Ziyaeddin Medresesi de denilen Ziyaiye Medresesinin yeri, Şerafeddin Camii’nin hemen batısında, günümüzde Mahkeme Hamamı ve Sanayi Mektebi önünden geçen sokak (eski Tramvay Yolu) ile Alâeddin Caddesi’nin kesiştiği üçgen alanın, cami tarafındaki park, şadırvan, helâ kısmını kapsamaktadır.
Ziyaiye, devrin Konya müftüsü Eşenlerlizade Seyyit Abdurrahman Efendi (ö. 1816) tarafından 1813 yılında yaptırılmıştır. Konya’da birçok hayır eseri ve vakfı olan Abdurrahman Efendi, medreseyi, ortası bahçe, dört tarafı odalar olmak üzere, girenlerin gönlüne ferahlık verecek şekilde inşa ettirmiştir. Kitabesinde verilen bilgiye göre, otuz dört hücresi ile Konya’nın en büyük medresesi durumdadır. Üzerinde, iki uzun satır hâlinde üç beyitlik tarih kıtası hakkedilmiş beyaz mermerden kitabesi Mevlâna Müzesi’nde saklanmaktadır. Mezkûr kitabe şöyledir:
“Zehî Ziyâ bahşâ otuz dört hücresi Hakkâ
Hulûs ile idüb bünyâd cenâb-ı Müftî
Budur serd-i şita-i Meryem gibi müştâkıya târîh
Hemân tullâb-ı hayr ile dimez a’lâ ve ednâyı
Mesih-âsâ kılub ihyâ bu nev-i dâr-ı dilârâyı
Gelüb günde kulak virsün melâik ders-i Îsâ’yı
Mâşâallah sene 1228”
Ziyaiye’nin, hemen yanında Şerafeddin Camii, batı ve güney batı taraflarında Davut Ağa Mescidi, İplikçi Camii olduğu hâlde içinde mescit ve dershanesi bulunmaktadır. Medrese müştemilatında zaman zaman değişiklikler olmuştur. 1848’de medresenin on beş odası vardır. 1877’de bu sayı, altı odaya inmiştir. Daha sonra sayı, otuz ikiye yükselmiştir. Bu durum, Ziyaiye’nin son zamanlarda, yeniden bir gelişme içinde olduğunu göstermektedir. Ziyaiye Medresesi, 3.888 zira’lık genişçe bir alanı kaplamaktadır.
Ziyaiye Medresesinin vakfiyesi günümüze ulaşmamıştır. Varlıklı ve etkin bir şahsiyet olan Abdurrahman Efendi, medreseye, ayakta durmasını temin edecek dokuz dükkân vakfetmiştir. Dükkânlardan biri Zenburi Mahallesi’ndedir. 1926 senesinde medresenin geliri 1.600 kuruştur.
Medresenin ilk müderrisi, Eşenlerlizade Seyyit Abdurrahman Efendi’dir. Kendi vakfında, hasbi olarak, bir maddi karşılık almadan görev yapan Abdurrahman Efendi, çocuksuz olarak vefat eder. Yerine, ulemadan Konevi İsa Efendi (ö. 1821), 1816’da tayin edilir. Yıllık tahsisatı 600 kuruş olan İsa Efendi’den sonra, sırasıyla, Kadınhanılı Hüseyin Feyzi Efendi (ö. 1894), oğlu Kadınhanılızade Ali Rıza Efendi (1857-1931), Aksekili Mehmet Emin Efendi (Büyük Aksekili; 1855-1937) müderrislik yaparlar.
Konya’da eğitim seviyesi ile dönem dönem ünlenen medresenin talebeleri, 1848’de aykırı bir olaya karışırlar. Olay, tutuklanan arkadaşlarını kurtarmak üzere, yetmiş kadar medrese talebesinin, nezarethaneyi basmasıdır. Nezarethane, Ziyaiye’nin karşısındaki Hükümet Konağı’nın batı bitişiğindedir. Bunun üzerine, valilik harekete geçerek, Ziyaiye Medresesine sığınan sorumluları, kısa bir çatışmadan sonra yakalar. Ancak bazıları firar etmiştir. Talebelerden bir kısmı, medreseden uzaklaştırılırken, bir kısmı hapsedilir. Hâlbuki 1848’de, Ziyaiye’nin on altısı çömez olmak üzere toplam otuz bir talebesi vardır. Bu duruma göre olaya, Ziyaiye dışından kimseler de katılmıştır.
1873 yılından sonra Ziyaiye’de, seviye bir hayli yükselmiş, medrese, Konya’nın Darülfünunu sıfatıyla anılarak, rağbette bir eğitim kurumu olmuştur. Çünkü bu dönem medreseye, üst seviyede ve zeki talebeleri alınmış, bu özellikte olmayanlara, hücre verilmemiştir. Medrese ve talebe hayatı, disiplinli, günlük hayat programlı hâle getirilmiştir. Buna göre talebe, öğleye kadar dersi ve iaşesi ile ilgili işlerle uğraşmış, öğleden ikindiye kadar, medresenin ana giriş (cümle) kapısı kapatılarak, içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye kimsenin girip çıkmasına izin verilmemiş, müderris-talebe uyumu üst düzeyde sağlanmıştır.
Ziyaiye’de, 1883’te 90 talebeye, Buharî-i Şerîf, Tasdikât, Molla Câmî, Meânî dersleri okutulmuştur. 1884’te, aynı sayıdaki talebeye, Buharî-i Şerîf, Molla Câmî, Şerh-i Akâid, Mir’at dersleri okutulur. 1894’e kadar yirmi bir yılda, 840 talebeye icazet verilir. 1901, 1903 yıllarında ise seksen talebe ders okumuştur. 1914’teki talebe miktarı, kırk beş kişidir. Bu sıralar Ziyaiye müderrisi, aynı zamanda Şerafeddin Câmii’nde Molla Câmî ve Meâni derslerini verip, Aziziye Camii’nde de muhaddislik yapmaktadır.
1922’den sonra Ziyaiye’de eğitim devam etmez. Çünkü hayatta olan iki müderrisinden, Kadınhanılızade Ali Rıza Efendi Aziziye Camii’nde vaizlik yaparken, Aksekili Mehmet Emin Efendi Konya Darülhilafetilaliyye Medresesinde fıkıh usulü derslerini vermektedir.
Ziyaiye’nin yüzlerce icazet alan talebesi içinden birçok müderris, müftü, yazar, hattat çıkmıştır. Ali Rıza Efendi, Yalvaçlı Ömer Vehbi Efendi, Hadimli Mehmet Vehbi, Aksekili Mehmet Efendi, Tavaslı Süleyman Efendi, Karapınar Müftüsü Hacı İsmail Hakkı Efendi (ö. 1932), Malaslı Hacı Ahmet Efendi (1868-1953), Kadızade Mehmet Efendi, 1951-1960 arası Diyanet İşleri Başkanlığı yapan Eyüp Sabri Hayırlıoğlu (1886-1960), Mehmet Celaleddin Hoca (Karlıoğlu; 1897-1971), müftü ve hattat Beyşehirli Abdullah (Ulubay) Efendi (1879-1959), Akşehirli Ahmet Efendi (Yeşilsoy), Aksekili Abdullah Hilmi Efendi (1870-1925), Aksekilizade Hüseyin Efendi (Aksekilibilgin; 1891-1960) talebelerinden bazılarıdır.
Yüz on yıl civarında hizmet veren medrese, kesme taştan sağlam ve ayakta iken, 1924 yılında yıktırılarak arsa hâline getirilmiştir. Yol çalışması vb. düzenlemeler sırasında, Şerafeddin Camii’ni ilk yaptıran Şerefeddin bin Osman’ın camiye bitişik Selçuklu Devrine ait türbesi dinamitle yıkılıp, çevresindeki mezarlar kaldırılırken, Ziyaiye’nin ilk müderrislerinden İsa Efendi’nin mezarı da ortadan kaldırılmıştır. Medrese arsası, yol geçirme çalışmaları ardından, 1926 yılında çıkartılan tapu senedine göre, 1888,41 metrekare kalmıştır. Bu sırada arsaya biçilen kıymet, 20.000 liradır. Medrese civarında çocukluğu geçen Hasan Özmen’in vefatından önce yerinde bizzat gösterdiğine göre, Şerafeddin Camii’nin batı yanında hâlen kullanılan kadın-erkek tuvaletinin yerinde, Ziyaiye’nin dershanesi bulunmakta idi.