MAHBUP EFENDİ

(1259/1843-1315/1897) Hattat, nakkaş, şair, musikişinas.

Konya’nın Bordobaşı (günümüzde Hacıfettah) Mahallesi’nde doğdu. Babası Mustafa Rüştü el-Halveti ve dedesi Kadızade Hacı Ahmet Hamdi de zamanının meşhur hattatlarındandılar. Mahallelerindeki sıbyan mektebinden sonra Karatay Medresesine devam etti. Öğrenimini tamamladıktan sonra çeşitli memuriyetlerde bulundu. Babası ve dedesinin etkisiyle küçük yaşta hüsnühat sanatına merak sardı. Önce babasından, sonra da şehrin tanınmış hattatlarından uzun yıllar yazı meşk etti. Bu sanatta kısa zamanda büyük aşamalar kat ederek rika, sülüs, nesih, talik yazı türlerinde birbirinden güzel eserler verdi. Şehirdeki birçok cami ve mescidin hatları onun imzasını taşımaktadır. Şerafeddin, (kısmen) Aziziye, Sultan Selim, Mevlâna Mescidi ve Semahanesi, Dursunoğlu, Dolap, Kışla, Namık Paşa; Isparta’da Çelebiler Mahallesi Mescidi ile Nevşehir Kurşunlu camileri bunlar arasındadır. Ayrıca Konya’nın eski mezarlıklarında da onun imzasını taşıyan çok sayıda mezar taşı kitabesi bulunmaktadır.

O, aynı zamanda güçlü bir nakkaştır. Yazılarını ve yazılarının bulunduğu yüzeyler ve çevrelerini çeşit çeşit motiflerle bezemiştir. Mesela Mevlâna Dergâhı Mescidi’ndeki ve diğer camilerdeki nakışları, aradan geçen uzun zaman içerisinde birkaç defa ehliyetsiz bazı kişilerin müdahale ve onarımlarına maruz kalmışlarsa da ana hatları itibariyle Mahbup Efendi’nin maharetli çizgilerini muhtevidirler.

Mahbup Efendi, yakınlarına ve kendisine başvuruda bulunanlara, zati mühürler de kazımıştır. Bu itibarla o aynı zamanda iyi hakkaktır.

Mahbup Efendi, güzel sanatlardaki bu başarılarını edipliğiyle taçlandırmıştır. Zira o iyi bir şairdir de. Günümüze çok az şiiri ulaşmışsa da bunlar arasında başarılı gazel, methiye ve mimari eserlerin inşa veya onarımları için terennüm ettiği tarih manzumeleri vardır. Mesela; İnce Minareli Medresenin 1293/1876 yılında gördüğü esaslı onarımın kitabesi ona aittir.

Mahbup Efendi, kendisinden sonra sanatını sürdürebilecek birçok talebe de yetiştirmiştir. Başta oğulları Ahmet Agâh ve Hami efendiler olmak üzere, her biri kıymetli birer hattat olan Abit Bilal ve Ahmet Naci efendiler de ondan aldıkları feyiz ve maharetle onun üslup ve edasında eserler vermişlerdir.

Ömrünün son yıllarını Şerafeddin Camii’nin kuzeyinde, Devle (günümüzde Şems) Mahallesi’nde adını taşıyan sokaktaki evinde geçiren Mahbup Efendi 1315/1897 yılında vefat etmiştir. Adını taşıyan Hattat Mahbup Sokağı, son yıllarda Hattat Mahmut Sokağı’na dönüştürülmüştür.

Hattat Mahbup Efendi'nin Şerafeddin Camii'ndeki hat levhası "Re'sül-hikmeti muhâfetullah (Hadis: Hikmetin başı Allah korkusudur)"

HASAN ÖZÖNDER

BİBLİYOGRAFYA

  • Özönder, 1994.