KULU

II. TARİHİ

İlkçağda Kulu

İlçe toprakları, Anadolu’nun kuzey-güney, doğu ve batı yolları üzerinde önemli bir kavşak noktasındadır. Bu özelliğinin yanında ilçenin doğusunda bulunan Tuz Gölü’nden istihsal edilen tuz, tarih öncesinden itibaren insanların değişik faaliyetlerinde yer etmiştir.

Tuz Gölü çevresinde Neolitik Çağdan itibaren bazıları halka, birçoğu da höyük şeklinde görülen eski yerleşimlerin başlıca fonksiyonu tuz üretim ve dağıtımı ile ilgili olmalıdır. Nitekim Anadolu ile ilgili ilk yazılı belgelerden biri tuz alımı için gelen Akkadlı tüccarların Sargon’a yazdıkları mektuptur. Mezopotamyalıların daha sonra Asur Ticaret Kolonileri Çağında (MÖ 1950-MÖ 1750) bölgeye tuz ticareti için geldikleri, Tuz Gölü çevresindeki yerleşmelerde görülen çanak çömlek kültürlerinden anlaşılmaktadır.

MÖ II. bin yılda bölgeye hakim olan Hititlerin de tuzla ilgili faaliyetleri olduğu höyüklerin bir kısmında onlara ait görülen çanak çömlek parçalarından anlaşılmaktadır. Bölgeye MÖ 1560 yıllarında egemen olan Hititler tuz istihsalinin yanında Batı Anadolu’daki Arzawa Konfedarasyonu ile ilişkilerinde bu bölgedeki yolları kullanmışlardır.

Hitit Döneminde merkezî Hitit toprakları ile Konya ve çevresinde hüküm süren Tarhuntaşşa arasında sınır teşkil eden Tuz Gölü, Roma Döneminde de Galatya ile Lykaonia arasında sınır teşkil etmekteydi. Roma Dönemi coğrafyacılarından Amasyalı Strabon bölge hakkında şu bilgileri verir:

“Galatia’dan sonra güneye doğru Tatta Gölü gelir. Bu göl Morimene yakınında Büyük Kappadokia boyunca uzanır; fakat Büyük Phrygia’nın bir parçasıdır. Bundan sonra da büyük bir kısmı Amyntas’a ait olan ve Tauroslara kadar uzanan bölge gelir. Tatta Gölü tabii bir tuzla havuzudur; içine sokulan şeyin etrafında su o kadar çabuk donar ki, buradaki insanlar ipten yapılmış halkaları içine soktuktan kısa bir zaman sonra tuzdan çelenkler şeklinde çıkarırlar ve tuzun çökmesinden dolayı kanatları suya dokunan kuşlar hemen oraya düşerler ve bu suretle yakalanırlar” (Strabon, XII, 568.4).

Hitit İmparatorluğu MÖ 1200 yıllarında batıdan gelen Ege göçleri ile yıkılıp tarih sahnesinden çekilince bölgeye göçlerle Trakya’dan gelen Frigler yerleştiler. Anadolu’nun bu bölgesinde dört yüz yıl kadar Hititlerden arta kalan boylar ve yeni gelen göçmenler hareketli boylar halinde dolaşıp durdular. Ancak MÖ VIII. yüzyılın başlarında Trak kökenli Frigler Gordios’un oğlu Midas önderliğinde bir devlet kurup, Sakarya’nın yukarı havzasındaki Gordion’u kendilerine merkez yaptılar. Kulu’nun da dâhil olduğu bu bölge, bundan sonraki dönemlere ait yazılı tarih kaynaklarında -Bizans Döneminin ortalarına kadar- Frigya şeklinde adlandırılmıştır.

Frigler Kimmer istilası ile yaklaşık MÖ 690 yılında bu bölgeden çekilerek Afyon, Kütahya ve Eskişehir’in dağlık bölgelerine çekildiler. Manisa Salihli’deki Sardes’i kendilerine başkent seçen Lidyalılar bölgedeki Kimmerleri çıkararak doğuda Kızılırmak’a kadar bir devlet kurdular. Kızılırmak bir süre Lidyalılar ile Medler arasında sınır konumunu sürdürmüştür (MÖ 585). Daha sonra İran’da Med yönetimine son veren Persler MÖ 547 yılında Lidya’nın başkenti Sardes’i ele geçirerek bölgeye hâkim oldular.

MÖ 334 yılında Anadolu’ya giren Büyük İskender, Batı Anadolu’da Granikos ve güneyde İssos’ta (MÖ 333) Persleri büyük yenilgilere uğrattı. Ancak kendisi Hindistan seferi dönüş yolunda Babil’de MÖ 323 yılında ölünce Makedonya’dan Hindistan’a uzanan imparatorluğu generalleri (diadoklar) arasında paylaşıldı. Kapadokya ve Bergama Krallığı içinde kalan bölgeye MÖ 270 yıllarında Galatlar geldi. Antakya merkezli Helenistik krallıklardan Selevkoslar bölgeye MÖ 239 yılından sonra hâkim oldular. Ancak MÖ 190 yılında Selevkoslar, Bergama ve Roma müttefik güçlerine Syplos Magnesia (Manisa)’da yenildiler. MÖ 188 yılında yapılan Apemeia Barışı sonuçlarına göre Selevkoslar Toroslara kadar çekilerek bölgeyi Bergama’ya bıraktı.

Bölgedeki Bergama ve Roma’ya karşı savaşan Galat boyları da MÖ 189 yılında Magaba Savaşı’nda (Elmadağ) Galatları yenilgiye uğrattılar. Galatlar bu yenilgiye boyun eğince Romalılar MÖ 133 yılına kadar Anadolu’ya elli yıl boyunca girmediler; ancak her sorunda müttefikleri Bergama’nın yanında yer aldılar. Bölge MÖ 133 yılına kadar Bergama kontrolünde yaşadı. III. Attalos ölüm döşeğinde bir vasiyetle topraklarını Roma’ya bırakınca Romalılar MÖ 129 yılında Asya Eyaletini (Provencia Asia) kurdular.

MÖ 64-63 yılında Pompeius, Galatya Krallığını kurarak bu toprakları Deitaros’a bıraktı. Daha sonra MÖ 25 yılında Galat krallarından Amyntas’ın güneyde Bozkır-Seydişehir arasında Suğla Gölü kıyısında Homanadlar tarafından öldürülmesi sonucu Roma İmparatoru Agustus MÖ 25 yılında Galatya’yı bir eyalet hâline getirerek ülkesine doğrudan bağladı. Bu sırada Galatya eyaletinin sınırları güneyde Attalia (Antalya) ve Side’ye kadar uzanmaktaydı.

MS III. yüzyılın son çeyreğinde Galatların ülkesi Galatya ile sınırlı duruma getirildi.

Galatya ile Lykaonia arasındaki yol ağında Kinna (Yaraşlı), Drya daha sonra Dryinon (Kozanlı), Perta (Gimir), Pegalla (Azak) ve Congusso (Zıvarık-Altınekin) önemli geçiş noktaları olarak görülmektedir.

Kulu, Roma Döneminde önemli bir yol güzergâhı üzerinde bulunmakta, Bizans Döneminde de Kudüs’e giden önemli bir hac yolu buradan geçmektedir.

Hitit Dönemi öncesi ve sonrasında bölgede yerleşme görülen bazı höyükler şunlardır: Çatalhöyük (Neolitik), Şereflikoçhisar, Kırıkkuyu (Kırıkkuyu köyü. Kulu’nun 15 km doğusunda Eski ve Orta Tunç Çağları, MÖ I. binin ikinci yarısı), Bozan Höyüğü (Bozan köyü. Kulu’nun 23 km doğusunda, MÖ I. binin ikinci yarısı. Üzerinde erken Türk mezarlığı bulunmaktadır), Kuruhöyük (Tuzyaka köyü. Kulu’nun 15 km güneybatısında Orta ve Geç Tunç Çağı, Demir Çağı), Söğütlü Höyüğü (Söğütlü Yaylası. Eski, Orta Tunç Çağı ve Demir Çağı), Fevziye Höyüğü (Fevziye köyü içinde, Kulu’nun 11 km güneydoğusunda Eski, Orta Geç Tunç ve Demir Çağı), Gürücük Höyüğü (Karapınar köyü sınırları içinde. Eski, Orta Geç Tunç ve Demir Çağı), Bahadırlı Höyüğü (Kulu’nun 7 km güneydoğusunda Bahadırlı köyü sınırları içinde. MÖ I. bin yılın ikinci yarısı ve az miktarda Eski Tunç Çağı malzemesi çanak çömlek kültürleri vermektedir), Bahçehisar, Kamışlı, Kelhasan, Çöpler, Altılar, Altılar Mezarlık, Köstengi, Söğütlü, Gökmere, Kozanlı Karacaören, Küçük Hüseyin Tepesi I, II (Yazıçayırı köyü), Çifteoluk (Yazıçayırı köyü), Karahamzalı Mezarlığı, Karahamzalı ve Yastıpınar.

Bozan Hüyüğü
Antik bir kalıntı
Antik bir kalıntı
Bozan Hüyüğü üzerinde erken Türk mezarlığı
Antik dibek
Antik küp

HASAN BAHAR

BİBLİYOGRAFYA

  • Hasan Bahar-Özdemir Koçak vd. 2005, Kulu Yüzey Araştırması; Belke-Restle, 1984; Calder, 1956; Erkut, 1990; Kaya, 2005; Omura, 1993; a. mlf., 1994; a. mlf., 1995; Strabon, 2000.