıra içbükey silmeyle belirlenen, hafif içerlek tutulmuş dikdörtgen çerçeveler izlenmektedir. Gövde üst kısımda, içbükey-dışbükey silmeli saçak kornişiyle nihayetlendirilmiştir. Kasnağın üzerinde yine içbükey korniş dolaşır. Yapının güneyde giriş aksında ve ayrıca doğu-batı düz kenar cephelerinde birer dikdörtgen penceresi bulunmaktadır. Yalnız batıdaki pencere, Matbah’ın inşasıyla birlikte kapatılarak, içten dolaba dönüştürülmüştür. Pencerelerin üzerinde, iki renkli taş örgüye sahip, sivri kemerli alınlıklar yer almaktadır. Güney yöndeki pencerenin üzerinde göze çarpan firuze renkli çini kalıntısına göre, bugün yüzeyleri çimento sıvalı olan pencere alınlıklarının özgün hâlinde çini süslemeli oldukları anlaşılmaktadır. Pencerelerin önlerinde klasik tarzda lokmalı demir parmaklıklara yer verilmiştir. Türbenin gövde pencereleri dışında kasnak seviyesinde açılmış, karşılıklı ikişerden dört adet küçük yuvarlak penceresi daha vardır.

Ziyaretgâha, taç kapı düzeninde bir girişten geçilmektedir. Silmelerle çerçevelenen basık kemerli kapı açıklığı üzerinde kitabe panosu yer alır. Kapı kemeri, birbirlerine yivlerle kenetlenen, münavebeli tarzda koyu gri (boz) ve beyaz renkli mermerlerle örülüdür. Kapı kemerinin üzerinde, birleşik tek parça hâlindeki üçgenimsi köşelikler kartuş şeklinde dışa çıkıntılıdır. Revak kemeri ile çerçeve arasında kalan alana, tek eksenli simetrik bir düzenlemeyle Rumi tepelik kompozisyonu işlenmiştir. İç mekânda sandukaların dışında zengin bir süsleme yoktur. Yalnız kubbe eteğinde tek sıra baklava dizisi dolaşır. Kubbede tek yönde atılan gerginin, aynı zamanda kandil askısı işleviyle de kullanıldığı zannedilmektedir. Ayrıca içte, diyagonal duvar kenarlarında gömme dolaplar ile güneydoğu yönünde sivri kemerli bir niş yer almaktadır.

Türbe içinde, zeminden yaklaşık 15 cm kadar yüksek bir altlığın üzerine yerleştirilmiş Hürrem Paşa ile Kanuni dönemi idarecilerinden Hacı Bey’e (ö. 1553-54) ait gri mermerden iki sanduka vardır. Güney tarafta yer alan Hürrem Paşa’nın sandukası, yüksekçe bir kaide üzerinde üç kademelidir. Sanduka üzerinde zemin oyma sülüs hatla Bakara Suresi’nin 255-256, Haşr Suresi’nin 23-24 ve İhlas Suresi’nin 1-4. ayetleri geçmektedir. Kapıya yakın sanduka Hacı Bey’e ait olup, kaide bölümü ile beraber dört kademeden meydan gelir. Ayrıca ayak taşı ile birlikte serpuşlu bir baş taşı vardır. Sanduka üzerinde sülüs hatla Ankebut Suresi’nin 58-59, Kasas Suresi’nin 88, Yunus Suresi’nin 62-65 ve Âl-i İmran Suresi’nin 169-171. ayetleri ile beraber Gülistan’dan bir beyit yazılıdır.

Klasik üslupta bir Osmanlı eseri olan Hürrem Paşa Türbesi, Dergâh’taki ilk paşa mezarıdır. Hürrem Paşa’dan sonra, Osmanlı Döneminde Konya’da vefat eden Karaman beylerbeylerinin Mevlâna Dergâhı Haziresi’ne defnedilmeleri âdet olmuştur.

Hürrem Paşa Türbesi

TOLGA BOZKURT

BİBLİYOGRAFYA

  • Oral, 1949, 7-14; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 616-619; Önder, 1971, 376-378; Solakzade Hemdemî Çelebi, 1989, II/151; Sicill-i Osmani, 1996, II/678-679; Tanrıkorur, 2000, 15; Atik, 2001, 264; Karpuz, Envanter, 2009, I/33-35; Ketil, 2012.