AKŞEHİR

Akşehir Taş Medrese

Akşehir merkezinde Selçuklu Döneminde Sahip Ata Hüseyin oğlu Fahreddin Ali tarafından medrese, mescit, türbe ve darülkurra olarak inşa edilmiştir. Yapının batısında, bir şifahanesinin bulunduğu belirtilirse de günümüzde mevcut değildir. İnşasında taş, tuğla, çini gibi malzemenin yanı sıra çok miktarda devşirme malzemeye yer verilmiştir.

Girişin bulunduğu ana cephesi üzerinde bitişiğindeki mescit, minare, türbe ve taç kapı esere anıtsal bir değer kazandırmıştır. Taç kapı, taşıyıcı duvarın içine doğru yönelerek eyvan şeklini almıştır. Basık kemerli bir açıklık ile üzerindeki kitabe panelinden ibaret olan taç kapının mukarnaslı kavsarası 1910 yılında yapılan onarımlar sırasında kitabeye kadar sökülmüş ve bir daha yerine konulamamıştır.

Medrese, açık avlulu, dört eyvanlı medreseler grubuna girmektedir. Avlunun güney kanadında beş öğrenci hücresi yer alır. Bunlar avluya birer basık kemerli kapı ile irtibatlandırılmıştır. Hücrelerin üzeri sivri beşik tonozla kapatılmıştır. Bu kanattaki kapı ve pencerelerin inşasında tuğla kullanılmıştır.

İki yönden revakla çevrili avluda özellikle revak kemerlerini taşıyan sütunlar ve sütun başlıklarının bir kısmı aynı formda olmakla birlikte bazısı birbirine hiç benzemez. Güney kanattaki revak özgünlüğünü korumaktadır. Avluya hâkim bir konumda açılan kuzey kanadındaki ana eyvanın üzeri sivri beşik tonoz ile örtülüdür ve avlu zemininden bir basamak yüksektedir. Bir yanında kare planlı bir türbe, diğer yanında ise birisi dar iki oda yer alır. Doğu duvarına yerleştirilmiş bir kapı batıdaki türbe ile irtibat sağlamaktadır. Avlunun bu kanadında da avluya doğru sivri tonozlarla yönelen revak yer almaktadır. Avlunun doğu kanadına ise ana eyvan ve kışlık dershaneler yerleştirilmiştir. Ana eyvanın iki yanındaki kışlık dershaneler yelpaze pandantiflerle geçilen kubbe ile örtülüdür.

Medresenin süsleme açısından en gösterişli kısmı türbesi olup girişi avlunun güney kanadındandır. Üzeri Türk üçgeni geçişli bir kubbe ile örtülüdür. Geçiş elemanlarının yüzlerinde firuze sırlı çini süslemeler bulunur. Kuzey bitişiğindeki mescidi, giriş bölümü kübik harimden meydana gelir. Mescidin minaresi XIII. yüzyıldan kalan nadir örneklerden birisidir. Daire planlı gövdeye sahip minarenin tuğla duvar örgüsü, çini mozaiklerle süslenmiştir.

Taş Medrese pek çok onarım geçirmiş olup bu yüzden yapının cephe sistemi tamamen bozulmuş, avlunun güney kanadı revak haricinde yenilenmiştir. Uzun süre Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmıştır.

Akşehir Taş Medrese

OSMAN ERAVŞAR

BİBLİYOGRAFYA

  • Konyalı, 1949; Sözen, 1970; Sözen, 1975; Bakırer, 1981; Samur, 1996; Demiralp, 1996; Akok, 1977ç, 5-7.