KUDÜM

Dergâhlarda kullanılan, metal kâseli, küçük iki davuldan oluşmuş usul vurma aracı.

Bakır gövdeli vurmalı sazların en eskilerinden olan kudüm, Mevlevi müziğinin, ney ile birlikte vazgeçilmez temel sazıdır. Buradan klasik Türk müziği topluluklarına da geçen bu saza, darpları melodinin seyrindeki adımlara benzetildiğinden, “ayak basma” anlamında “kudüm” denmiştir. Gerçekten de kudüm darpları, yürüyüp giden melodi parçacıklarının birinden diğerine varış noktalarını vurgulayan adımlar gibidir. Kudüm çalanlara “kudümzen” denir.

Kudüm, dövme bakırdan yapılmış, yaklaşık 28-30 cm çapında ve 16-18 cm derinliğinde yarım küreyi andıran iki kâse üzerine, 1-2 mm’ye kadar inceltilmiş deve derileri gerilerek imal edilir. Kâseleri bakır yerine ağaç veya topraktan yapılan, deve derisi yerine sığır ya da diğer bazı hayvan derilerinin kullanıldığı kudümlere de rastlanır. Deriler kâselere, ince şeritler hâlinde kesilmiş meşin veya iplerle gerilerek bağlanır.

Bakır kâselerin çoğunlukla diğerinden daha büyük olan ve daha kalın bir deri gerildiği için daha pes ses verenine “düm”, diğerine de “tek” denir.

Kudümün akordu, gergi için kullanılan meşin ya da iplerin gerilip gevşetilmesiyle yapılır. Son dönemde imal edilen kudümlere, daha kolay akort yapabilmek için sağlam ağaçlardan veya sert plastiklerden yapılmış gergi boncukları takılmaktadır. Kudümzen, icra edilecek makama, ahenge ya da esere göre kudümünü akort eder.

Bakır kâselere, aşırı tınlamayı önlemek amacıyla alt ve yanlarını kaplayacak şekilde, iç yüzeyinde kıtık veya keçe gibi malzemeler bulunan, deriden yapılmış birer kılıf geçirilir.

Kudüm çalınırken kâseler, şekil benzerliği sebebiyle “simit” adı verilen, içi yine kıtık veya keçe ile doldurulmuş, deriden yapılan ortası boş birer yuvarlak minder üzerine öne ve birbirine doğru eğimleri ayarlanarak oturtulur. Simitler kâselerin yerle bağlantısını keserek, rahat bir çalış ve arzu edilen ton için gereken elastikiyeti sağlar.

Kudüm, adına “zahme” denilen, yaklaşık 24-28 cm uzunluğunda, derinin durumuna göre kullanılmak üzere bazen sert, bazen yumuşak ağaçlardan yapılarak uçları yuvarlatılmış, çoğunlukla birbirine benzer formlardaki iki çubukla vurularak çalınır.Usuller kudümle vurulurken, ana darpların daha küçük parçacıklara bölündüğü “velvele” denilen özel kalıplar kullanılır.

Kudümün küçüğüne “nakkare”, büyüğüne “kös” denir ki; bu iki saz çoğunlukla mehter musikisinde kullanılmıştır.

Mevleviler, tıpkı ney gibi kudümü de kutsal kabul ederek “kudüm-i şerif” diye anmışlardır. Hz. Mevlâna’ya atfedilen bir şiirde ney ve kudümden şöyle bahsedilir:

 

Kamış kuru, zahme kuru, kuru bakıra gerilen deri de kuru,

O hâlde, bu dost sadası nereden geliyor…

Kudüm

TİMUÇİN ÇEVİKOĞLU

BİBLİYOGRAFYA