Konya’da doğdu. Babası Selçuklu Sultanı İzzeddin Kılıçarslan (II), yine Selçuklu sultanlarından Gıyaseddin Keyhüsrev de ağabeyidir. İyi bir eğitim alan Selçuka Hatun, ilk evliliğini babasının isteği üzerine Artuklu hükümdarı Kara Aslan’ın oğlu Hısnı Keyfa (Hasan Keyf) emiri Nureddin Muhammed ile yaptı. Fakat birkaç yıl sonra emirin vefat etmesi (1185) üzerine, Konya sarayına geri döndü.
Daha sonra, ünlü Abbasi halifesi en-Nasır Lidinillah ile muhteşem bir düğün ile evlenen Selçuka Hatun, Konya’dan Bağdat’a gelin giden ilk sultan kızı; ayrıca bu evlilik sayesinde de Konya’dan Bağdat’a bir pencere açılmış oldu. Selçuka Hatun’un bu evliliğinden Ebül-Hasan ve Ebu Nasır Muhammed adlarında iki oğlu oldu. Bundan dolayı veliaht annesi olarak Abbasi sarayında hürmet gördü. Ne yazık ki, büyük oğlu bilinmeyen bir sebeple bir-iki yaşlarında iken hayatını kaybetti.
İslami ilimlerle meşgul olan Selçuka Hatun, Peygamber Efendimize olan hayranlığından dolayı Mekke ve Medine’ye hayırlarda bulundu. Kocası en-Nasır’dan ilmi ve hanımefendiliği ile daima hürmet gören Selçuka Hatun, halifeden kendisi için Ahlat’ta bir saray yaptırmasını istedi. En-Nasır karısının bu isteği üzerine bütün imkânlarını seferber ederek Ahlat’a mimari harikası bir saray yaptırdı. Fakat ne yazık ki, Selçuka Hatun, bu saraya yerleştikten kısa bir süre sonra, henüz otuz yaşlarında iken, birçok hekimin çabalarına rağmen 584/1188-89 yılında vefat etti. Halife en-Nasır Lidinillah, karısını kaybetmenin acısıyla bu sarayı önce yıktırır, daha sonra da kalıntılarından Taç Mahal’i andıran ve adını Ribatülhılatıyye adını verdiği bir türbe yaptırır. Bu ismi vermesindeki sebep ise, yaşadığı dönemde melike Selçuka Hatun’a Ahlatiyye denilmesinden dolayıdır.
Selçuka Hatun ve en-Nasır Lidinillah’ın ölümünden yıllar sonra hilafet makamına geçen küçük oğlu Ebu Nasır Muhammed, ez-Zahir Biemrillah lakabıyla anıldı.