İHTİYAREDDİN HASAN

(ö. 1196 [?]) Türkiye Selçuklu Dönemi devlet adamı. (Vezareti: 1176-1188)

Doğum tarihi bilinmeyen İhtiyareddin Hasan, Selçuklu sultanlarından II. Kılıçarslan’ın (1155-1192) vezirliğine kadar yükselmiş önemli bir devlet adamı idi.

Malatya’nın II. Kılıçarslan tarafından fethedilmesinden sonra bölgedeki bazı beylerin Selahaddin Eyyubi’yi Türkiye Selçuklu Devleti’ne karşı kışkırtmaları üzerine II. Kılıçarslan ile Selahaddin Eyyubi’nin arası açıldı. Aynı zamanda Kılıçarslan’ın damadı olan Artuklu meliki Nureddin Muhammed’in, kızına kötü davranması sebebiyle Kılıçarslan, damadının üzerine yürüdü. Bunu üzerine Nureddin Muhammed, Selahaddin Eyyübi’ye sığındı. Selahaddin Eyyubi’nin elçilerinin sultanla damadı arasındaki arabuluculuğuna rağmen II. Kılıçarslan barışı kabul etmediği gibi damadına verdiği sınır kalelerini geri alacağını Selahaddin Eyyübi’ye bildirdi. Elçilerin arabuluculuğu netice vermeyince Selahaddin Eyyubi Haçlılarla barış yaparak Kılıçarslan’ın üzerine yürümeye hazırlandı. Selahaddin Eyyubi ile bir savaşa hazır olmayan II. Kılıçarslan dirayetli ve akıllı veziri İhtiyareddin Hasan’ı Selahaddin Eyyubi’ye elçi olarak gönderdi. İhtiyareddin Hasan, Selahaddin Eyyübi’ye, II. Kılıçarslan’ın büyük bir sultan olduğunu Haçlılarla barış yaparak ve gazayı bırakarak cihat ruhuna aykırı hareket etmesinin İslam sultanına karşı harekete geçmekle kendisine yakışmayan bir davranışta bulunmamasını münasip sözlerle anlattı. İhtiyareddin Hasan, Haçlılarla sulh yapıp birleştirdiği bütün güçleriyle II. Kılıçarslan üzerine yürümeye hazırlanan Selahaddin Eyyubi’yi tesirli sözlerle ikna ederek iki İslam ülkesi arasındaki olası bir savaşı önledi. Bu barış aynı zamanda Ermeni ve Haçlılara karşı yapılacak mücadelede iki gücün birlikte hareket etmesini sağlamış oldu. Bu, İhtiyareddin Hasan’ın en büyük başarılarından birisidir. İhtiyareddin Hasan bu meseleyi halletmemiş olsaydı, bir İslam devleti ile cihatları ile tanınan bir İslam kumandanının arasında çıkacak savaşın ne büyük bir felaket olacağı aşikârdır.

II. Kılıçarslan ömrünün sonlarına doğru, 1188 yılında, ülkesini on bir oğlu arasında taksim ettikten sonra kendisi Konya tahtında veziri İhtiyareddin Hasan ile saltanatına devam ederken sıkıntılı günler yaşamaya başladı. Oğulları zaman zaman kendi aralarında mücadele ederken bazıları da babalarına karşı mücadeleye girişmekten çekinmediler. Kardeşler arasındaki bu mücadeleyi devlet adamları da önleyemedi. Sivas’ta hüküm süren büyük şehzade Melikşah, babası ile saltanat kavgasına girişti. II. Kılıçarslan ömrünün son beş yılında hemen hemen tamamen bu oğluyla mücadele etmek mecburiyetinde kaldı. Vezir İhtiyareddin Hasan, sultanı Melikşah üzerine sefere gitmeye ikna etti. Baba-oğul karşılaştığında Melikşah’ın askerleri sultana kılıç çekmedi. Ancak Kılıçarslan’ın ordusundan dört bin Türkmen’in Melikşah’a iltihak etmesiyle II. Kılıçarslan ömrünün sonuna kadar âdeta esir hayatı yaşadı. Bu esnada Mengücekli Behramşah’ın gayretleriyle de İhtiyareddin Hasan görevinden azledildi.

İhtiyareddin Hasan daha sonra II. Kılıçarslan’ın oğlu Kayseri Meliki Nureddin Sultanşah’ın yayına sığındı ve onun veziri oldu. Kayseri’ye geldikten bir müddet sonra Hoca Hasan Medresesi’ni yaptırdı. Bundan da onun bir unvanının Hoca Hasan olduğu anlaşılmaktadır. Abdülaziz Mahallesi’nde bulunan ve günümüzde etrafı açılan Şeyh Sadreddin Konevi’nin bir süre imamlığını yaptığı Hoca Hasan Mescidi de muhtemelen bu zat tarafından yaptırılmıştır.

Sivas’ta hüküm süren Melikşah, kardeş kavgaları sırasında 1190’lı yıllarda kardeşi Kayseri meliki Nureddin Sultanşah’ı bir hile ile öldürdükten sonra Konya üzerine yürdü. Hiçbir güçlükle karşılaşmadan Melikşah Konya’yı işgal etti.

O sıralarda Nureddin Sultanşah’ın veziri bulunan İhtiyareddin Hasan’ı parçalattırıp cesedini sokaklarda bıraktı. Bu arada babasına hizmet eden pek çok devlet adamını ya öldürttü ya da hapsettirdi. İhtiyareddin Hasan’ın öldürülmesi ve cesedinin sokaklarda bırakılmasını tasvip etmeyen Kayseri halkının galeyanı sonunda İhtiyareddin Hasan’ın cesedi daha önce yaptırdığı Hoca Hasan Medresesi’ne defnedildi. Hoca Hasan Medresesi’nin vakfiyesi 1193 tarihli olup, eski bir takvime göre de Melikşah kardeşi Nureddin’i 593/l196 yılında öldürmüştür. Nitekim Kayseri’de Melikşah namına 1196 yılında basılmış bir sikke de bu tarihi doğrulamaktadır. Bu tarihlere göre Hoca Hasan 1196 tarihinde öldürülmüş olmalıdır.

İhtiyareddin Hasan’ın, Miryekefalon Savaşı’na katılması, yanı sıra cereyan eden olaylar dikkate alındığında önemli hizmetler ifa eden bir devlet adamı olduğu anlaşılmaktadır. İhtiyareddin Hasan, Konya’da da bir mescit inşa ettirmiş, gerek bu mescit gerekse etrafında gelişen mahalle kendi adıyla anılmıştır.

MEHMET ALİ UZ

BİBLİYOGRAFYA

  • Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, 1992, 255; Turan, 1971, 212, 217, 225-229; Yinanç, 2013, 310, 318; Yurdakul, 2007, 212.