BEYŞEHİR GÖLÜ

Beyşehir Gölündeki Adalar

Beyşehir Gölü üzerinde ortalama olarak otuz üç irili ufaklı ada vardır. Göldeki su seviyesine göre ada sayısı da değişebilmektedir. Göldeki başlıca adalar şunlardır:

Mada (Kazak) Adası: 822 hektar yüz ölçümü ile Beyşehir Gölü’nün en büyük adasıdır. İki tepeden oluşan adanın, güneyindeki tepe 1345 metrelik yükseltiye sahiptir. Adanın kuzeybatısındaki koyak ve yakınındaki içme suyu kaynağı yerleşime ortam hazırlamıştır. Adanın batısında yer alan kıyıda bir birikinti konisi üzerinde kurulmuş olan Gedikli köyünün topoğrafik açıdan yerleşim yeri ve tarım alanlarının sınırlı olması, adadaki bu yerleşimin ortaya çıkmasında etkili olmuştur (Yazıcı-Arıbaş, 2002, 43).

Mada’nın kelime anlamı “mide” demektir. Ancak Fatih dönemi Beyşehir vakıflarını tespit eden defterde adı “Mado” şeklindedir. Daha sonraki Osmanlı kaynaklarında “Made” ve “Mada” şeklinde yazılmıştır.

Mada Adası’nda Bizans Döneminde başlayan yerleşme, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden günümüze kadar süreklilik göstermiştir. Adada Osmanlı Devleti egemenliği sırasında yerli halkla dost olan, âdetlerini benimseyen ve Bizanslılara yabancılaşan Hristiyanlar oturmaktaydı. Anadolu’nun Selçuklu hâkimiyetine girmesi sonucu, Bizans İmparatoru Yuannis 1142 tarihinde İğdeli, Mada, Akburun ve Çeçen adalarındaki bir kısım Hristiyan halkın göç etmesini sağlamıştır. Selçuklu Döneminde adanın kuzeyine, Eşrefoğullarından Mehmet Bey döneminde de adaya bir köşk yaptırılmıştır. Adanın kuzeyinde bu köşke ait olduğu sanılan duvarlar mevcuttur. Dolayısıyla bu adalar zaman zaman dinlenme ve eğlenme yeri olarak değerlendirilmiştir (Yazıcı-Arıbaş, 2002, 43-44).

93 Harbi’nden (1877-78) sonra Anadolu’ya gelen Kafkas muhacirlerinden Çeçenler, Beyşehir ve çevresine iskân edilirken bir bölümü de Mada Adası’na yerleştirilmiştir (1901). Çeçen nüfusun 1936’da Beyşehir ilçe merkezine göç etmesi sonucu ada, Gedikli köyündeki bazı ailelerce satın alınmıştır. Gedikli köyü Osmanlı Devleti yönetimi esnasında çiftlik yerleşmesidir. Ancak köyün doğusundaki Anamas Dağları’na, Antalya’nın Manavgat ilçesi Gevişli köyünden yaylacılık faaliyeti için gelenler zamanla Gedikli’ye yerleşmişlerdir. Bundan dolayı Mada Adası’nda oturan nüfus köken itibarıyla Manavgatlıdır. Ada, 1963 yılına kadar Beyşehir’in Tolca köyüne bağlı iken, idari değişim sonucu Kumluca Mahallesi olarak Isparta-Şarkîkaraağaç’ın Gedikli köyü sınırlarına dâhil edilmiştir. Bu tarihte adada 38 hanede 187 kişi yaşamaktadır (Yazıcı-Arıbaş, 2002, 44). Son rakamlara göre adanın nüfusu 253’tir.

Mındıras Adası: Beyşehir Gölü’nde mağarası ve antik kalıntılarıyla dikkati çeken bir ada olan Mındıras, tarih içerisinde Beyşehir Gölü’nün sularının yükselmesine yahut çekilmesine bağlı olarak bazen ada bazen de yarımada şeklini alan bir tepedir. Burası, ikinci derece arkeolojik ve tabii sit alanıdır. Adadaki buluntular buradaki en eski yerleşmenin Hitit Dönemine ait olduğunu göstermektedir. Adanın zirvesinde bugün izlenebilen kalıntılar ise Roma Dönemine aittir. Zirvenin etrafı surlarla çevrili iken zamanla bu surlar yıkılmış ve normal kaya görünümünü almıştır. Gurgurum denilen ve Beyşehir Gölü suları altında kalan kent, Mındıras Adası’ndan çıplak gözle görülebilmektedir. Ada etrafındaki geniş sazlıklar yerli veya göçmen pek çok kuş türünün burada yaşamasını sağlamaktadır. Bundan dolayı adada Selçuklu ve Osmanlı hükümdarlarının kuşhanesi bulunmaktaydı. O dönemlerde anaç kuşların yavrularını tutan yakalayıcılar vergiden muaf tutulmuşlardı. Adadaki küçükbaş hayvan otlatma faaliyeti de adanın sit alanı olarak ilan edilmesinin ardından yasaklanmıştır.

Mındıras Mabedi

Adanın en tepe noktasında bir tapınak vardır. Tapınakta kullanılan malzemenin büyüklüğü Gurgurum’un büyüklüğünü de gözler önüne sermektedir. Uzunluğu doğudan batıya doğru olan bu mabet, 18,5x13,5 metre ebadında bir dikdörtgen kaide üzerine kurulmuştur. 1952 yılında bölgede incelemelerde bulunan M. Zeki Oral’ın notlarına göre temelleri ile doğu duvarında 3,18 m uzunluğunda, 1,27 m genişliğinde ve 0,80 cm kalınlığında devasa taşlarla yapılmış bir sıra taş kalmıştır.

Mındıras Kalesi

Kesin olarak kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte, Mındıras Adası üzerindeki kale Gurgurum antik kentinin iki kısmından birini oluşturmaktaydı ve Roma Devrinde burası bölgenin önemli şehirlerinden biriydi. Diğer yerleşimin büyük bölümü bugün göl suları altında kalmıştır. Gurgurum kentinin sular altında kalan kısmı Mındıras Adası’nın hemen doğusunda kıyıdan itibaren başlamaktadır. Ada üzerinden bakıldığında suyun sakin ve temiz olduğu zamanlarda şehrin harabeleri görülebilmektedir. Gölyaka Belediyesinin yeni binasının bahçesinde o döneme ait bazı antik taşlar mevcuttur. Bu taşların nereden ve nasıl geldiği tam olarak bilinmemektedir. Yöre tarihi ile ilgili çalışmaları olan emekli öğretmen Veli Karaca, çalışmalarında 1933 yılında gölde çok büyük orandaki bir çekilmeden bahsetmekte, bu çekilme sırasında su altından çıkan eserlerin yağmalandığını ve bu antik eserlerin onlardan geriye kalanlar olduğunu belirtmektedir.

Kale kalıntıları ve mabet duvarları eski çağlarda adanın mamur olduğunu göstermektedir. Burada Hitit ve eski Yunan dönemlerine ait keramikler bulunmuştur. Mındıras Adası hakkında bir Selçuklu şairi: “Cezîreydi içi yemiş-i bî-şumâr / Hem ağaçlarıydı kamu meyvedâr” (Bir ada ki, içinde sayısız yemiş vardı; ağaçları da hep meyveli idi) demiştir (Oral, 1958, 24).

Şehrin kalesi Mındıras Adası üzerinde açıkça görülebilmektedir. Büyük oranda tahrip olan surların tepeyi çepeçevre sardığı belli olmaktadır. Kalenin aşağı kısmında göle bakan yamaçta eğimin azaldığı yerlerin mezarlık olduğu kasaba halkı tarafından söylenmektedir. Hazine avcıları tarafından yağmalanan mezarlarda bulunan toprak heykelcikler, mızrak uçları vb. eşyalar kale tarihi ve insanlarının dinî inançları açısından ipuçları vermektedir.

Büyük taşlarla yapılan kalenin bazı yerlerinde 2 metre yüksekliğinde duvarlar mevcuttur. Adanın güney eteklerinde kalenin dış surlarından bakiyeler vardır. Prof. Dr. Arif Müfit Mansel ve Alman Eskiçağ profesörü Kurt Bittel’e göre buradaki mabet ve kale MÖ 3-4. yüzyıllara aittir (Oral, a.g.y.).

 

MUAMMER ULUTÜRK

BİBLİYOGRAFYA

  • Yazıcı-Arıbaş, 2002; https://tr.wikipedia.org/wiki/Mada_Adası, 27.08.2016/11.19; Oral, 1958, 15; Beyşehir İlçe Raporu, 2011, s. 24; http://www.iudergi.com/tr/index.php/cografya/article/viewFile/16680/15868, 10.01.2013; http://www.golyaka.bel.tr/yazdir.php?id=225, 10.01.2013.