NAKİBOĞLU CAMİİ

Osmanlı Dönemi eseri.

Nakiboğlu Mahallesi, Anafartalar Sokağı’ndaki cami, geniş bir avlu içinde yer almaktadır. Kare mekânlı harimin üstü kırma çatı ile kapatılmış, tepesine büyük bir alem yerleştirilmiştir. Önünde bir son cemaat mahalli ile avlusunda şadırvanı bulunan yapının minaresi batı duvarına bitişiktir. Caminin avlusuna Anafartalar Sokağı’na bakan basık kemerli dikdörtgen bir dış kapıdan girilmekte ve hemen sağdaki son cemaat mahalline ulaşılmaktadır. Harime göre biraz daha dar ve alçak olan son cemaat mahalli üç bölümlü ve tamamen kesme taş kaplıdır. Mahallin önünde yer alan kare kesitli köşeleri pahlanmış (aynı formlu daha geniş kaidelere oturan) dört serbest ayak birbirlerine ve harimin kuzey duvarına sivri kemerlerle bağlanmıştır. İçteki bu kemer ayakları duvardan hafif dışarı taşırılmış köşeli yarım desteklere otururlar. Son cemaat mahallinin üzeri içten düz tavan, dıştan kırma çatı ile kapatılmış, etrafı da geniş bir saçak ile kuşatılmıştır. Saçağın çıkıntısı alttan tahta levhalarla kaplanarak kareli taksimatlara ayrılmış, köşeleri de geometrik dolgulu birer çokgen motifle tezyin edilmiştir.

Zemini avlu kotundan daha yüksekte kalan son cemaat mahalline harimin kuzey duvarından iki pencere açılmıştır. Girişin iki yanında yer alan sivri kemerli büyük ebatlı alt pencerelerin etrafı muntazam kesme taşla çerçevelenmiş, söve ve lentolarda tek, kemerlerde ise iki parçalı taş kullanılmıştır. Aynı pencereler diğer cephelerde de altlı üstlü çoğalarak tekrarlanmıştır. Doğu ve batı duvarlarda üç alt, üç üst, güneyde ise iki alt ve üç üst pencereyle aydınlatılan mekânda üsttekiler daha küçük olup, hepsi sivri kemerli ve birbirleriyle karşılıklı açılmışlardır. Bunların da etrafları kuzeydeki gibi kahverengi muntazam taşlarla çerçevelenmiştir. İçten ve dıştan sıvalı olan duvarlarda örgü malzemesi olarak moloz ve kesme taşın beraber kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca duvarlarda iki hatıl sırası dikkati çekmektedir. Alttaki zeminden bir metre kadar yukarıda, diğeri ise üst pencerelerin kemer seviyelerinde bulunan renkli kesme taşlardan müteşekkil bu sıralar, bütün cepheleri çepeçevre dolaşarak yapıya hareket kazandırmış, aynı uygulama çatının altında daha kalın tekrarlanarak bir bütünlük sağlanmıştır.

Zemini yükseltilmiş olan son cemaat mahallinden geçildikten sonra ulaşılan caminin kapısı kuzeye açılmaktadır. Dikdörtgen açıklığın etrafı diğerleri gibi muntazam kesme taşlarla kaplıdır. Üstündeki sivri tahfif kemerin içine enine dikdörtgen bir kitabe yerleştirilmiştir. Üst tarafı bitkisel bezemeli olan kitabe panosunun sağ tarafına 1176, sol tarafına da 1926 rakamları düşülmüştür. Gerek nefis sülüs hatlı Farsça kitabesi, gerekse diğer tarihî bilgiler Nakipoğlu Camii’nin 1176/1762 yılında Konya Müftüsü Hacı İbrahim Efendi tarafından inşa ettirildiğini, 1926 yılında da minarenin ve muhtemelen mihrabın dışında diğer kısımların yıkılarak yenilendiğini ortaya koymaktadır.

Cami batı duvarının kuzey ucuna bitiştirilen tek şerefeli minarenin kaidesi kesme taş, diğer bölümleri tuğla örgülüdür. Silindirik gövde kaideden sonra köşeleri pahlanan yüksek bir pabuca oturmakta, alt ve üstten sade birer taş bilezikle sınırlanmaktadır. Korkuluğu ajur tekniğindeki taş levhalarla çevrili olan şerefesinin altı üst ve alttan ikişer sıra testere dişi şeklinde tuğlalarla doldurulmuş, arada kalan iki niş dizisinden alttaki firuze renkli plaka çinilerle kaplanmış, üstteki üçgen kemerciklerle hareketlendirilmiştir. Gövdeden daha ince olan petek üstte kurşun kaplı çokgen bir külah ve alemle nihayetlenmiştir.

Harimin üstü düz ahşap tavanla örtülüdür. Alttan kaplamalı olan tavanın ortasında sade bir süsleme göze çarpmaktadır. Burada yüzey ince çıtalarla dokuz kareye ayrılacak şekilde bölüştürülerek merkeze fırfırlı bir göbek yerleştirilmiştir.

Kuzeydeki mahfil arkada duvara bitişik dört, önde ise ikisi serbest, diğer ikisi duvara bitişik dört ince ağaç direk tarafından taşınmaktadır. Önü zengin bir ahşapla parmaklıkla ayrılmıştır. Mahfil yarım daire şeklinde öne doğru taşıntılı olup, bunun altı istiridye kabuğuna benzer şekilde düzenlenmiştir.

Mihrapta taş ve çini birlikte kullanılmıştır. Kütlesi duvardan 0,20 m kadar çıkıntı yapan nişin dışındaki taş kaplama kademeli olarak içteki çini kaplamaya birleşmektedir. Dışta enli bir bitkisel bordür ve sonra daha dar bir bordürü müteakiben gelen çini kaplama, mihrabın kavsara, kemer köşelikleri ve yan bordürlerinde kullanılmıştır. Farklı genişlikte olan çini bordürlerden dıştakinde firuze, içtekilerde daha farklı tonlara yer verilmiştir. Taş ve çininin farklı dönemlerdeki tamiratlara ait olduğu belli olmaktadır. Minber, caminin batı duvarına bitişiktir. Küçük boyutlu minberler arasında yer alan eser, ahşaptan sadedir. Korkulukları ile aynalıkları geometrik desenlidir.

Caminin kuzeyindeki şadırvanın, gövdesi çokgen ve kesme taştandır. Kenarlar dikine panolara ayrılarak her birine birer çeşme monte edilmiştir. Etrafı sekiz ince çokgen direğin taşıdığı ahşap bir çatı ile örtülüdür. Çinko kaplı sekizgen çatının üstüne madeni bir alem konmuştur.

Son olarak 1998 yılında restore edilen caminin batı tarafındaki küçük haziresinde şahideli yedi mezar bulunmaktadır.

 

Nakiboğlu Camii

YAŞAR ERDEMİR

BİBLİYOGRAFYA

  • Erdemir-Kunt, 2012c; Baş, 2003; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 461-463; Önder, 1971, 247-248.