ABDÜLAZİZ MESCİDİ

Türkiye Selçuklu Dönemi eseri.

Abdülaziz Mahallesi’ndedir. Kare planlı kübik gövdenin tek kubbe ile örtüldüğü orta boy mescitlerdendir. Üzerinde herhangi bir kitabesi olmamakla beraber 1962 yılında ortaya çıkarılan çini mihrabındaki kitabeden Sultan II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in oğlu II. İzzeddin Keykavus döneminde 651 (1253)’li yıllarda inşa edildiği tahmin edilmektedir.

Beden duvarları kesme taşla örülen mescidin doğrudan duvarlara oturan kubbesi ile köşe tromplarında malzeme olarak tuğla kullanılmış, içeriye giriş ise batı cephesinin kuzey köşesi yakınına açılan dikdörtgen bir kapı ile sağlanmıştır. Etrafı profilli silmelerle çevrelenen kapı açıklığının üstündeki hafifletme kemeri örtülerek kapatılmıştır. Zeminin dolması sebebiyle temeli biraz daha aşağıda kalan yapının batı cephesine altta büyük, üstte yuvarlak kemerli, küçük bir pencere açılmıştır. Güney köşeye yakın olan alttaki kare pencerenin üstünde de yine girişteki gibi sivri hafifletme kemeri bulunmaktadır. Diğer cephelerde alttaki büyük pencereler olmayıp, sadece duvarların ortalarına gelecek şekilde saçak altlarına açılan kemerli üst pencerelerle aydınlatılma sağlanmış, mihrabı desteklemek amacıyla kıble duvarına vurulan beton payanda ise çirkin bir görüntü oluşturmuştur. Kubbe kurşun kaplamalıdır.

Mescidin içi tuğla örgülü tromp ve kubbenin dışında tamamen yenilenerek özelliğini yitirmiştir. Silindirik formlu mihrabın cephesi öne doğru taşıntı yapmaktadır. 1962 yılında yapılan restorasyonunda çamur harçla sıvalı olan mihrabın yerinden sökülüşü sırasında mihrap nişini dolduran molozlar arasında yazılı çini parçaları ile alçı süsler bulunmuş ve tasnif edilerek Karatay Çini Müzesi’ne kaldırılmıştır. Bu restorasyonu gerçekleştiren dönemin müze müdürü Mehmet Önder mihrabın üst alınlığında firuze renkli dikdörtgen çinilerin yerinde bırakıldığını söylese de bunlar artık tamamen kaybolmuş, sadece kavsara altında yazılı bir alçı kabartma yerinde sağlam kalabilmiştir. Mihrapta bulunan çinilerin Abdülaziz Mescidi’nin kitabesine ait kalıntılar olduğu muhakkaktır. Toplam on beş parça hâlinde müzede sergilenen bu kitabenin bir kısmının eksik olması sebebiyle tam olarak okunamamakta, tarihi, yapanı, yaptıranı hakkındaki ifadeler tahminlere dayandırılmaktadır. Lacivert zemin üstüne kabartılan beyaz nesih yazılı kitabenin ölçülerinden (0,35x0,71 m) mescidin kapısının üzerinde yer aldığı, mihrabının da çini mozaik tekniğinde olduğu düşünülmelidir. Osmanlı Dönemindeki vakıf kayıtlarıyla, Konya şeriye sicil defterlerinde de adı geçen ve zamanla tahrip olan eserin, dökülen çinilerinin kaybolmaması için onarımlar sırasında mihrap boşluğuna doldurulduğu anlaşılmaktadır.

Abdülaziz Mescidi

YAŞAR ERDEMİR

BİBLİYOGRAFYA

  • Önder, 1971, 145-148; Öney, 1978a, 31; Erdemir, 2001, 142; Önder, 1968, 127- 128.