SARSILMAZ, ZEKAİ

Mevlithan, naathan, hattat. (1897-1977)

Konya’da doğdu. Babası Mustafa Efendi’dir. İlk tahsilini Akif Paşa İlkokulunda Aladağlı Tevfik Efendi’de yaptı. Hafızlığını da o dönemde Aziziye Camii imam ve hatibi olan ve “Sarı Hafız” adıyla ünlenen Ahmet Efendi’den tamamladı. Ardından Konya Islah-ı Medaris’e girdi. Burada Zeynel Abidin, Rıfat, Ahmet Ziya, Hasan Kutsi ve Ali Kutsi efendilerde okudu. Islah-ı Medaris’in mescidinde görev olarak üç yıl burada müezzinlik yaptı. Islah-ı Medaris kapanınca da Konya Darülhilafe Medresesine girerek buradan mezun oldu.

1922’de Aziziye Camii’ne müezzin oldu. Burada ezan okurken halk onun ezanını dinlemek için minarelerin altına toplanır, esnaflar da dükkânlarından dışarı çıkarlardı. Ramazan ve bayram günlerinin seher vakitlerinde naat, ilahi, sala ve ezanla Zekai Efendi tek başına Konya halkını vecde gark ederdi.

Askerliğini Millî Mücadele yıllarında Antalya’da çavuş olarak yaptı.

Tuzcular İçi’nde bir dükkânı vardı. Elektrikle işleyen ilk tuz değirmenini o yaptırmıştır.

Türkiye’de camilerde Türkçe ezan okunulmaya başlayınca Kıbrıs’a gitti (1932). Magosa Lala Mustafa Paşa Camii ile Lefkoşa Sarayönü ve Selimiye camilerinde müezzinlik yaptı. Kıbrıs’ta, özellikle, perşembe günleri, nihavent makamında okuduğu ikindi ezanını duyan Kıbrıslı Rumlar hürmeten kahvehanelerden dışarı çıkar, ezanı bitene kadar ayakta dinlerlerdi.

Bir yandan da görev yaptığı camilerin minber, mihrap ve duvarlarına ayet-i kerime ve hadis-i şerifler nakşederdi. Bunlardan biri de Magosa Lala Mustafa Paşa Camii minberindeki talik hatlı “Elâ bizikrillâhi tetmeinnu’l-kulûb (Allah’ı anmakla kalpler huzur bulur)” ayetidir.

1935’te Suudi Arabistan’a gitti. Medine’de Medresetünnücah’ta on beş yıl Kur’an-ı Kerim öğretmenliği yaptı. Daha sonra Bab-ı Cibril’e nakledilerek burada dinî ilimlerle Kur’an-ı Kerim ve musiki öğretmenliği yaptı.

1955’te Türkiye’ye döndü. Ankara Hacı Bayram Camii’nde müezzinlik, başimamlık ve mevlithanlık yaptı. Ezan ve Mevlid’i büyük bir coşkuyla okur, gittiği mevlitlerden aldığı paraları öğrenci ve muhtaçlara dağıtırdı.

Öğrencilerine Kur’an-ı Kerim dersi yanında hüsnühat dersi de verirdi. Yazdığı hatlara soyadının Arapça karşılığı olan “lâ yetezelzel” ibaresini imza olarak atardı. İmzası çok güzel olmakla birlikte okunması oldukça zordu. 1926 yılında yazdığı ve Sultan Selim Camii baş imamı Şükrü Özaydın Hoca’ya verdiği Şeyh Esat Erbilî’ye ait “Ateş” isimli bir şiiri İsmail Kaya Vakfı Kütüphanesi’ndedir.

Zekai Efendi, cüzdanının içinde bir “hiç” yazısı bulundurur, zaman zaman kim olduğunu soranlara onu gösterir ve “hiç” diyerek tevazu gösterirdi. Misafir olduğu evlerde uygun bir yere hatıra olarak bir ayet, bir hadis veya Arapça, Osmanlıca bir cümle, bir beyit yazar, altına “Hiç” diye imza atar ve tarihi de ayı günüyle kaydederdi. En çok da “Dünya hayatı bir saat(tan ibaret)tir, onu ibadetle geçir.” anlamına gelen Arapça cümleyi yazardı.

1 Nisan 1973 yılında emekli oldu. Ömrünün sonuna doğru felç geçiren Zekai Efendi, 9 Eylül 1977 tarihinde Ankara’da vefat etti.

Zekai Sarsılmaz

AHMET ÇELİK

BİBLİYOGRAFYA

  • Abdülkadiroğlu, 2000; Düzdağ, 2007, III/25-38; Arabacı, 1998, 546; Bilgili, 2012, 119-121, 225; Sural, Konya, Yeni Konya, 18 Kasım 1975; Uz, 2004b, 538-539; Es, Arşiv.