Uzluk, sanatçının Konya veya civar şehirlerden birinde dünya ya gelip, öğrenimini Konya’da yaptığını belirtir. Bu sırada saray mensupları arasına katılmış ve Mevlâna ile tanışarak onun öğrencisi olmuştur. Dönemin önemli mimar ve nakkaşlarından Kaluyan’ın arkadaşıdır.
Ahmet Eflâkî’nin naklettiğine göre; Gürcü Hatun Kayseri’ye giderken yanına almak için Aynüddevle’den Mevlâna’nın resmini yapmasını istemiş. Bunun üzerine Mevlâna ressama poz vermiş. Ancak yaptığı her resim başka bir şekle bürünmüş (Eflaki, 2006, 348-349). Yine bir gün Aynüddevle İstanbul’dan bir manastırdan getirdiği Meryem-İsa resmini Mevlâna’ya gösterip: “Bu esere âşık oldum” demiş. Mevlâna da ona: “Bu kadar canlı ve başarılı bir ressam olarak sen, dünyayı yaratanın eserisin. Cansız ve anlamsız bir resme âşık olunur mu?” demiş. Bunun üzerine ressam Müslüman olmuştur (Eflâki, 2006, 429-430).
Aynü’d-devle’den başka, Kaluyan el-Konevî Alâmeddin-i Kayser, Alâeddin-i Siryanuş Mevlâna’nın çevresindeki diğer ressamlardır.