BAHÇIVAN, AHMET

(Takva) (1323/1907-1975) Matbaacı, Selçuk ve Yeni Meram gazetelerinin kurucusu.

Konya’da doğdu. “Takva” lakabıyla tanındı. İlk tahsilden sonra çalışmak zorunda kaldığından, Babalık gazetesi matbaasında mürettip yardımcısı olarak işe başladı. Çıraklığını yaptığı işin patronluğuna yükselecek olan Bahçıvan, Millî Mücadele Döneminde matbaanın vazgeçilmez elemanlarındandı. Rumca hurufatı ve mürettipleri de olduğu için Batı Cephesi’nde dağıtılan bildiriler, bu matbaada basılmaktaydı. Bir Konya ziyareti esnasında yanında Batı Cephesi komutanı İsmet Paşa olduğu hâlde Babalık’a gelen Mustafa Kemal Paşa, bildirilerin basılışını takip eder ve ancak bir beygir gücüyle çevrilebilecek volanı, elleriyle çevirerek beyannamelerin basımını sağlayan matbaa çalışanı genç irisi “Takva”yı takdir eder.

Babalık’ta ekonomik olarak da zor şartlar altında çalışan Takva, başmürettipliğine kadar yükseldiği bu matbaadan, maaşla çalışılan resmî Vilâyet Matbaasına geçti. Konya vilâyet gazetesinin kapatılmasının ardından, 1933’te Cumhuriyet Halk Fırkası mülkiyetine geçen Vilayet Matbaasını bir süre, parti hesabına, Mustafa Ataman* ile birlikte çalıştırdı. Ekekon gazetesi, 1935’te parti adına, bu matbaada çıkarıldı.

Bir süre sonra Takva, kendi işini kurdu. Geceleri Belediye Sinemasının büfesini işletip gündüzleri, küçük matbaasında çalıştı. 1945’te, M. Muhlis Koner’le* birlikte Selçuk gazetesini kurdu. Baskı sayısı bini bulan Selçuk’un sahipliği 14 Kasım 1947’de Ahmet Bahçıvan’a geçti. Asıl işi matbaacılık olan Bahçıvan, Ülkü Basımevinin de sahibiydi. 28 Ağustos 1950 tarihinde Yeni Meram’ı yayımlanmaya başlaması ile Selçuk, yerini bu yeni gazeteye bıraktı. Takva, çeyrek asır yeni kurduğu bu gazetenin başında bulundu. Yeni Meram’da, yan tarafta dizgi ve baskı makinelerinin faaliyet gösterdiği, aynı bölümde kendisinin de oturduğu, kalabalık ve gürültülü de olsa huzurlu bir çalışma ortamı hazırladı.

1966’da Konya’da daha güçlü bir gazete oluşturmak amacıyla dört gazete (Yeni Konya, Sabah, Şehir Postası, Yeni Meram) tek gazete olarak çıkma kararı aldı. Takva’nın da içinde yer aldığı bu birliktelik 1969’da dağılınca Yeni Meram’ı yeniden yayımlamaya devam etti.

Altmış yıla yakın bir süre basınla içli dışlı olan Takva, 1 Nisan 1975’te, bir ikindi sonrası, evine gitmek üzere bindiği araçta geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. (Latifeyi seven şakacı birisi olduğu için, aldatma günü olarak bilinen Bir Nisan günü vuku bulan vefatına, Selçuk Es* dâhil birçok kimse inanmaz.) Cenazesi, 02 Nisan 1975 günü Sultan Selim Camii’nde öğleyin kılınan cenaze namazı sonrası Musalla Mezarlığı’na defnedildi.

Şakaya gelen, hoşgörülü bir insan olduğu için seveni çoktu. Ahbapları arasında anlatılan pek çok mizahi fıkranın kahramanıydı. Telefonla arandığı zaman, ahizeyi eline alıp, yarı şaka, yarı ciddi: “Burası Takva, ben matba!” deyişiyle de ünlüydü. Ölümü üzerine yerini, oğlu Mustafa Yalçın Bahçıvan’ın aldığı müessesinde günümüzde üçüncü kuşak Bahçıvanlar çalışmaktadır.

Ahmet Bahçıvan (Takva)

CANER ARABACI

BİBLİYOGRAFYA

  • Arabacı, 2000, 150; Arabacı, 2008, 30-31; Arabacı vd., 2009, 234, 258, 263; Es, BKA; Uz, 2001; Anonim, 1975, 1, 7; Anonim, 2010a.