MEHMET ARİF ÇELEBİ III (KARAHİSARİ)

Konya Mevlevi Dergâhı postnişini. (1006/1597-1050/1640)

İnas çelebilerinden olup (Afyon) Karahisarlıdır. Veled Çelebi Silsilename’sine göre ünlü Mevlevi büyüklerinden Divane Mehmet Çelebi (Sultan Divani, ö. 1529)’nin torunlarındandır. Divane Mehmet Çelebi, Sultan Veled’in kızı Mutahhara Abide Hatun’un soyundan gelmektedir. Aynı kaynakta silsilesi, M. Arif b. Veled b. Hızır Şah b. Sultan Divani şeklinde kaydedilmiştir. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur.

Mevlâna Dergâhı postnişinlerinden Ebubekir Çelebi’nin Sultan Murat tarafından azledilmesi üzerine on altıncı halife olarak çelebilik makamına getirildi. Devlet otoritesinin zayıflaması sonucu toplumda başıboşluğun arttığı ve isyanların çıktığı bu yıllarda genç yaştaki şiddet yanlısı padişah, Kadızade Mehmet Efendi’nin (ö. 1635) tesirinde kalarak tarikat erbabına da sert davranmaktadır. 1638 yılında Bağdat seferine giderken Konya’ya da uğrayan padişah, Mevlâna Dergâhı’na gidip kabrin açılmasını emreder. Postnişin Ebubekir Efendi, bu emre karşı çıkınca Çelebi’yi, İstanbul’da ikamet etmek üzere sürgüne gönderir. Ebubekir Çelebi, Konya’da nüfuz sahibi, varlıklı birisi olduğundan, kendisiyle anlaşamayanlarca hakkında yapılan şikâyetlerin de bu azilde rolü bulunmuş olmalıdır.

Haksız yere azledildiği düşüncesiyle, Konya’daki diğer çelebiler, onun makamına geçmek istemeyince teamüle aykırı olarak inas (yani silsilesinde hanım bulunan) çelebilerden Karahisar Mevlevihanesi şeyhi Mehmet Arif Efendi bu makama tayin edildi. Mevlevilik tarihinde, çelebilik makamı, daima zükur (babadan oğula, erkek soyundan) çelebiler tarafından temsil edilmiştir; bu bakımdan M. Arif Efendi bir istisna teşkil etmektedir.

Sahih Ahmet Dede Mecmuası’na göre 1006/1597 doğumlu olan Mehmet Arif Çelebi, 1048/1638 yılında Konya Mevlâna Dergâhı postnişinliğine getirilmiş; iki buçuk yıl bu makamda kaldıktan sonra 1050/1640 tarihinde vefat etmiştir. Aynı kaynağa göre Arif Çelebi, vefatına iki ay kala, küçük kızı Ayşe Hanım’ı, selefi Ebubekir Çelebi’nin torunu Abdülhalim Efendi (1625-1679, XVIII. halife) ile evlendirmiştir. Veled Çelebi Silsilename’sinde, M. Arif Çelebi’nin diğer kızları Kerime, Kâmile, Güneş Han ve oğlu Halil kayıtlıdır. Sahih Ahmet Dede’ye göre, Arif Çelebi vefat ettiğinde, oğlu hayatta değildir.

Sakıp Dede’nin: “Ârif Çelebi, Ebubekir Çelebi sağken makama geçmesi yüzünden ancak üç ay çelebilik edip aynı yılda öldüğü” görüşünü reddeden Gölpınarlı’ya göre o, dört sene kadar çelebilik etmiştir. Hâlbuki Selçuk Üniversitesi Ktp. Uzluk Arşivi’nde Y97 ve Y105 Nu.lu mecmualarda sureti bulunan Padişah Sultan İbrahim’in 21 Cemaziyelahir 1050 (8 Eylül 1640) tarihli beratında: “Makâm-ı irşâdda şeyhu’ş-şüyûh olan müteveffâ Ârif Muhammed yerine…” Şeyh Hüseyin’in atandığı bildirilmektedir. Dolayısıyla Mehmet Önder’in de: “Şeyhliği ancak beş yıl sürmüş, 1642 yılında öl(müştür)…” demesi, mesnetsizdir.

Mezkûr Şeyh Hüseyin, Mehmet Arif Çelebi’den sonra Konya Mevlâna Dergâhı’nda 1640-1666 yılları arasında postnişinlik yapan Pir Hüseyin Çelebi’dir.

YAKUP ŞAFAK

BİBLİYOGRAFYA

  • Sakıp Dede, Sefine, 1283, I/189 vd.; Sahih Ahmet Dede, Tarih, 2003, 306-308; Silsile-name, 2-5; Çelebi Cönkü, 541; Birinci Cep Mecmuası, 96-98; Gölpınarlı, 1983, 153, 158-165; Önder, 2002, 142; Şafak, 2009a.