YILANLI MEDRESE

Osmanlı Dönemi yükseköğretim kurumu.

Yılanlı Medrese, Kapı Camii’nin batısında yer alan boşluğun hemen güneyindedir. Park alanı olan boşluk, eski Odun Pazarı’dır. Medrese, Bit Pazarı, bir ara da Kadınlar Pazarı olarak kullanılmıştır. Günümüzde, gelinlik çeyiz eşyasıyla elbise satılmaktadır. İki tarafı yol, dükkânlar ile çevrilidir. Medrese, genel olarak bir avlu etrafında, dükkâna çevrilen talebe odaları ile günümüze ulaşabilen tek Osmanlı Devri eğitim kurumu yapısıdır.

Yaptıran ve yapım tarihi, kesin bilinmemektedir. XVIII. yüzyılda Yılanoğlu soyundan bir kişi önderliğinde, hayır sahipleri tarafından yaptırıldığı zannedilmektedir. Mimari olarak, Osmanlı son devri Konya medreseleri tipindedir. Üstü dam örtü ile kapatılmış talebe hücreleri yani oda sayısı 21’dir. Bu odalardan birisi dershane olarak kullanılmıştır. Dershanesi, zemindeki üç dükkânın üzerine inşa edilmiştir. Üst katta olan dershane, Odun Pazarı/Kapı Camii’ne bakan kuzey taraftadır. Dükkânlar, medreseye gelir sağlamaktadır.

Talebe odaları; ortadaki avlu etrafına dizilmiştir. Kapı ve pencereleri, avluya açılan üstü örtülü hücreler durumundadır. Bu hücrelerden yol, çarşı tarafında olanlar, dükkân hâline getirilmiştir. Hücrelerin, dükkâna dönüştürme şekli basittir. Medrese avlusuna bakan kapı ve pencereleri kapatılıp, yola/pazara bakan tarafından kapı açılınca oda, dükkân olmaktadır. Bu durum, Birinci Dünya Savaşı’na girip seferberlik ilan edildikten sonra medresede talebe kalmayınca yaygınlaşmıştır. Hücreler, talebe olmadığı için, harp başlarında boşalmıştır. Aynı sıra, kullanılmayan medrese de harap olmaya yüz tutmuştur. Bunun üzerine, medresenin son müderrisi, gelir kaynağı hâline dönüştürmek amacıyla odaları dükkâna çevirmiştir. Müderris Mehmet Efendi tarafından, dükkâna dönüştürülen dört hücrenin geliri ile medresenin tamamının tamir masrafı, kiraya verilen dükkânlardan sağlanmak istenilmiştir. Dükkânlardan biri (semerci dükkânı) müderrisin, diğerleri vakfındır.

Medrese içinde, hayır sahiplerinin yardımları ile yapılmış bir mescit bulunmaktadır. Mescidin ihtiyaçlarını karşılamak üzere medrese odalarından birkaçı dükkân hâline getirilmiştir.

Yılanlı Medrese, müştemilatı içinde, ayrıca bir de Nakşî tekkesinin bulunduğu belirtilmiştir. Tekkenin kurucusu, Şeyh Mehmet Bahaeddin Efendi’dir.

Yılanlı Medrese, netice olarak bir vakıf eserdir. Fakat vakfiyesi günümüze ulaşmamıştır.

Medresenin, 1882’den kapanıncaya kadar bilinen tek müderrisi ve mütevellisi, Hacı Mehmet Şakir Efendi’dir (ö. 1934).

Bu eğitim kurumunda, 1882’de otuz talebeye Dürrü’n-Nâcî, Câmî ve Mültekâ dersleri okutulmuştur. 1883’te aynı dersler, yine otuz talebeye okutulmaya devam edilmiştir.

1901 ve 1903’te medresenin talebe sayısı otuz dokuz kişi olmuştur. 1914 yılında medresenin yirmi sekiz talebesi, 1.500 kuruşluk geliri bulunmaktadır. Müderrisinin 1911’de görev karşılığı yıllık tahsisatı, 600 kuruştur. Bu duruma göre, aylık maaşı elli kuruş olmaktadır. Öğrencisi olmasa da kurumun başında bulunan müderrise, 1920 yılı itibariyle Evkaf Nezaretinden 500 kuruş aylık verilmesi kararlaştırılır. Bu sıralar, kuruma ait on vakıf dükkân vardır.

Medreselerin kapatılması ile 1924’ten sonra, dükkânların Vakıflara mı, Özel İdare’ye mi ait olduğu tartışılmış; medresenin Özel İdare’ye, dükkânların Vakıflara ait olduğu görüşü ağır basmış; fakat buna rağmen vakıf dükkânlar; 1930’lu yıllarda satılığa çıkarılmıştır. Konya Vakıflar Müdürlüğünün, 26 Haziran 1937 tarihli resmî ilanı ile Yılanlı Vakfı’nın, Odun Pazarı mevkiindeki iki dükkânı, pazarlık usulüyle satılığa çıkarılır. Tahmini bedelleri, 200 ve 500 liradır. Her şeye rağmen bu medresenin şanslı yanı, yeri ve yeniden yapılmış olsa da avlu etrafında dizili odalarının yaşamasıdır. Yalnız bugün oda (dükkân) sayısı, 21 değil, 33’tür. Medrese, yolun geçtiği kuzey ve batı taraflarından, iki girişi olan çarşı hâlindedir.

Günümüzde Yılanlı Medresenin içinden bir görünüm

CANER ARABACI

BİBLİYOGRAFYA

  • Arabacı, 1998, 414-418.