ALTINAPA HANI

Türkiye Selçuklu Dönemi eseri.

Konya-Beyşehir karayolunun on yedinci kilometresinde, Başarakavak yoluna sapıldıktan yaklaşık bir kilometre sonra, Altınapa Baraj Gölü sahası içerisindedir. Konya-Beyşehir-Antalya kervan yolunun Selçuklu Döneminde bilinen mevcut ilk durağıdır. Asıl adının “Altunba Hanı” olduğu ileri sürülse de adını banisi olan dönemin önemli devlet adamlarından Şemseddin Altınaba’dan almaktadır. Bulunduğu mevki mevcut vakfiyeye göre “Arkıt” adını taşımaktadır.

Kitabesi bulunmayan hanın, Recep 598/Mart-Nisan 1202 tarihli bir vakfiyesi vardır. Hanın, bu vakfiye dikkate alınarak Selçuklu Sultanı II. Süleyman Şah’ın tahta çıktığı yıllarda dönemin devlet adamları arasında yer alan Şemseddin Altınaba tarafından inşa ettirildiği kabul edilmektedir.

Türkiye Selçuklularılarının genellikle XII-XIII. yüzyıllarda inşa edilmiş avlulu ve kapalı kısmı bulunan hanlarının erken örneklerindendir. Yapının ana inşa malzemesi genellikle bu dönem Selçuklu yapılarında sıklıkla kullanılan taş, mermer ve devşirme malzemedir.

Altınapa Hanı’nın, doğu-batı doğrultuda, avlu ve kapalı kısmı hemen hemen eşit ölçülerde inşa edilmiş olduğunu eski yayınlardan öğrenmekteyiz. Günümüze ulaşan kısımları ile kapalı kısım dıştan dışa 24,00x17,60 m ölçülerindedir. Ancak kapalı kısmın doğusundaki avlulu kısmın doğu kanadı büyük ölçüde yıkılmış olduğundan uzunluk ölçüsü tam olarak verilememektedir. Genişlik olarak kapalı kısımla dıştan dışa aynı ölçülerdedir. Doğubatı doğrultusunda uzanan hanın taçkapısı avlulu kısmın doğusunda yer almaktaydı. Ancak, şimdi tamamen yok olmuş olan bu giriş istisnaları bulunmakla beraber benzer örneklerdeki gibi muhtemelen sivri kemer tonozlu, kavsaralıydı.

Eski resimlerde hanın güneydoğu köşesinde yer alan fevkani mescit de tamamen yıkılmış bulunmaktadır. Hanın avlu bölümü doğu-batı doğrultuda dikdörtgen bir şema göstermektedir. Ortadaki avlunun kuzey ve güneyinde doğu-batı doğrultuda boydan boya uzanan ve alttan sivri takviye kemerleri ile desteklenen birer tonozlu mekân bulunmaktadır. Kapalı bölüm günümüze büyük ölçüde sağlam gelebilmiştir. Evvelce sivri kemer tonozlu kavsaraya sahip bulunan girişi maalesef oldukça tahrip olmuştur. Selçuklu geleneğinde, öne doğru dikdörtgen prizma şeklinde çıkma yapan taçkapı bloğunun esas giriş açıklığı ve üzerinde evvelce kitabesinin de yer aldığı kapı alınlığı tamamen yıkılmıştır. Taçkapı niş kemerinin üzengi seviyesine kadar da toprak dolmuştur.

Hanın kapalı kısmı, iki sıra dörder ayakla, ortadaki daha geniş ve yüksek olmak üzere doğubatı doğrultuda tonoz örtülü üç sahına ayrılmıştır. Üst örtü her sahında alttan dörder sivri takviye kemeri ile desteklenmektedir. İç kısım, kemerleri taşıyan ortadaki ayakların yer yer üzengi seviyesine kadar moloz dolmuştur. Üst örtüde de kısmen çöküntüler olmuştur. Kapalı kısmın kuzey duvarında bir ve güney duvarında iki adet mazgal pencere bulunmaktadır.

On üçüncü yüzyıl başlarından günümüze kadar geçen zaman içerisinde maruz kaldığı tabiat ve insan tahribatına direnen avlulu hanların Selçuklu Döneminin önemli örnekleri arasında yer alan Altınapa Hanı, Konya-Beyşehir-Antalya kervan yolunun ilk duraklarından olması sebebiyle de önemlidir. Döneminin tipik mimarlık ve inşaat özelliklerine sahip olan yapının baraj gölü içerisinde bulunması sebebiyle şimdilik onarımı mümkün görünmemektedir. Ancak günümüze büyük ölçüde sağlam gelebilmiş olan kapalı kısmının tonoz örtüleri oldukça zayıflamıştır. Korunması gereken önemli maddi kültür varlıklarımızdandır.

Altınapa Hanı

REMZİ DURAN

BİBLİYOGRAFYA

  • Turan, 1947, 197-221; Erdmann, 1961; Konyalı, Konya Tarihi, 1964, 1023-1027; Özergin, 1965, 141-170; Akok, 1973, 5-36; Bayram, 1983, 51-79; Alptekin, 1988, 207-406; Demir, 1990, 24-27; İbn Bibi, el-Evamir, 1996; Duran, 2007, 77-88.