SELÇUKNAME

Özellikle Selçuklulardan bahseden eserlere verilen isim.

XI. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Selçuklularla ilgili eserler yazılmaya başlanmış, ancak bunların bir kısmı günümüze ulaşmamıştır. Zahirüddin-i Nisaburi’nin (ö. 582/1186 [?]) Irak Selçuklu Sultanı II. Tuğrul adına kaleme aldığı eser günümüze ulaşan ilk Selçukname olarak bilinmektedir. Daha önce Zahirüddin-i Nisaburi’nin Selçukname’si olarak yayımlanan eserin (Tahran 1332 hş.) Abdullah b. Ali el-Kaşani’nin Zübdetü’t-tevârîh adlı eserinin Selçuklular kısmından ibaret olduğu anlaşılmış; Nisaburi’ye ait Selçukname A. H. Morton tarafından bulunarak yayımlanmıştır (London 2004). Muhammed b. Ali er-Ravendi Râhatü’s-sudûr ve âyetü’s-sürûr’da (I, 64) Zahirüddin-i Nisaburi’nin eserinden faydalandığını söyler. Hafız-ı Ebru da onun Selçuklulara dair bir eser yazdığını zikreder.

İmadüddin el-İsfahani’nin Nusretü’l-fetre’si ve Bündari tarafından yapılan muhtasarı Zübdetü’n-nusra, Muhammed b. İbrahim’in Târîh-i Selçûkıyân-ı Kirmân’ı (nşr. M. Th. Houtsma, Leiden 1886), Muhammed b. Ali er-Ravendi’nin Râhatü’s-sudûr’u ve Muhammed b. Muhammed el-Hüseynî el-Yezdî’nin Farsça el-’Urâza fi’l-hikâyeti’s-Selcûkıyye’si de (nşr. Karl Süssheim, Kahire 1326) bu gruptandır. Bu konuda yazılan eserlerden bir diğeri Ebü’l-Hasan Sadreddin Ali b. Nasır b. Ali el-Hüseynî’ye (ö. 622/1225 [?]) nispet edilen Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkıyye’dir (nşr. Muhammed İkbal, Lahore 1933; trc. Necati Lugal, Ankara 1943). Selçukluların başlangıcından Irak Selçuklularının yıkılışına kadar gelen olayları içeren bu eserle İbnü’l-Kıfti’nin günümüze ulaşmayan Ahbârü’s-Selcûkıyye’si arasında bir ilişki olduğu ileri sürülmektedir (Şeşen, s. 143).

Ahmet b. Mahmut’a (ö. 977/1569-70) nispet edilen Türkçe Selçuknâme’de daha çok Büyük Selçuklulara yer verilmekle birlikte Irak, Kirman ve Anadolu Selçukluları hakkında da kısa bilgiler mevcuttur. Esas kaynağının Ali b. Nasır el-Hüseynî’nin Ahbârü’d-devleti’s-Selcûkıyye’si olduğunu belirten müellif, ayrıca Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin el-Muntazam fî târîhi’l-mülûk ve’l-ümem’i ile Sıbt İbnü’l-Cevzî’nin Mir’âtü’z-zamân fî târîhi’l-a’yân adlı eserlerinden faydalanmıştır. Eseri Erdoğan Merçil yayımlamıştır (I-II, İstanbul 1977).

Paris Bibliothèque Nationale’de (Suppl. Pers., Nu. 1553) Farsça anonim bir Selçûknâme bulunmaktadır. Büyük Selçuklulara dair kısa bilgilerin ardından Anadolu Selçukluları’na geçilen eserde kaydedilen en son tarih (6 Muharrem 765 / 15 Ekim 1363) Sultan Alâeddin b. Süleyman Şah adlı Selçuklu sülalesinden birinin ölümüne aittir. Feridun Nafiz Uzluk’un tıpkıbasım hâlinde yayımlayıp Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi adıyla Türkçeye çevirdiği eser (Ankara 1952), Muhammed Cevad Meşkûr (Ahbâr-ı Selâcika-i Rûm, Tahran 1350 hş., s. 343-371) ve Nadire Celalî (Târîh-i Âl-i Selçûk der-Anatoli, Tahran 1378 hş./1999) tarafından da neşredilmiştir.

İbn Bibi’nin Anadolu Selçukluları hakkında bilgi ihtiva eden Farsça el-Evâmirü’l-’Alâ’iyye fi’l-umûri’l-’Alâ’iyye’si de (tıpkıbasım, Ankara 1956; trc. Mürsel Öztürk, I-II, Ankara 1996) bir Selçuknâme’dir. Yazıcıoğlu Ali’nin bu eseri bazı ilavelerle Türkçeye çevirerek II. Murat’a ithaf ettiği Târîh-i Âl-i Selçûk adlı kitabının üçüncü kısmı da bu gruptandır. Kerimüddin Aksarayî’nin Farsça Müsâmeretü’l-ahbâr ve müsâyeretü’l-ahyâr’ı (Tezkire-i Aksarâyî) Selçuknâme olarak kabul edilebilir. Osman Turan’ın neşrettiği eseri (Ankara 1944) Fikret Işıltan kısaltarak Almancaya (Leipzig 1943), Nuri Gençosman Türkçeye (Ankara 1943) çevirmiş, eserin tam tercümesi Mürsel Öztürk tarafından yapılmıştır (Ankara 2000). Niğdeli Kadı Ahmet (ö. 734/ 1334), el-Veledü’ş-şefîk adlı Farsça eserinde (vr. 140b, 141a) (Süleymaniye Ktp., Fâtih, Nu. 4519) bir Selçuknâme yazdığını zikrediyorsa da bu eser kayıptır. Bibliothèque Nationale’de bulunan (Nu. 1182) Müntehab-ı Tevârîh-i Selâcika adlı Türkçe eserde Büyük Selçuklular ve Irak Selçukluları hakkında kısa bilgi verilmiş (vr. 7a-13b), Anadolu Selçukluları’na dair bölüm genelde Yazıcıoğlu’nun eserine dayanılarak kaleme alınmıştır (Merçil, I, 299-303). Sultan Muhammed Tapar’ın hanımı Gevher Hatun’un müstevfisi Ebu Tahir-i Hatuni, Sultan Sencer zamanında Emirüşşuara Muizzî, Sultan I. Alâeddin Keykubat devrinde Kaniî-i Tusi, III. Alâeddin Keykubat zamanında Hoca Dehhani ve Timurlular devrinde Hasan-ı Yezdî tarafından yazılan Selçuknâme niteliğindeki eserler günümüze ulaşmamıştır.

 

(DİA)

BİBLİYOGRAFYA

  • Merçil, 2009.