ŞEYH ALAMAN (ALİMAN/ULEMA) TÜRBESİ

Türkiye Selçuklu Dönemi eseri.

Karatay ilçesi Çelebi Mahallesi’nde, Şeyhülema Recep Ağa Caddesi, Nu. 66’da yer alan türbe, bu adın yanı sıra “Şeyh Ulema İşkalaman” olarak da anılan mezarlığın kuzeydoğu kesimindedir.

Türbenin inşa kitabesinde tarih ibaresi geçmemekle birlikte yapı, Konya İnce Minareli Medrese Taş ve Ahşap Eserler Müzesi’nde yer alan 687 Ramazan/Eylül 1288 tarihli Şeyh Alaman Zaviyesi kitabesine (E. Nu. 1061) göre XIII. yüzyıl sonu ila XIV. yüzyıl başlarına tarihlendirilmektedir. Türbeyle yan yana bulunduğu ve sonradan yerine bir mektep kurulduğu söylenen bu zaviyeden günümüze hiçbir iz kalmamıştır. Türbe ve zaviyeye ait kitabelerde “şeyhlerin sultanı”, “âlemlerin kutbu” gibi lakaplarla anılan Fakih Ahmet ile onun önde gelen müritlerinden olduğu düşünülen Şeyh Alaman’ın ise kim oldukları belirsizdir.

Türbenin giriş kapısı üzerinde yer alan altı satırlık sülüs hatlı kitabenin Türkçe tercümesi şöyledir: “Mescitler şüphesiz Allah’ındır. Öyleyse oralarda Allah’a yalvarırken başkasını katmayın. Âlemlerin kutbu Fakih Ahmet adına, fakih kul, Tanrının abdalı ve O’nun tevfikine muhtaç Şeyh Alaman (yaptırdı)”.

Cin suresinin 18. ayetiyle başlayan kitabesine göre yapı, Şeyh Alaman tarafından bir mescit olarak inşa ettirilmiştir. İçerisinde, Alevi (Ulvi) Sultan Mescidi mihrabına benzer tarzda, yekpare taş bloktan oyulmuş bir mihrap da ihtiva eden yapı sonradan türbeye dönüştürülmüş olmalıdır.

Bir kenarı 5,90 m genişliğindeki kare planlı yapının üzeri köşelerden üçgenlerle geçilen kubbeyle örtülüdür. Ana yapı malzemesi moloz-kaba yonu taş ve tuğla olup, kapı-pencere çerçevelerinde kesme taş veya mermer bloklara yer verilmiştir. Yapının giriş cephesinde dekoratif amaçlı kullanılmış devşirme malzemeler vardır. Bunlardan kapı üzerindeki friz parçası ile kapıya bitişik vaziyette duvara gömülen alınlık taşı dikkat çekmektedir. Türbenin cephe duvarları üst örtüye yakın bir seviyeden itibaren tuğla örgüyle nihayetlenir. Yine tuğla strüktürlü olan kubbe son onarımda kurşunla kaplanmıştır.

Türbenin etrafı restorasyonda açılarak, 2,00 m yüksekliğinde bir istinat duvarı ile çevrilmiştir. Doğu cephe ortasında açılan sivri kemerli bir kapıyla girilen türbe, kuzey ve güney yönlerde ikişer ve batı cephede bir adet dikdörtgen pencereyle aydınlatılmıştır. Ortada çamur sıvalı tek sanduka vardır. Sandukanın ayak taşı, sivri kemerli yüzeysel bir niş içerisinde kandil ve iki yanında şamdan motifleriyle süslüdür. Güney duvarı ortasında, yekpare mermerden oyulmuş dikdörtgen çerçeveli mihrap, iç içe iki nişle düzenlenmiştir. Sivri kemerli ana nişin içerisindeki ikinci niş yarım daire kemerlidir. Yüzeysel tutulmuş ikinci nişte yine zemin oyma tekniğinde kandil ve şamdan motifleri yer almaktadır. Yapının kubbe kilidinde çini mozaikten bir madalyon göze çarpar. Altı köşeli yıldızdan gelişen bu merkezi geometrik kompozisyonda firuze ve patlıcan moru renkli çiniler kullanılmıştır. İç mekânın eskiden mihrap seviyesinde çini kaplı olduğu rivayet edilmektedir.

Şeyh Alaman Türbesi, kübik gövde üzerinde kubbeyle örtülü bir anıt mezar yapısıdır. Banisi Şeyh Alaman’a ithaf edilen yapı, zaviye kitabesinde Seyyit Ahmet, Fakih Ahmet ve Seyyit İbrahim Arap olarak zikredilen üç ulemadan, Fakih Ahmet’in adına yaptırılmış bir mescit iken, inşa tarihine yakın bir zamanda türbeye dönüştürülmüş olabileceği ihtimal dâhilindedir.

Şeyh Alaman Türbesi

TOLGA BOZKURT

BİBLİYOGRAFYA

  • Löytved, 1907, 75; Totaysalgır, 1944; Konyalı, Konya Tarihi, 1997, 743-747; Duran, 2001, 64-66; Önder, 1971, 181-184; Kara-Danışık, 2005, 186-190; Önkal, 1996, 279-283; Erdemir, 2012.