ŞEYH HALİLÎ TÜRBESİ

Osmanlı Dönemi eseri.

Musalla Mezarlığı’nın doğusunda, namazgâhın da batısında yer alan türbe, prizmatik sekizgen gövdeli, on altıgen kasnaklı ve üzeri kubbe ile örtülmüş ana mekân ile önünde küçük bir kubbe ile örtülmüş revaktan müteşekkildir. İnşasında düzgün kesme taş, mermer ve tuğla kullanılmıştır. Türbenin banisi ve mimarı bilinmemektedir. Kitabesine göre 1006/1597 yılında yaptırılmıştır.

Türbenin giriş kısmını oluşturan doğu cephedeki revak kısmı, baklava dilimi başlıklı serbest iki mermer sütun ile türbe beden duvarlarına oturan sivri kemerlere binen küçük bir kubbe ile örtülmüştür. Kubbe sekizgen kasnağa oturmaktadır. Beyaz ve kırmızı renkli taşların münavebeli sıralanmasından oluşan kemerler ahşap gergilerle birbirine bağlanmıştır. Köşelerdeki pandantiflerle tuğladan örülmüş kubbeye geçilmektedir.

Türbeye mermer söveli, beyaz ve gri renkli zıvanalı geçmelerle birbirine bağlanmış basık kemerli bir kapı ile girilmektedir. Alınlığındaki iki satırdan oluşan mermer kitabesi dört kartuşa bölünmüştür. Her bir kartuş yine ortadan dikey bir çubukla tekrar ikiye bölünmüştür. Sülüs hatlı kitabede şu kıta yer almaktadır:

“1. Şeyh-i Halîlî ân rûh-i kudsî

Eflâk-i insin ol âfitâbı

Mâh-ı muharrem çûn nühde öldü

Azm etdi zât-ı âlî cenâbı

2. Hak kıldı işâret buyurdu târîh

Vey evliyâı tahte kubâbı

998

Kubbenin oldu târîhi “ravza”

Pencini tarh et eyle hesâbı”

Kitabenin ikinci satırındaki “Vey evliyâı tahte kubâbı” ifadesinden, Şeyh Halilî’nin ebcet hesabına göre 9 Muharrem 998 (29 Kasım 1589) tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.

“Ravza” kelimesinin harflerinin toplamı olan 1011’den beş rakamı çıkartılarak elde edilen 1006 (1597) rakamı da türbenin inşa tarihini vermektedir. Kitabe düzensiz bir şekilde, çapraz bir çatlakla ikiye bölünmüştür.

İ. Hakkı Konyalı’nın verdiği bilgilere göre türbede metfun kişi “Halîlî” mahlasını kullanan Mustafa Muhlis’tir. Babasının adı da Yusuf’tur. Ravzatu’l-îmân adlı bir divanı vardır.

Türbe, sekizgen gövdesinin güney, batı ve kuzey cepheleri dikdörtgen çerçeveli üç adet pencere ile, ara yönleri oluşturan kuzey doğu, kuzey batı, güney batı ve güney doğu yönlerinde ise dört adet sivri kemerli fevkani pencere ile aydınlatılmaktadır. Alttaki dikdörtgen pencereler sivri kemerli alınlıklarla hareketlendirilmiştir. Giriş cephesi dışındaki cepheler profilli silmelerle çerçeve içine alınmış, üst kısımları ise Bursa kemeri formunda nihayetlenmektedir. Cepheler üstte saçak silmesiyle sonlanmaktadır. Türbe gövdesinden sekizgen kasnak ile kubbeye geçilmektedir. Yapı, alt pencere hizasına kadar dikdörtgen çerçevelerle birlikte kesme beyaz Gödene taşıyla, üst kısımları krem rengi kesme taşlarla inşa edilmiştir. Ayrıca alt seviyedeki pencerelerin alınlıkları ve fevkani pencerelerin kemerleri aşı kırmızısı ve krem renkli kesme taşların münavebeli dizilmesiyle oluşturulmuştur.

Türbenin iç kısmında hiçbir sanduka mevcut değildir. Ancak buradaki bazı izlerden eskiden bir sandukanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Türbenin beden duvarlarındaki bazı taşlarda erimeler dikkati çekmektedir. Bu hâliyle yapıda restorasyona ihtiyaç duyulmaktadır.

Şeyh Halilî Türbesi'nin eski bir fotoğrafı

ZEKERİYA ŞİMŞİR

BİBLİYOGRAFYA

  • Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 747-750; Karpuz, Envanter, 2009, I/448-450; Önder, 1971, 241-242.