BEYŞEHİR

Osmanlı Döneminde Beyşehir Kazasında Tekke ve Zaviyeler

Bilindiği gibi Anadolu’da fethedilen topraklar üzerinde kurulan ilk Türk yerleşmelerinin hemen arkasından tekke ve zaviyeler inşa edilmiştir. Anadolu’nun Türk ve İslamlaşması ve Osmanlı uygarlığının yerleşmesi neticesinde bu müesseselerin kültürel alandaki etki ve faaliyetleri sona ermemiştir. Tekke ve zaviyeler XIX. yüzyılın sonlarına kadar askerî fetihlerle olan ilişkilerini kaybetmiş olmalarına rağmen önemlerini korumuşlardır. Zaviyede ikamet eden dervişlerin iskân edilmemiş yerler ile geçit bölgelerinin şenlenmesi, iskân yerlerinin Türkleşmesi ve İslamlaşmasındaki rolleri çok büyüktür.

Aşağıda Beyşehir kazasında varlığı tespit edilebilen tekke ve zaviyelere yer verilecektir. Ancak buradaki tekke ve zaviye listesi, günümüzdeki idari bölünüşe göre Beyşehir merkez ve Beyşehir’e bağlı köy ve kasabalar dikkate alınarak oluşturulmuştur. Bu sebeple Osmanlı Döneminde Beyşehir kazasına bağlı bulunduğu hâlde, bugün Konya, Hüyük, Derebucak veya Seydişehir’e bağlı bulunan yerleşimlerdeki tekke ve zaviyelere değinilmemiştir.

Beyşehir Merkez Kalenderhane Zaviyesi

Zaviye, Beyşehir merkezinde bulunuyordu. 1354 yılında İsmail Ağa tarafından yaptırıldığı bilinen zaviyeden geriye kırık bir kitabeden başka hiçbir iz kalmamıştır. İsmail Ağa’nın 1362 tarihinde bir vakfiye tanzim ettirerek müesseseye bazı gelirler vakfettiği de bilinmektedir. Arşiv belgelerinden, bu zaviyenin Emir Muhyiddin İsmail bin el-Hac Hüsameddin tarafından yaptırıldığı ve Kalenderhane taifesinden Şeyh Cemaleddin Savi’ye bağlı mücavirin ve misafirine şart edildiği anlaşılmaktadır.

Arşiv kayıtlarında zaviyenin ismi “Şeyh Cemaleddin binası Kalenderhanesi”, “Şeyh Cemaleddin’in bina eylediği Kalenderhane Zaviyesi”; “Kalenderhane maruf Şeyh Cemaleddin Zaviyesi” veya “Şeyh Cemaleddin Zaviyesi Kalenderhane tayin olunan Mevlevihanesi” şeklinde geçmektedir. Ayrıca belgelerde zaviyenin Mevlâna Dergâhı’na bağlı bir Mevlevîhane olduğu, “Tarikat-ı Mevlevî” fukaralarına ait bulunduğu ve Mevlâna Dergâhı’nın postnişinleri tarafından zapt ve idare olunduğu ifade edilmektedir.

Osmanlı arşiv belgelerinden zaviyenin XIX. yüzyılın sonlarına kadar faaliyette olduğu anlaşılmaktadır. XX. yüzyıl başlarında harabe hâle gelen zaviyeye ait türbenin 1953 yılına kadar ayakta olduğu bilinmektedir. Ancak bugün zaviyeye dair herhangi bir iz bulunmamaktadır.

Beyşehir Merkez Çilledar Sultan Zaviyesi

Zaviye, şehir merkezinin hemen dışında İskender denilen yerde hafif bir tepenin üzerinde, Beyşehir Gölü’nün güneyinde bulunuyordu. Zaviyenin bulunduğu bölgenin ismi belgelerde Yelten olarak da ifade edilmiştir. Zaviyenin, Beyşehir’de bir süre hüküm sürmüş olan İlhanlı emirlerinden İsmail Ağa tarafından XIV. yüzyılın ikinci yarısında yaptırıldığı bilinmektedir. Bir külliye şeklinde yaptırıldığı anlaşılan zaviye; aşhane, tabhane, derviş odaları, şeyh dairesi ve türbeden oluşmaktaydı. XIX. yüzyılda faaliyetini sürdürdüğü anlaşılan zaviyenin, XX. yüzyılın başlarında harabe hâline geldiği ve Türbe taşlarının başka yerlerde devşirme malzeme olarak kullanıldığı bilinmektedir. 1966 yılında yalnız temelleri görülebilen türbe, bugün tamamen yok olmuştur. Zaviye yıkılmadan evvel önünde çıngıraklı bir kuyusu da bulunmaktaydı.

Beyşehir Merkez Şeyh Hamza Zaviyesi

Zaviye, Beyşehir merkezinde Beyşehir Kalesi dâhilinde, Şeyh Hamza Mahallesi’nde bulunuyordu. İ. H. Konyalı, Eşrefoğlu Türbesi’nin karşısındaki mezarlığa Hamzazadeler Mezarlığı denildiğini naklederek, zaviyenin bu mezar çevresinde olabileceğine işaret etmiş; fakat ne zaman ve kim tarafından inşa edildiği hakkında bilgi vermemiştir. Bununla birlikte tahrir kayıtlarından, zaviyenin 1476 yılından önce inşa edildiği anlaşılmaktadır. Osmanlı arşivindeki atama kayıtlarından XVIII. yüzyılın sonlarına kadar faaliyette olduğu anlaşılmaktadır.

Beyşehir Merkez Şeyh Balı Zaviyesi

Beyşehir merkezinde bulunan zaviyeden bugün herhangi bir iz kalmamıştır. Zaviyenin ne zamandan beri faaliyette olduğu bilinmemekle beraber, arşiv kayıtlarından en azından XVIII. yüzyılın ikinci yarısında faaliyette olduğu anlaşılmaktadır.

Beyşehir Merkez Arbayak Zaviyesi

Zaviye, bazı belgelerde İçerişehir Mahallesi’nde bazı belgelerde de Meydan Mahallesi’nde gösterilmektedir. Bu zaviye 1483 tahrir kayıtlarında İçerişehir Mahallesi’nde gösterilen Ertunzade (Aryun-zade) Zaviyesi olmalıdır.

Beyşehir Merkez Ahi Mesut Zaviyesi

İ. H. Konyalı, bu zaviyenin Beyşehir merkezinde olabileceğini ifade etmektedir. Asıl Ahi zaviyesinin yıkıldığı ve emirler tarafından iki farklı yerde yeni zaviyeler ihdas edildiği, bunlardan birisini 1476 yılında Ahi Sait, diğerini de Ahi Kemal adlı kişilerin tasarruf ettiğini belirtilmektedir.

Diğer Tekke ve Zaviyeler

Osmanlı arşiv belgelerinde Beyşehir merkezinde olduğunu düşündüğümüz Şaban Baba Tekkesi, Şeyh Cafer ve Şeyhzade zaviyelerinin isimlerine de tesadüf edilmektedir. Arşiv kayıtlarından, Beyşehir’e bağlı köylerde de pek çok tekke ve zaviyenin faaliyette olduğu anlaşılmaktadır. Bu tekke ve zaviyelerin bazıları hakkında pek çok bilgi bulunmasına rağmen burada sadece bunların isimlerine yer verilecektir. Ancak Osmanlı Döneminde faaliyette bulunduğu anlaşılan bazı zaviyelerin bulunduğu yerleşimlerin günümüzde aynı isimle anılmadığı ve bazı yerleşimlerin ise terk edildiği anlaşılmaktadır.

Afşar köyü Afşar Bey Zaviyesi, Ali Bey köyü Ali Bey Zaviyesi, Alpgazi köyü Hacı Armağan Zaviyesi, Avdancık köyü Ali Küçük Zaviyesi, Bayatlar Zaviyesi, Baydar Zaviyesi, Bayındır köyü Surnayî Zaviyesi (Musa Baba Tekkesi veya Zurnazen Musa Zaviyesi), Bayındır köyü Şeyh Ahmet Zaviyesi, Bereket köyü Sinan Dede Tekkesi, Çiçekler köyü Şeyh Hamza Zaviyesi, Çiftlik köyü Hoca Cihan Zaviyesi, Çonya köyü Şükran Dede Zaviyesi, Çukurkent köyü Hacı Baba Zaviyesi, Davutlar köyü Sağır Şeyh Zaviyesi (Sarı Şeyh, Sağır Şeyh ve Sağır Âşık), Derviş Hızır Zaviyesi, Gönen köyü Gönen Abdal Zaviyesi, Hüssün köyü Ahi Seydi Zaviyesi, Hacı Yusuf Zaviyesi, İsa köyü Şeyh Muhyiddin ve Şeyh Abdi Zaviyeleri, Karahisar köyü Hacı İlyas Zaviyesi, Kükürdî köyü Şeyh Said Zaviyesi, Mümin Hacı Zaviyesi, Seyyit Hasan Zaviyesi, Şeyhler köyü Şeyh İdris Zaviyesi, Şeyh Ahmet Zaviyesi, Şeyh Hasanoğulları Mehmet ve Habip Fakih Zaviyesi, Yatağan Mürsel Zaviyesi.

HÜSEYİN MUŞMAL

BİBLİYOGRAFYA

  • Çiftçioğlu, 2002; Erdoğru, 1992; a. mlf., 1994; a. mlf., 1998; Konyalı, Konya Tarihi, 1998; Muşmal, 2005; a. mlf., 2006b; Uzluk, 1958.