BİLMECE

Anonim halk edebiyatı türü.

Bilmece, günlük hayatta karşılaşılan hemen hemen her şeyi konu alan, soru ve cevap bölümlerinden oluşan, manzum ve mensur örnekleri bulunan anonim halk edebiyatı türüdür.

Bilmece kavramı Konya ve çevresinde de aynı adla anılmaktadır. Konya ve çevresindeki bilmece sorma geleneği ülkemizin geneliyle benzerlikler göstermektedir. Bilmeceler televizyon, radyo gibi iletişim araçlarının olmadığı eski zamanlarda, uzun kış gecelerinin değişmeyen eğlencelerindendi.

Konya ve çevresinde kadınlar ve çocuklar ocağın veya sobanın başında toplanarak, iki eşit gruba ayrılırlar. Bu gruplardan biri, karşı tarafa bir bilmece sorar. Bilmece cevaplandırılamazsa, soran taraf cevabı söylemek için gruptan bir şar (şehir) ister. Bilmecenin zorluğuna göre şehrin ya tamamı ya da bazı kısımları verilir. Örnek verecek olursak;

“Konya’nın şehir dükkânları senin olsun” denilmişse:

“Yeyim, içem, etrafa güller saçam

Sen yerlerde sürüne ben göklerde uçam”

şeklindeki tekerleme söylenerek, cevabı veremeyen tarafla alay edilir. Bilmece yarışmasının sonunda kim çok şar (şehir) almışsa o taraf galip ilan edilir (Önder, 1945, I/14). Saim Sakaoğlu da bir makalesinde bu gelenekle ilgili olarak şunları söylemektedir: “Konya’da genellikle büyük şehirlerle kutsal şehirler istenir: İstanbul, İzmir, Mekke, Medine gibi. İstenirken de “şarımı ver” denilir. Bağışlanan küçük şehirlerden pazarlık yapılarak büyük şehirlere kadar çıkılırdı. Daha sonra aynı şehir karşı tarafa kaptırılabilinirdi. Buradaki “şar” kelimesi Farsçada şehir anlamına geldiğine göre, bağışlar yalnız şehir vermekle oluyor gibi bir anlam taşıyorsa da zamanla şehirlerin dışındaki varlıklar da bağışlanabilir hâle gelmişlerdir. Saray, köşk gibi. Böylece zamanlarının güç şartları ile gidemedikleri ve arzuladıkları şehirleri kendilerinin kabul ederek avunuyorlardı.” (Sakaoğlu, 1970, 55-56).

Bilmecelerin Özellikleri

Bilmece toplumun her kesimine hitap eden bir türdür. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı herkes bilmece sorabilir veya sorulan bilmeceye cevap verebilir. Geniş bir kesime hitap eden bilmecelerin bazı özellikleri vardır:

1. Bilmecelerin hem manzum hem de mensur örnekleri vardır.

İlim ilim ilmeli / İlim kadın düğmeli / Bunu bilen bilmeli / Bilmeyen de otuz iki şar vermeli (Cevap: Yüzerlik) (Ergun-Uğur, 2002, 275).

Bir kuyum var hep içine içine (Cevap: Kulak) (Ergun-Uğur, 2002, 277).

2. Manzum bilmeceler içerisinde en kalabalık grubu, beyitlerden ve dörtlüklerden kurulu bilmeceler oluşturmaktadır.

Küçücük fıçıcık / İçi dolu turşucuk (Cevap: Limon) (Ergun-Uğur, 2002, 274).

Beyaz ile başladım / Yeşil ile işledim / Al ile bitirdim / Cümle âleme yetirdim (Cevap: Kiraz, vişne) (Ergun-Uğur, 2002, 275).

3. Bilmeceler genellikle anonimdirler, ancak lûgaz veya muammaların söyleyicileri/yazanları genelde bellidir. Muamma ve lûgaz geçmişte daha çok klasik edebiyat ürünü olarak telakki ediliyordu. Günümüzde ise bu türler, âşık şiirinde muamma başlığı altında birleştirilmiştir. Bilindiği gibi muammada bir ad, lûgazda ise bir nesne gizlenir. Bu türler beyit şeklinde olabildikleri gibi, dörtlük olarak da görülmektedir.

Bilmek istersen habibin ismini / Çıkar Hamsîn içinden Erbaîni (Cevap: Hüseyin) (Ergun-Uğur, 2002, 278).

4. Bilmece metinlerinde anlamlı kelimelerin yanı sıra, herhangi bir anlamı olmayan doldurma ve yansıma kelimelere de rastlanmaktadır.

Melemez yelemez / Ocak başına gelemez (Cevap: Yağ, tereyağı) (Önder, 1945, 15).

5. Bilmecelerin cevapları tek kelimeden veya daha fazla kelimeden oluşabilir. Cevabı manzum olan bilmece örnekleri de vardır. Bazı bilmecelerin cevabının birden fazla olabileceği gibi, bazıları da birden fazla soru ihtiva edebilir.

a. Cevabı Tek Kelimeden Oluşan Bilmeceler

Ben giderim o gider / Pare pare iz eder (Cevap: Baston) (Ergun-Uğur, 2002, 275).

b. Cevabı İki Kelimeden Oluşan Bilmeceler

Felek kabzeylemiş altun şamdanı / Gümüş pervaneler tutmuş cihanı (Cevap: Ay ve yıldızlar) (Ergun-Uğur, 2002, 274).

c. Cevabı Üç Kelimeden Oluşan Bilmeceler

Yer yer doymaz / Yatır kalkmaz / Gider gelmez (Cevap: Ocak, odun, duman) (Ergun-Uğur, 2002, 277).

d. Cevabı Dört Kelimeden Oluşan Bilmeceler

Aktır tarlası / Karadır tohumu / El ile eğilir /Dil ile biçilir (Cevap: Kâğıt, mürekkep, yazı, okumak) (Ergun-Uğur, 2002, 274).

6. Konu bakımından oldukça zengindirler. İnsan hayatında karşılaşılabilecek hemen hemen her şey, bilmeceye konu oluşturabilir.

Uzun uzun uzalar / Kuyruğundan buzalar (Cevap: Fasulye) (Önder, 1945, 15).

7. Bilmecelerde eski gelenek ve göreneklerimizin izlerini bulabiliriz.

Küçücük kan daşı / Cümle âlemin yoldaşı (Cevap: Çıra) (Önder, 1945, 15). Bilmecede eskiden gece yolculuğu sırasında, çıranın kullanılmasına telmih yapılmıştır.

8. Bilmeceler, yetişkin ve çocuk eğitiminde önemli roller üstlenirler.

Bir yorganım var / Dünyayı sarar / Su üstünde / Kılmaz karar (Cevap: Kar) (Önder, 1945, 15). Bu bilmece her yaştaki çocuğun ilgisini çekecek niteliktedir. Bilmece metninden hareketle, çocuk kar hakkında bazı şeyleri öğrenecektir.

9. Bilmece her zaman sorulmaz. Yılın belirli zamanlarında (kış gecelerinde, yılbaşında, nevruzda, vb), imece usulüyle yapılan işler sırasında veya komşu toplantılarında sorulurlar.

Elikli ülüklü / Otuz iki delikli / Ya bunu bilirsin / Ya bu gece ölürsün (Cevap: Süzgeç) (Önder, 1945, 15).

10. Bilmece sorma geleneğinin bir özelliği olarak, cevabı bilemeyen kişiye ya hakaret edilir ya da sembolik bir ceza verilir.

11. Bilgi sınamak üzere hazırlandıkları için problem çözme yeteneğini geliştirirler.

Bilmecelerin Sınıflandırılması

Bilmeceler günümüze kadar birçok araştırıcı tarafından tasnif edilmiştir. Bunlardan Şükrü Elçin, Amil Çelebioğlu ile Yusuf Ziya Öksüz, Naki Tezel, İlhan Başgöz ve Hatice İçel bilmeceleri, cevap ve konularını göz önüne alarak sınıflandırmışlardır. Bunlardan hareketle şöyle bir sınıflama yapmak da mümkündür:

A. Yapıları Bakımından Bilmeceler

1. Mensur Bilmeceler

Aslında bu tür bilmeceler de manzumdurlar. Ancak zamanla bazı kısımları unutulduğu için nesirleşmiştir.

Yer altında kırmızı minare! (Cevap: Havuç) (Ergun-Uğur, 2002, 278).

2. Manzum Bilmeceler

Türk şiirinin ilk örneklerinden olan manzum bilmeceler, iki, üç, dört, beş veya daha fazla mısradan oluşabilmektedir. Mısralar arasında ahenk unsurları yer almasına rağmen, bazı mısraların hece sayılarında eşitlik kaybolmuştur. Bununla ilgili olarak, manzum Konya bilmecelerinin hece vezniyle olduğunu söyleyebiliriz. Bugün elimizde bulunan mısraların hece sayılarının eşit olmaması, metinde zamanla meydana gelen aşınmalar ve artmalarla ilgilidir.

B. Cevapları Bakımından Bilmeceler

Bilmecelerin cevabı bir, iki, üç, dört, beş ve daha fazla kelimeden oluşmaktadır. Bunların bir kısmı bilmecelerin özellikleri başlığı altında değerlendirildiği için, tekrar yoluna gidilmemiştir.

C. Konuları Bakımından Bilmeceler

Türkiye’deki bilmece sınıflandırmalarında takip edilen klasik yöntemdir. Tasnif, bilmece cevaplarının konularına dayalı olarak yapılmaktadır.

1. Tabiat ve Tabiat Olaylarıyla İlgili Bilmeceler

Çıt demeden çalıya düşer (Cevap: Güneş) (Ergun-Uğur, 2002, 274).

2. Bitkiler ve Bitki Ürünleriyle İlgili Bilmeceler

Dam altında teke bağlı / Kuyruğu köke bağlı (Cevap: Kabak) (Sakaoğlu-Alptekin, 1999, 364).

3. Hayvanlar ve Hayvan Ürünleriyle İlgili Bilmeceler

Sivri başlı bir dede / Şeytana uyar her gece /Evlerde çalar çengi / İnsanı eder bengi / Yoktur dedemin dengi (Cevap: Sivrisinek) (Sakaoğlu-Alptekin, 1999, 365).

4. İnsanlar ve İnsan Organlarıyla İlgili Bilmeceler

Altı mermer / Üstü mermer / İçinde bir gelin oynar (Cevap: Dil) (Ergun-Uğur, 2002, 274).

5. Eşyalarla İlgili Bilmeceler

Bilmece bildirmece / Resim yapar gündüz gece / Duvarlara asılır / Hemen her gün bakılır / Yapar resim bakınca / Siler çabuk kaçınca /Hatta gülsen ona sen / O da güler cevaben (Cevap: Ayna) (Sakaoğlu-Alptekin, 1999, 364-365).

6. Ölüm, Din ve Diğer Konularla İlgili Bilmeceler

Hak Teâlâ hoş yaratmış beş yemiş / Beni dahi birbirini görmemiş / İkisine gün dokunur yaz kış / Üçü dahi gün yüzünü görmemiş (Cevap: Beş vakit namaz) (Ergun-Uğur, 2002, 276).

ALİ BERAT ALPTEKİN

BİBLİYOGRAFYA

  • [Ergun]-[Uğur], 2002; Önder, 1945, I/14-15; a.mlf., 1945, II/15-16; Sakaoğlu, 1970, 55-63; a.mlf.-Alptekin, 1999, 353-372.